10

638 71 35
                                    

herkese merhaba~

uzun bir bölümle geldim ve sizden ricam bu bölümün yorumlarında buluşmamız. satır aralarında yalnızca minik ailemizden değil nasıl olduğunuzdan, kendinizden de bahsedebilirsiniz. mesaj kutumda da buluşabiliriz (⁠◕⁠ᴗ⁠◕⁠✿⁠) ayrıca bölüm sonuna minik bir not bırakacağım, gözden kaçırmayın.

iyi okumalar <3

hamileliğinin 28. haftası.

"...Durumunu biliyorum Yoongi. Ancak sen de Seongmin'in ne kadar inatçı olduğunu biliyorsun.. Seni çok özlediğini söylüyor, haftaya farklı bir şehre taşınacaklarmış ve ailesini de bu konuda fazlasıyla bunaltıyormuş, Yoongi öğretmenimle son kez görüşmeden gitmem diyormuş."

Yoongi o sırada karnında dört dönen bebeğini okşarken gülümsedi. Telefonda anaokulundaki genç öğretmen arkadaşlarından biriyle konuşuyordu. Kendisi doğum iznine çıktığından beri sınıfıyla ilgileniyordu ve öğrencilerinden biri, Seongmin, anlaşılan yokluğuna daha fazla dayanamamıştı. Yoongi öğrencisini çok iyi tanıyordu. Minik bir omegaydı ve oldukça duygusaldı. Öğretmeniyle kısa sürede güçlü bir bağ kurmuştu. Şimdiden zeki ve çalışkandı, sosyal ve girişken bir çocuktu. Aynı zamanda söylendiği gibi inatçıydı. Kendisini görmek istiyorsa eğer Yoongi onu telefonla arayarak yatıştıramazdı. Seongmin'i o da çok özlemişti, aslında öğrencilerinin hepsini gerçekten çok özlemişti Yoongi, işine ara vereli henüz bir ay olmuş olsa da.

Bu yüzden o da gidip öğrencilerini görmek istiyordu. Bir ay sonrasında birkaç saat için bile olsa öğrencilerinin yanına gitmek çok iyi gelecekti ona.

Ancak Taehyung bugün işteydi. Araba da ondaydı mâlum ve bu karnı burnunda hâliyle de toplu taşımayla yalnız başına yolculuk yapacak kadar güvenemiyordu kendine. Haftanın son günüydü. Yani görüşmeyi erteleyemezdi de.

"Sorun yok Taeyang, eşimi arayıp beni okula getirebilir mi diye soracağım. Sana haber veririm."

Telefonu kapatmasının ardından derin bir nefes almıştı. Hızla Taehyung'u buldu rehberinde. Aramasını hemen açmıştı.

"Selam hayatım~"

Gülümsemesine engel olamazken alfasına aynı şekilde karşılık verdi. "Bugün çok yoğun musun hm?"

Taehyung birkaç saniye düşünürken hmmlamıştı. "Pek sayılmaz. Bilirsin her şeyi günü gününe yetiştiriyorum, bu yüzden birikmiş işim yok, bugün için de fazla yapılacak kalmadı. Bir şey mi isteyeceksin?"

"Aslında evet." dedi. "Sana daha önce bahsettiğim bir öğrencim vardı, Seongmin, taşınacaklarmış ve beni görmeden gitmek istemiyor. Bugün son gün ve yalnız başıma okula geçebilir miyim emin değilim. Beni bırakabilir misin diye soracaktım."

Şaşırdı biraz. "Seongmin'i hatırlıyorum elbette." Güldü, anılar aklına gelmiş olmalıydı. "Seni benden kıskanan şu tatlı omega, değil mi?"

Gülüşüne eşlik ederek onayladı Yoongi. "Tam olarak o. Beni ona götürür müsün?"

"Götürürüm tabii. Bir saat sonra gelsem geç olmaz değil mi, kalan evrakları hemen halledip izin alırım."

"Ben de bu süreçte hazırlanırım hiç sorun yok." dedi. "Seni seviyorum, görüşürüz."

Taehyung aramayı öpücükleriyle kapatırken gülümsemesi büyümüş ve Taeyang'a okula geleceğine dair bir mesaj atmıştı.

Ardından telefonu bıraktı, oturduğu koltuktan kalkabilmek adına ellerini arkaya dayadı ve kendini yavaşça itti. Bebeği bugünlerde iyice ağırlaşmış ve varlığını daha çok hissettirir olmuştu. Bu Yoongi'ye koca bir huzur hissettiriyordu. Elbette ağrıları da eksik olmuyordu ancak bunları da alfasına naz yaparak tatlı anılara dönüştürmeyi iyi biliyordu.

SMILES | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin