11; one more lie

683 64 9
                                    


"İzliyorsun, hissediyorum. Biliyorum bakmamalıyım."

11

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

11. Bölüm 

Uçaktan inmemle hızlıca ulaştığım bavullarımla Yeji ve Yeonjun çiftiyle beraber yürüyordum. Sırtımdaki çantam yetmezmiş gibi bir de zorlukla bavulumu sürüklerken Yeonjun benden de kötü bir durumdaydı. Aramızdaki görev dağılımında Yeji çıkışı ve taksi bulmakla görevlendirildiği için ve benim de kendi eşyalarım kendime yettiği için Yeji'nin eşyalarını da erkek arkadaşı taşıyordu.

Yuna olsa taşısın bir zahmet boşuna mı sevgilisi derdi ama ben ona üzülüyordum. Yeji sonunda çıkışı bulduğunda kapının önündeki kalabalıkta birkaç tanıdık yüz görmemizle yanlarına ilerledik. Uçaklarda yerler kolay bulunmadığı için herkes neredeyse farklı firmaların farklı uçaklarıyla gelmişti bu nedenle de kalabalık bir grup olarak ancak toplanmış gibi duruyorduk. Tabii bizden sonra gelecek var mıydı bir fikrim yoktu.

Bavulumu sürüklemeyi bırakıp diğerleri gibi üstüne çöktüğümde yanıma yaklaşan bedenle kafamı kaldırdım. Lee Minho rahat şortu, gömleği ve güneş gözlüğüyle yanıma gelmişti.

"Yolculuk zor muydu?" Yüzüme bakmadan sorduğu soruya karşılık onu duymazdan geldim.

"Sizinkileri kontrol etsene eksik var mı?" Kafasını bana çevirdiğinde gözlerimiz çıkarttığı güneş gözlüğünün altından buluşmuştu. Kafamla onayladım ve elinde herkesin isminin yazılı olduğu listeyi uzatması için elimi uzattım.

"Al ve hızlı ol." Göz devirerek listeyi alıp isimlere işaret koyduğumda arkamdan onun gözlerini üzerimde hissediyordum. Eksikler Yuna ve Hera'ydı. Minho'yu bulmak için adımlayacaktım ki boynumda hissettiğim nefesle olduğum yerde kalakaldım.

"Kim eksik?" Nefesi tenimde gezerken gözlerim etrafta gezindi. Arkasında kaldığımız sütun sayesinde kimse bizi göremiyordu. Yutkunup arkama döndüm. O da eğdiği başını kaldırmıştı. 

"Ne yapıyorsun?" Cebine soktuğu elini çıkartıp sorumu görmezden gelerek listeyi aldı.

"Yuna ve Hera. Hera'yla konuştum geç gelecek. Yuna peki? Nerede olduğunu biliyor musun?" Yüzüme alaycı bir gülümseme yerleştirdim.

"Yuna'yla da konuş." Beklemediği cevabım karşısında bir iki saniye şaşırarak bana baksa da sonra yüz ifadesi düzeldi.

"Yuna Shin Ryujin'le gitti, bize katılmayacak." Kafasıyla onaylayıp birkaç saniye içinde önümden yok olduğunda Yeonjun'un bana seslenmesiyle onların yanına ilerledim.

Gruplar halinde toplu taşıma araçlarına doluşup park benzeri bir yerde indiğimizde bizi bekleyen tur otobüslerine bindikten sonra nihayet tatil yerine geldiğimizde Yiren'in övdüğü kadar güzel bir yere geldiğimizi fark etmiştim.

Dağın arkasında kaldığı için çok kalabalık olmayan kasaba benzeri yer gerçekten güzeldi. Ayrıca kalacağımız bungalov evler de denize oldukça yakın olduğu için güzel bir manzaraya sahipti. Bungalovlarda dört kişi kalındığı için kimle kalacağımızı kararlaştırdığımızda bir kişi eksik çıkmıştı.

Yeji, ben ve Yiren'le beraber bir kişiye daha ihtiyacımız vardı ki bu kişinin tanımadığımız biri olmasını hiçbirimiz istemiyorduk. Gözlerim tanıdık boş birini ararken Shuhua'yı görmemle gülümsedim. Kızlara bir dakika işareti yapıp yanına ilerlediğimde bana şaşkınlıkla baktı. Aynı zamanda etrafında olan arkadaş grubunun çoğunun da gözü benim üstümdeydi.

