özlem dolu bu sürecin ardından yorumlarda buluşalım, iyi okumalar ♡
hamileliğinin 37. haftası.
"..Çok aktif bir insandım çünkü. Günlük hayatımda bir o yana bir bu yana koşturmayı severdim. Zaten bilirsiniz, çocuklarla ilgilenmek de tam olarak budur. Onlarla zaman geçirmek, onlarla yeni şeyler öğrenmekle doluydu hayatım. Ve şimdi bunların hepsini tek seferde bırakmak, yapamaz hâle gelmek benim için karanlığa döndü sanıyorum."
Yoongi'yi anlayış dolu bakışlarıyla izleyen genç kadın başını onaylarcasına salladı. Dudaklarında minik bir tebessüm vardı. Yoongi'nin cümlelerini tamamladığını anladığında elindeki kalemi masasına bıraktı ve geriye yaslandı.
"Öz bilinci yerinde bir insansınız Bay Kim, yalnızca ikinci görüşmemizde kendiniz tespit ediyorsunuz önemli noktaları. Bir de.. eşiniz çalışıyor değil mi, gün içinde evde olamıyor yani?"
Bu sefer Yoongi başıyla onayladı. "Eşim Taehyung da benim gibi bir insan, bu yönde hep aynı düşünceye sahip olduk. İkimiz de iş hayatımızda oldukça aktifiz ve çalışkan insanlarız, üstelik o benden çok daha sosyaldir, arkadaş çevresi de geniştir yani. Hafta sonlarımız hep dışarda geçerdi bizim, gezip dururduk. Son zamanlarda bunları yapamaz olduk."
"Peki hamileliğiniz sürecinde Taehyung Bey'in bu konuda bir şikayeti oldu mu?"
Yoongi bir düşündü ancak tek bir şikayet bile duymamıştı, böyle bir hisse kapılmasına dâhi izin vermemişti Taehyung. Ancak alfası yanında olmadığı saatlerde bu düşüncelerine de engel olamamaya başlamıştı.
"Hayır, bir kez bile olmadı. Taehyung çok anlayışlı ve sabırlı bir insandır." Yoongi'nin nefesleri sıklaştı, ciğerlerine baskı yapıyordu yavrusu. Önündeki sehpaya eğildi, üzerine özenle yerleştirilmiş bir bardak suyu alıp yudumladı, nefeslendi. Doktor ise bu sırada danışanının dinlenmesine izin verdi, oda biraz sessiz kaldı. "Eşimle tanışalı neredeyse sekiz yıl oldu." Yarısı hâlâ dolu bardağı sehpaya geri bıraktı Yoongi, sonrasında elleri yuvarlak karnının altında birleşti. "Birbirimize çok şey kattık, yıllar içinde birbirimizden çok şey öğrendik, birbirimize olan sevgimiz, aşkımız biraz olsun eksilmedi. Onunla hayat arkadaşı olmak benim en büyük mutluluğum. Ve zamanı geldiğinde evimizi daha da mutlu edecek bir çocuğa sahip olmak istememiz, bunun gerçeğe dönüşmesi ise çok farklı bir his. Buna mutluluk sözcüğü yeter mi bilmiyorum, her şey hayallerimden de öteydi."
Bu noktada doktor söze girdi. "Şimdi öyle değil mi?"
Yoongi gözlerini doktorun gözleriyle birleştirdi. "Kesinlikle öyle. Hâlâ öyle ama zihnimi sürekli meşgul eden doğum korkusu ciddi bir boyuta ulaştı."
"Çevrende seni doğum konusunda endişelendirecek hikayeler anlatan ya da zor bir hamilelik, riskli bir doğum geçiren birileri oldu mu? " Bu soru üzerine ise bakışlarını kaçırdı Yoongi. Birkaç dakikalık sessizliğe büründü.
