V.a HÄVITÄ🎭

149 42 204
                                    

Selamm, yeni bölümle karşınızdayım✨️

Ondan önce nasılsınız, günleriniz nasıl geçiyor? Okul açıldığından benimkiler fazlasıyla dolu maalesef 😅

Bu bölüm Perlita'dan devam ediyoruz, alttaki çizim de bana ait. Aslında bir önceki çizimin fotoğrafta çıkmamış sağ kısmı oluyor🙃

Bölüm ithafı gizliay_s 'a💜

İyi okumalar dilerimm🌷

İyi okumalar dilerimm🌷

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

V. BÖLÜM

HÄVITÄ

Fince: Yok olmak, kaybolmak.

Perlita

Güneşle ayın saklambacında ayın hâlâ ebe, güneşin de saklanan olduğu bir vakitte odada kaynamaya başlamış canlılık ve açılmış pencereden içeri vuran soğuk esinti uykumdan uyandırıverdi beni. Odanın ışığı açılmıştı, hemen hemen bütün kızlar telaşlı bir hazırlık içerisindeydi. Ne olduğunu ilk başta anlayamasam da birinin "Geç kalacağız bu gidişle yürüyüşe." deyişinden dünkü meseleden bahsettiklerini anladım.

Kısa sürmüş uykumla üzerimdeki yorgunluğu atamamıştım fakat burada daha fazla uyuyamayacağımdan ayaklandım. Ortalıkta Fawnia ve Yoconda da gözükmüyordu, onlarla bir muhabbetim olmasa da onları ilgilendiren şeyin beni de bağladığını hissettiğimden onları gözümle takip etmeye çalışıyordum. Bu nedenle elimi yüzümü yıkadıktan sonra onlara bakmak için odadan çıktım.

Koridor yemek sırası ve oraya buraya koşuşturan oyuncularla işgal edilmişti. Bu kadar erken bir saatte kahvaltı yapılması tuhaftı ancak bu beni inanılmaz derecede mutlu etti. Dünden beri daha da keskinleşmiş baş ağrımın açlıktan kaynaklandığını düşünüyordum ve Yoconda ve Fawnia'nın da sırada olduğunu görünce doğru yerde bulunduğumu düşünerek hemen sıraya girdim.

Kızarmış ekmek, yumurta, peynir ve sıcak sütten oluşan muazzam kahvaltı yürüyüşe gidecekler için böyle bir zenginlikle donatılmış olsa gerekti. Normalde yürüyüş olayı beni ilgilendirmese de bu zalim açlıktan kurtardığı için çok memnundum.

Kahvaltıdan sonra oyuncular teker teker aşağıya indiler, baş ağrım geçmese de bedenim sıcak yemeğin etkisiyle biraz daha rahatlamış hâlde salonun penceresinden ne yaptıklarını izlemeye koyuldum. Çünkü neyden çıktığını bilmediğim metal sesleri ve gürültülü konuşmaları dikkatimi çekmişti.

Alt kattan aldıkları tuhaf bir aleti sırtlarına takarak ya da kucaklarında taşıyarak çıkıyordu her biri. Bu alet çantaya çok benziyordu ama bir defa ondan çok daha büyük ve besbelli dışı demir gibi bir metalle kaplıydı. Çanta gibi takıldığında sırta gelen kısımsa kalın bir kumaşla örtülmüş, metalin vücutlarına değmesine engel olmuştu. Ne işe yaradığını bilmediğimden garipseyerek baktım, içine bir şey de katmamış görünüyorlardı. Kahvaltıdan arda kalan bazı yiyecekleri boynuna poşetle takmış olanlar da vardı ama bu metal çantaya bir şey yerleştirmemişlerdi.

TALANOA TİYATROSUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin