MULTIMEDIA: ATLAS
Üstümdeki ağırlığı atmak için duşa girmiştim. Parmak uçlarımın buruşması artık çıkma zamanının geldiğinin habercisiydi. Bornozumu giyip odama geçtiğimde yatağımda uzanan bir Eren buldum. Kapının arkasına geçip "Senin ne işin var burada?" diye çığırmaya başladım. "E sen gelemiyorsun, bari ben geleyim dedim." dedikten sonra bana bakıp gülmeye başladı. "Iyi tamam, sen şimdi aşağı in. Ben üzerimi değiştireyim." dediğimde sırıtarak "Kaçak girdim, nasıl aşağı ineyim." ayağa kalktı. Kapıyı daha sıkı tutup "Ya girdiğin yerden çık ışte." bana doğru gelmesini izledim.
"Kızım üstünde bornoz yok mu zaten? Gelip eşyalarını alıp git tekrar." dediğinde durup kendime küfürler yardırdım. Bazen gerçekten devrelerimi yakabiliyordum. Kapıyı yavaşça açıp birkaç ufak adım attım. "Sen nerden girdin buraya?" diye onu oyalamaya çalışırken iç çamaşırlarımı bulmaya çalışıyordum. "Pencereden girdim." dedikten sonra odanın içinde yürümeyi kesip arkamdaki sandalyeye oturdu. "Şu durumdayken bu kadar yakın olman beni rahatsız etti." dediğimde kahkaha atmaya başladı. "Bir daha söyler misin?" diyerek kafasını geri attı gülmesinden ödün vermeyerek.
Aynadan öldürücü bakışlar atıp onu susturdum. Büyük bir mutlulukla bulduğum siyah iç çamaşırlarımı geceliğimin arasında saklayarak banyoya doğru yürüdüm. Eren önüme geçtiğinde gözlerimi kısıp parmaklarımın ucunda yükseldim. Gözlerimi gözlerine dikmişken hafif gülücükler gönderdi önce. "Burdan öpersen geçebilirsin." diyerek dudağını gösterdi. Tek elimi belime koyup geri çekildim. Tek kaşımı kaldırıp "Öyle mi?" dedim. Kafasını sallayıp bana bir adım yaklaştı. Uzun bir nefes alıp verdikten sonra "Üstümü giydikten sonra." diyerek banyoya kaçtım. "Tamam, bekliyorum." sesini duyduktan sonra kapıyı kilitledim.
Yaklaşık 2 saattir burada boş boş gezinip zaman geçiriyordum. Tamam önceden öpüşmüş olabiliriz ama onlarda hep ben karşılık vermiştim. Hiç ilk adımı atmamıştım ve çekiniyordum. Aynadan birkaç kere kendime bakıp kapının kilidini açtım sonunda. Şimdi ya da sonra elbette bunu bir gün yapacaktım.
Kafamı uzattığımda Eren'i yorganın altında gözleri kapalı gördüm. Kapıya yaslanıp ona bakarak gülümsedim. Gerçekten çok şanslıydım. Aruz'dan sonra kimse beni toparlayamaz diye düşünürken o karşıma çıkmıştı ve beni sevdiğini her fırsatta göstermişti. Hatta ilk başta bunu yok etmeye bile çalışmıştı. Ama bu iyi niyetli düşüncelerim yine de başkasıyla yattığını değiştirmiyordu. Aklıma geldikçe kızıyordum ona. Yarın bu konuyu açmalıydım.
Yanına gidip ışığı söndürdüm. Sadece camdan giren birkaç ışık demeti sayesinde onu görebiliyordum. Yatağın içine girdiğimde dirseğimden destek alıp onu izledim. Ara ara elimi saçlarında, çenesindeki çukurda ve yüzünün diğer hatlarında gezdirdim. Ama en çok çenesindeki çukuru seviyordum. Eğilip çenesindeki çukuru öptüğümde kıpırdamıştı. Uyanik olup olmadığını test etmek için dudağına çok küçük bir öpücük bırakıp geri çekildim. Hiçbir tepki vermediginde uzanıp gözlerimi kapattım.
Birkaç dakika sonra yatakta bir hareketlilik hissettim gözlerimi açtığımda onu uyanık gördüm. Eğilip tıpkı benim onu öptüğüm gibi çok küçük bir öpücük bıraktı dudağıma. "Iyi geceler." diyerek göğsüme kafasını koydu. "Iyi geceler." diyerek ellerimi saçlarının arasında gezdirmeye başladım. Onu rahatsız etmemek için yavaş nefes alıp vererek uykuya daldım.
Sabah inatla çalan telefonumun sesine uyanıp Eren'in kollarının altından sıyrılmak zorunda kaldım. "Efendim." gözlerim kapalı yatakta oturuyordum. Eren bacaklarıma kafasını koyduğunda gözlerimi açıp ona gülücükler attım. "Derin, fakülteye gelmeyi düşünüyor musun artık?" gözlerimi devirip Eren'e baktım. "Tamam hazırlanıp geliyorum." dedikten sonra telefonu kapattım ve kendimi geri atıp tekrar uzandım. Şimdi de Eren'in telefonu çalmıştı. "Efendim." diyerek karnıma koydu kafasını. "Kim?" diye sessizce sorduğumda cevap vermeden konuşanı dinlemeye devam etti. "Hmm, tamam baba. Ben ilgilenirim. Görüşürüz." dedikten sonra yataktan kalkıp "Benim gitmem gerekiyor." dedi. Yanıma gelip alnımı öptü. "Öğleden sonra seni almaya gelirim okula." dediğinde "Yok, arabamla giderim ben." diyerek ayağa kalktım. Birbirimize sanki son kez sarılıyormuşuz gibi sımsıkı bağlanmıştık. Yanağımdan öptükten sonra pencereyi açıp etrafa bakındı. Göz kırptıktan sonra da görüş alanımdan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VEDA
Novela JuvenilBir gün göçüp gidecektim zaten buralardan... Benden önce gidenler gibi... Kurumuş bir yaprak gibi savrulmuşluğumla, hazırlıksız yakalanmanın sancısıyla... Kusur ve günahlarımla, umutlarım, sevdalarımla yüklenip hepsini sırtıma bir gün göçüp gidecekt...