"Bir süre endişemin bundan kaynaklanmadığını düşündüm." dedi sonra. "Ama başka kimse bulamıyorum, bir kişi oldu." diye tamamladı. "Arkadaşlarımdan biri, Jimin, onunla tanıştığımda hamileliğinin son haftasındaydı, doğurmak üzereydi ama o bebeğine bir şey olacak diye öyle çok korkuyordu ki kendini de tehlikeye atıyordu. İlk bebeğini ihmâlkârlık yüzünden doğumda kaybetmiş. Ya ikincisinde de aynı şeyleri yaşarsam diye korkuyordu." Derin bir soluk aldı. "Bu çok büyük bir durum Doktor Hanım. İhmâlkârlık gibi aptalca bir şey yüzünden, aylarca taşıdığınız canınızdan parçayı kaybetmek koca bir yıkım. Ben böyle bir durumu kaldıracak kadar güçlü değilim, Jimin kadar güçlü değilim. Yavrumu kaybedersem öyle çok kahrolurum ki koruyamadım diye..."
(...)
"Nasıl geçti güzelim?" Taehyung, Yoongi için yolcu koltuğunun kapısını açarken sordu. Onun rahatça yerleştiğinden emin oldu ve hemen şoför koltuğuna geçti.
"İlk seanstan daha iyiydi. Kendimi daha iyi açıklayabildim ve doktor da korkumun kaynağıyla ilgili beni rahatlattı." Taehyung güzel omegasının elini kavradı ve cümlesinin ardından başıyla onayladı. Sonrasında da yaklaşıp gözlerinin hemen altındaki tatlı çilleri öptü. "Bir sonraki seansa seninle birlikte katılacağız Taehyung."
"Elbette, ne zaman gelecekmişiz?"
"Doğumum çok yaklaştığı için yalnızca dört gün sonraya randevu ayarladı." Derin bir nefes aldı Yoongi. "Son aya sıkıştırmamız hiç iyi olmadı, keşke daha önce gelseymişiz."
"Geç olsun güç olmasın hayatım." Taehyung geri çekilip arabayı çalıştırırken söyledi ve park ettiği yerden kontrollüce çıktı. "Eve dönmeden önce dışarda yemek yemek ister misin?"
"Yorgun hissediyorum, yalnızca eve gidip uyumak istiyorum." Yoongi başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı. "Evimize gidelim."
Taehyung omegasının bu hâline kısa bir bakış atıp tebessüm etti, sonrasında da eve doğru sürmeye devam etti.
Taehyung, en az Yoongi kadar korktuğunu kendine itiraf etmek istemiyordu. Ama eşinin böylesine yorgun, güçsüz ve uykulu hâlini gördükçe kalbinin bir yanının korkuyla dolu olduğunu hissediyordu. Ona güç verebilmek adına kendi korkusunu unutmaya, araştırmalar yaparak eşinin tüm ihtiyaçlarında yanında olmak için doğumla ilgili her şeyi öğrenmeye çalışıyordu.
Eve geldiklerinde ikisi de ılık birer duş aldılar. Sonrasında Yoongi hiç tereddütsüz yatağına uzandı. Herhangi bir şey yapamayacak kadar yorgun hissediyordu çünkü. Az sonra alfası ilişti yanına, hamileliğinin son haftalarında olan omegasının iyice dolgunlaşmış bedenini sarıp sarmaladı, mis kokulu beyaz tenine öpücükler koyup feromonlarıyla işaretledi. Bir eli yavrusunun büyüdüğü şişlikten hiç ayrılmadı ve eşine gelecekleriyle ilgili tatlı hayallerinden bahsetti.
Yoongi bir süre eşlik etmeye çalıştı ona ama çok sürmeden uyku zihnine dolandı, yorgun bedeni derin bir uykuya geçti. Taehyung bunu fark ettiğinde hiç bozuntuya vermedi, güzel planlarını yavrusuna anlatmaya devam etti. Saatlerce...
+×+×
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.