SMILES | taegi

7 [1/2]

başlamadan önce minik bir ayrıntı: yoongi'miz nisan ayının başında hamile kaldı. ilk bölümümüz de nisanın son günlerinde geçiyordu. yani bu bölümümüz ağustos ayında geçiyor, minik bir sahil düğününe konuk olacağız, iyi okumalar~

hamileliğin 18. haftası

"Hayatım, siyah kravatımı bulamıyorum!"

"Senin için aynanın önüne koymuştum!"

"Ah evet, buldum! Teşekkür ederim." Taehyung kravatını alıp boynundan geçirdi, aynaya bakarak bağlamaya başlamıştı ki duraksadı. Yoongi son on dakikadır tuvaletteydi, bir sorun olup olmadığını kontrol etmek istedi. Bu nedenle hemen yan tarafındaki ebeveyn banyosuna adımlayıp eşine seslendi. "Güzelim, uzun zamandır oradasın, bir sorun mu var, iyi misin?

Birkaç saniye geciken cevap pek de telaşlı sayılmazdı: "Gayet iyiyim ama bir sorun var Taehyung." Alfa endişelenmişti, her ne kadar Yoongi'nin sesi normal gelse de.

"İçeri giriyorum." dedi kapının kolunu indirirken. Yoongi banyodaki aynanın önünde bedenini süzmekle meşguldü. Anlaşılan gömleğini alıp burada giyinmek istemiş ancak üzerine bir türlü uyduramayınca kara kara ne yapacağını düşünmeye başlamıştı.

Taehyung ile bir süre ayna üzerinden bakıştılar. O sırada alfa neler olduğunu anlamıştı: Yoongi'nin gömleğinin düğmeleri iliklenmemişti, hatta bu açıdan ilk bakışta bile omeganın şişmiş karnını kapatamayacağı anlaşılıyordu. Bu yüzden eşinin, durumu anladığını gören Yoongi direkt konuşmaya başlamıştı.

"Bu düğün için alışveriş yapmamız gerektiğini bilmeliydik. Taehyung, onlar bizim yakın arkadaşlarımız, dostlarımız, düğünlerine gidemezsem çok üzülürüm. Bir çözüm bulalım yalvarırım.."

Taehyung bir adımla Yoongi'nin dibinde bittiğinde eğilip yeni yıkanmış, güzel kokulu nemli saçları arasına burnunu sıkıştırdı. Ah, tüm gün burada dinlenebilirdi! Eli ve uzun parmakları ise yavrusunun büyüdüğü şişliğe dolanmış, minik hareketlerini hissedebilmek adına okşamıştı.

"Dalgi-ah, kocaman oluyorsun." Evet, bu, minik fetüslerine verdikleri isimdi. Bu tam da bir hafta önce Yoongi'nin ilk aşerdiği şey çilek olduğunda gelmişti Taehyung'un aklına, eşinin iştahla çilek yiyişini seyrederken bebeklerine bir öpücük vermiş ve bebeğimizin fetüs ismi Dalgi olsun demişti. Başta komik gelse de, Yoongi de bu sevimli isteğe fazla karşı koyamamış, ertesi sabah o da karnını sevip Dalgi diye mırıldanırken bulmuştu kendini.

"Neyse ki hazırlanmaya erken başladık, bir saat içerisinde çıkmalıyız, düğün üçte başlayacak." Alnını Taehyung'un omzuna yaslarken konuştu, düşünmekten gerçekten yorulmuştu, gömleğinin bu kadar dar geleceği aklının ucundan bile geçmemişti çünkü.

"Hiç sorun yok hayatım, alfan burada! Zamanında varacağız." Bir elini yukarı çıkartıp, çenesinden nazikçe kavradığı eşinin burnunun ucuna tatlı bir öpücük koyarken söyledi. "Altına kısa kollu bir tişört giymeye ne dersin, bence gayet iyi olur. Üzerine de daha bol gömleklerinden birini giy olur mu, önünü kapatmana da gerek kalmaz."

"Ancak bu bir düğün!" diye sızlandı Yoongi. "Şık olmak istemiştim.."

"İnan bana giydiğin her şey üzerinde tam bir ikona dönüşüyor, Min Yoongi, girdiğin her yerde dikkati üzerine çekiyorsun zaten." Göz kırpmayı da ihmal etmemişti. Bunu görünce kıkırdadı güzel omega, eşinin bu flörtöz yanı baş döndürücüydü.

Yine de dudak büzdü, bugün spor giyinmek istemiyordu, en yakın arkadaşlarından birinin düğünüydü bir kere, fotoğraflara yeniden dönüp bakarken utanmamak istiyordu.

Taehyung'un sıcak bedenine sarılı hâlde birkaç dakika dinlenip zihnini toparladı, sonra derin bir nefes aldı. Fotoğraflara dönüp bakarken her şekilde mutlu olacaktı: Yavrusunun da minik, sevimli bir ayrıntı şeklinde fotoğrafta olması tek başına koca bir gülümseme sebebiydi.

"Söylediğin gibi yapacağım." dedi düşüncelerini toparladıktan sonra. "Üstelik bu gece Yeongju'nun parlamasına izin vermeliyim."

Gülüştüler, nice anılarına şahit olmuş fayanslarda yankılandı sesleri ve el ele oradan ayrıldılar. Taehyung eşini bir güzel giydirdi, ne kadar harika göründüğüyle ilgili övgüler yağdırdı ve nemli saçlarını bir güzel kurutup özenle taradı. Yoongi'ye tüm bu süreçte mutlulukla eşine olan aşkını milyonuncu kez tazelemek ve kalbi titreye titreye bu yakışıklı adamın omegası olduğunu hissetmek kalmıştı. Zaten şu günlerde duyguları yönünden öyle hassastı ki, evden çıkarken 'ne kadar şanslı bir insan olduğu' konusunda minik bir ağlama seansı yaşamıştı.

Neyse ki düğün için olan heyecanı ağır basmıştı, birkaç dakika içinde toparlanmış ve ayakkabılarını da giyinmesinde yardımcı olan eşinin ardından arabalarına ilerlemişti.

(...)

devamı tamamen hazır, bu kısım ne kadar hızlı etkileşim alırsa kalanını da o kadar hızlı yayımlarım <3