15 f • [2/2]

534 64 59
                                    

hamileliğinin son günü. 28 Ocak sabahı.

Saat henüz çok erkendi. Güneş yeni yeni doğuyordu ve henüz aydınlanmamış evlerden yalnızca bir tanesinin tüm ışıkları açıktı: Taehyung ve Yoongi çiftinin.

"Her şeyi bagaja koydum: bebek çantası, bizim çantalarımız ve atıştırmalıklar.. Hazırız Yoongi. Hazırız değil mi?" Taehyung derin derin nefesler alıp veren eşinin ellerini okşayarak sordu. Yoongi ne ara kapattığını bilemediği gözlerini açıp başıyla onaylamıştı. Birbirlerine gülümsediler. Taehyung eğildi, son kez iki kişi çıkacakları odalarında uzun sayılabilecek bir öpücüğü paylaştılar.

Ardından Taehyung belinden kavrayıp ayaklandırdı omegasını. Evlerinin ışıklarını söndürdü, kapısını bir güzel kilitledi. daha sonra Yoongi'nin dikkatlice arabalarına yürüyüp rahatça oturmasını sağladı. Kendi de şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı.

İkisinin kalpleri de yol boyu çok hızlı çarpıyordu, yaşadıkları heyecanın haddi hesabı yoktu. Sakinleşmek için güzel bir melodi açtılar, kırmızı ışıklarda birkaç saniye için buluşan elleri, dudakları ve Yoongi'yi beş dakikada bir yoklayan kasılmalarla hastaneye ulaştılar.

Her şey sandıklarından daha kolay ve olağan akışında ilerledi. Planlanmayan tek şey Dalgi'nin hesaplanan saatten üç saat önce doğum yolunda olmasıydı. Yoongi'nin suyu tam da doğum saatine dek bekleyeceği odaya alındığında gelmişti. Böylece yapılacaklar öne alındı ve hepsi çok hızlı bir şekilde gerçekleştirildi.

Onlarla ilgilenen doktor, hemşireler ve çalışanlar çok profesyoneldi. Yoongi ve Taehyung steril kıyafetler giydirilip doğumhaneye alınana dek hiçbir sıkıntı yaşamadılar. Doğum başladığında bile, Yoongi daha önce hayal edemeyeceği kadar büyük bir acının içinde kıvranırken bile, her şey yolundaydı. Alfası, Taehyung'u, elini bir kez olsun bırakmamıştı; gözünü açık tutabildiği her an onunla göz gözeydi. Onun feromonlarıyla sarılmıştı.

Saatler sonra Yoongi'nin son bir kez büyük bir acıya sahne olan bedeni saniyeler içinde rahatladı.

Ve işte, Dalgi oradaydı.

"Çok sağlıklı bir erkek omeganız oldu, tebrikler!"

Kıpkırmızı, küçücük ama aynı zamanda da tombul bir bebek.. Bir an sonra ciğerlerine dolan hava yüzünden ağlamaya başlamıştı bile.

Onun sesini duyunca, Yoongi ve Taehyung'un gözlerinden de birer yaş düştü. Onca acı, onca sıkıntı ve onca gülümseme...

Hepsine değmişti.

Dalgi'nin göbek kordonunu kesmesi için birkaç adım öteye çağırılan Taehyung, bir süre Yoongi'sinin elini bırakmak zorunda kaldı. Yavrusunu, omegasının bedeninden tamamı ile ayırırken elleri titriyordu. Ancak yapması isteneni başardı.

Yaşlar yüzünden bulanık gördüğü bebeğinin bir örtüyle sarıp sarmalanmasını izledi, hemşire onu yorgunluktan gözleri kapanan Yoongi'ye yaklaştırıp bir süre tenlerinin değmesine, birbirlerinin feromonlarını hissetmelerine izin verdi. Ardından üzerini temizleyip giydirmek üzere yanlarından ayrıldı.

Her şey bir perdenin ardındaydı sanki, yavrunun kesesinin de çıkartılmasıyla Yoongi'nin toparlanması, onun da üzerinin temizlenip steril kıyafetler giydirilmesi.. Taehyung her birine yardımcı olmaya çalışırken elleri titremeye devam ediyordu.

Bu yüzden kırk beş dakika sonra hemen yanındaki sedyede yorgunluktan uyuyakalmış eşinin elini kavramış beklerken ancak kendine gelebilmişti. Baba olmuştu artık. Dalgi'si dünyaya gelmişti sonunda.

SMILES | taegiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin