"O beni bulurdu..."
Önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım. Eve gelir gelmez bu mesaj yüzünden hepimiz çatı katında toplanmıştık. Daha öğlen bile olmadığı için evde bizden başka uyanan yoktu. Sadece Esma teyze gelmiş aşağıda kahvaltı hazırlıyordu. Bu yüzden biraz daha rahat konuşabiliyorduk. En azından halamın bizi duyma ihtimali yoktu.
"Bu ceset nerden çıktı şimdi ya?" dedi Uğur yüzünü sıvazlarken. "Bir bu eksikti."
"Figen herhangi birini öldürmüş olabilir mi acaba? Yani bizimle alakası olmayan birini." dedi Ezgi. "Çünkü ben bu kadından her şeyi beklerim. Birini öldürmesi için bahanesi olmasına gerek yok gibi." Kulağa saçma gelse de haklıydı bir yandan. Figen herhangi birine sinirlense nedene gerek duymadan öldürebilir. Ama bunu bu kadar dert etmez.
"Herhangi birine öldürse gider bir yere gömer. Selimle bu konuyu tartışacak kadar kafaya takmaz." dediğimde hepsinin bakışları bana döndü. "Yani bu ceset onun için o kadar önemli olmalı ki ceza evinde yakalanma riskine rağmen Selim'i arayıp bu konuyu tartışsın." Hepsi hak verir gibi baktıklarında Çetin'e döndüm. Kaşlarını çatmıştı ama bakışları farklıydı. Normalde şuan kafasında sayısız tilkiyle beraber gözleri dalmışken düşünmesi gerekirdi. Fakat o sadece kaşlarını çatıp bizi dinliyordu.
"O zaman bu ceset bizimle alakalı." dedi Uğur. Biraz düşünüp "Peki bu cesedin ölü olduğunu nerden biliyoruz? Yani ya henüz biri ölmemişse ve Figen öldüreceği kişi hakkında bunları düşünüyorsa? O kişiyi öldürdükten sonra cesedi ne yapacağını tartışıyor da olabilir." Bu da mümkün bir seçenekti. Ancak bu da bizim için yeterli değildi. Çünkü sadece ihtimaller sunarak elimiz kolumuz bağlı oturamazdık.
Ezgi söyleyeceği şeyden sakınırcasına "Belki de..." diyerek söze başladı. "Belki de bahsettiği ceset Hande olabilir."
"Saçmalama Ezgi, o olsa neden dert edinsin?" dedi Uğur.
Kafamı iki yana salladım. "Eğer öldüreceği kişi Hande olsaydı bunu gizli saklı yapmazdı. İllaki bir şov ayarlar gözümüzün önünde öldürürdü." dediğimde Uğur da hak verdi dediklerime. "O zaman kim bu ceset oğlum?"
"Bizimle alakası olduğu kesin." dediğimde Çetin'in endişeli bakışları beni buldu. "Bu cesedin daha önce öldüğü de kesin. Ölmemiş biri için bu kadar endişelenmez."
"Tamam artık bu kadar kafaya takıp düşünmeyin bu olayı." dedi Çetin. Konuşmanın başından beri sadece oturmuş dizini titreterek bizi dinliyordu. Hiçbir fikir ortaya atmamıştı, hiçbir fikre de yorum yapmamıştı. "Esma teyze kahvaltıyı hazırlamıştır, aşağı inelim." Onu ilk defa böyle bir olayda bu kadar sakin kaldığını ve olayı geçiştirdiğini görüyordum.
Uğur ve Ezgi bir şey demeyince ben de konuşmadım ve şimdilik konuyu kapatıp aşağıya indik. Kahvaltı her zamanki gibi geçerken halam "Doktor ne dedi sonuçlara?" diye sordu. Başımı iki yana salladım. "Sonuçlar geç çıkacakmış. Şimdilik bir şey demedi ama akşama sonuçları atar bize."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtına İkinci Savaş
Gizem / Gerilim"Biz." dedi Çetin, atlıkarıncalara bakarken. "Bir savaşa girdik, kendi savaşımıza. Şimdi ise kendi savaşımızda kendimize yeniliyoruz." Omzumu silkip ışıklar içinde dönen atlıkarıncaya binen çocuklara baktım. "O zaman ikinci savaş da bitmeden yenelim...