"Shuhua biz bir kişi eksiğiz, eğer bir grupla anlaşmadıysan bizimle kalmak ister misin?" Tatlı bir şekilde sorduğumda hafifçe gülüp yerdeki bavulunu eline aldı. Onu eşyalarını taşımaya yardım ederek kızların yanına getirdiğimde Yiren sıkıntı çıkarmasa da Yeji ofladı.

"Başka biri yok muydu Yujin?" Anlamamış bir şekilde ona baktım. Aralarında bir sıkıntı olduğunu düşünmüyordum.

"Bir sıkıntı mı var?" Şaşkınlıkla sorduğum soruya karşılık hafifçe tebessüm etti Yeji.

"Hayır ya, daha yakın biri olsa daha iyi olur anlamında demiştim neyse sıkıntı değil." Ben de ona gülüp kızlarla içeri geçtik. Öğleden sonraya kadar ancak yerleşmiş olsak da Shuhua ve Yeji'nin arası kısa süre ısınmıştı. 

Diğerleri içerideyken onlara haber verip etrafta küçük bir tur atmak istediğimi söyledim. Bir de Sujin'i aramalıydım. Adımlarım dışarıyı bulduğunda biraz sıcak olsa da rahat hissettiren havayla gülümsedim. Tatile gerçekten ihtiyacım vardı. 

Biraz yürüdükten sonra bulduğum ilk gölgeye geçecektim ki gelen gülüşme sesleriyle o tarafa döndüm. Minho, Jisung, Hyunjin, Jeongin ve Hera birlikte oturmuş gülerek bir şeyler konuşuyorlardı. Diğerleri çocukluk arkadaşı olduğu için anlıyordum fakat Hera ne alakaydı?

"Eskiden her şey çok daha güzeldi." Jeongin'in sözlerine karşılık Hyunjin heyecanlı bir şekilde bir çocukluk anısını anlatmaya başlamıştı. Hera da onlara gülüp çok tatlı olduklarından bahsederken aklıma gelen şeyle kafam karışmıştı. Hani Hera geç gelecekti? Ayrıca Jeongin'in onların arkadaşı olduğunu bilmiyordum.

Beni hala fark etmemeleriyle onlardan çok uzaklaşmadan bir gölgeye oturdum. Sadece merak ediyordum Hera neden bu günlerde bize hiçbir şey açıklamıyor ya da yalan söylüyordu. Sujin'i arama planlarım yok olsa da onun yerine Hera'yı aradım. Çalan telefonla tüm masadakiler irkilirken Hera yanlarından ayrılmadan aramayı kabul etti.

"Yujin unnie?" Sesini duymamla derin bir nefes alıp rolüme başladım.

"Hera ne zaman geleceksin? Geç geleceğini duyunca senin yerine bir başkasını almak zorunda kaldık, yer bulabilirsin değil mi?" Masadakiler de sözlerimi duyarken Hera'nın dudağını ısırdığını gördüm.

"Bugün gelemeyeceğim unnie, belki yarın. Yeri de ayarlarız biz sen merak etme ve tatilinin tadını çıkar." Duyduğum yalanlara karşılık sesimdeki kırgınlığı belli etmemeye çalışarak cevapladım.

"Peki tatlım, iyi günler." Aramayı o cevap veremeden bitirdiğimde etrafı gezme fikrim de yerle bir olmuş tekrar kaldığımız bungalova doğru ilerlemiştim. Kapıyı hafifçe çaldığımda kapı Yiren tarafından açılmış, kaşlarını çatarak bana bakmıştı.

"Ne oldu?" Sorusuna cevap vermeden içeri girdiğimde bir film açıp izlediklerini fark ettim. Sessizce yanlarına çöktüğümde de Yiren tekrar sordu.

"Minho mu?" Kafamı hayır anlamında salladım. 

"Ne yazık ki artık yalanlarıyla kandırıldığım tek kişi Lee Minho değil." Üçü de bana anlamayarak baktıklarında derin bir iç çektim.

"Artık Kang Hera da bana yalan söylüyor." Tepkilerini ölçmek için kafamı kaldırdığımda Yiren şaşkınlıkla Yeji de şüpheyle bakıyordu. Shuhua ise hiçbir şeyi anlamamıştı.

Ben de düşünüyordum. Bana yalan söylemek bu kadar basit miydi de herkes tarafından sürekli kandırılıyordum?

Decide Now! ★ Lee MinhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin