13; extra player

681 64 20
                                    


"Herkesin dostu olan kimsenin dostu değildir."

13

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

13. Bölüm

Karşımda oturan üçlüye bakmadan gözlerimi açık televizyona çevirdim. Evet, belki benimle alakalı bir konu değildi karışmam doğru değildi ama bunu Shuhua'nın bile bilmemesi gerçekten üzücüydü.

Okulun ilk zamanları birkaç defa birlikte görüldükleri için sevgili zannedilen Hwang Hyunjin ve Hwang Yeji kuzendi. Ve bunu Choi Yeonjun dışında kimse bilmiyordu. O da rastlantı sonucu öğrenmişti.

Nedenleri ise lisede Hyunjin'e takıntılı olan bir kızdı. Yeji o Hyunjin'e yaklaşmasın diye Hyunjin'in kız arkadaşı rolünü yapmıştı. Sonra bu oyunu devam ettirmişlerdi ki üniversitede de ikisinden birine bir şey olursa birbirlerinin yanlarında dursunlar.

Sonra farklı düşünceler nedeniyle farklı arkadaş gruplarına dahil olurken bir de üstüne Yeji'nin erkek arkadaşı çıkmıştı. Böylece sırlarını ilk defa Yeonjun'la paylaşmışlar, ona kimseye bundan bahsetmemesini söylemişlerdi. Aklıma gelen şeyle gözlerim Hyunjin'i buldu, hala suratı oldukça asıktı.

"O zaman Minho, Jisung ve Jeon-" Dudağımı ısırarak kendimi susturmuştum. 

"Onlar da mı biliyordu?" Hyunjin kafasını sallamadan onayladı, morali oldukça bozuk olduğundan son ismi sormamıştı bile. O zaman Yeji de Hera'yı biliyordu. Gözlerim bu sefer Yeji'yi bulduğunda dudağını ısırdı. 

"Dışarı çıkalım mı Yeji?" Yavaşça ayağa kalkarak arkamdan bungalovun önüne çıktı.

"Hera...o da mı sizin çocukluk arkadaşınız?" Bir an tereddütte kalarak kafasını hayır anlamında salladı.

"Yeji! Yalan duymak istemiyorum artık!" Gözlerimiz buluşunca derin bir nefes aldı.

"Hera sonradan bize katılmıştı, o Minho için gerçekten değerli biri Yujin." Zorlukla yutkundum, nasıl değerli biriydi? Nesi olarak? Akrabası olsa söylerdi ya da arkadaşı olsa o zaman...

"Üzgünüm Yujin." Kafamı salladım hızla, o da içeri girdi yeniden. Onun yerine başka biri yaklaştı yanıma. 

"Yujin...çok özür dilerim." Anlamamış bir şekilde Yiren'e diktim gözlerimi. Sonra aklıma geldi onun da aslında Jisung'un arkadaşı olduğu. Jisung'un çocukluk arkadaşı olduğu için Minho, Hyunjin, Yeji, Jeongin ve Hera'nın da aradaşı oluyordu. Hepsi aslında uzun zamandır birlikteydi.

Bense sonradan eklenen bir oyuncuydum. Ekstraydım, gereksizdim. Hepimizin ilk defa okulda tanıştığımızı sanmıştım ama çok büyük ihtimalle onlar uzun zamanlarını birlikte geçirmişlerdi. Sıkıntı bu değildi, sıkıntı hepsinin benden bunu saklamasıydı. Güvenmemişlerdi bana..

Yiren de benden cevap alamayıp içeri girerken hızla yürümeye başladım. Kim kalmıştı? Hera, Yeji, Jisung, Yiren aslında onlarlaydı. Sihyeon ve Seonghwa vardı, bir de Yuna. Acaba onların haberi var mıydı bunlardan. Olmamasını diledim. Onların da bana yalan söylememesini diledim içimden sessizce.

Bedenim artık kendini taşıyamayınca çöktüm yere. Gözyaşlarım istemsizce akıyordu. Hepsinin benden saklamış olduğuna inanmak istemiyordum. Bu kadar güvenilmez biri miydim? Minho bile söylememişti bana. 

"Buraya gel Yujin." Tanıdık bir ses duymamla sese doğru döndüm. Yeh Shuhua'ydı seslenen. Gözleri ağlamaktan iyice kızarmıştı. Tek yalanlarla kandırılan ben değildim. 

"Öğrendin mi?" Kafamı salladım. O nereden öğrenmişti?

"Yiren anlattı bana da." Kafamla onayladım. Yiren'e de hala inanamıyordum. 

"Biz o kadar güvenilmez insanlar mıyız Yujin?" Sesi titreyerek sorduğunda dudaklarımı büzdüm.

"Bilmiyorum bu kadar her şeyi sakladıklarına göre öyleyiz galiba." Zorla güldü.

"Buradan gidersem eğer en çok özleyeceğim kişi sen olacaksın." Eski konuşmalarımızdan birini hatırlamamla gülümsedim.

...

"Ya Jiwon unnie eğer buradan gidersem en çok özleyeceğim kişi sen olacaksın!" Shuhua'nın yemekler için heyecanlı bir şekilde konuşmasına karşılık ikimiz de kıkırdadık.

"Ben peki?" Şımarıkça gülümseyip kendimi gösterdim.

"Seni de çok özlerim tabii ki. Pek yemek yapamasan da." Jiwon ve o gülmeye başlarken sahte bir sinirle küsmüş gibi yaptım. Tam onlara laf atmak için dönecektim ki arkamdan sarılan kişiyle ona doğru baktım.

"Sıkıntı ne?" Erkek arkadaşım arkamdan sarılmış sorusunu sorarken Jiwon unnie onun bu hallerine göz devirdi.

"Yemek yapamıyor da onu söylüyorduk, sonra da bize küstü." Dudaklarımı büzüp Minho'ya doğru döndüm. Benim halime o da gülerken iyice sinirlenip kolunun arasından çıkacaktım ki buna izin vermedi.

"O da başka şeyleri harika yapıyor, ayrıca ben zaten gayet iyi yemek yapıyorum bir çifte bir aşçı yeter." Kesin konuşup Shuhua'nın kıkırdamasına Jiwon'un da bir kez daha göz devirmesine sebep olurken Hwang Hyunjin de ortama giriş yapmıştı. 

Minho'nun beni bahçedeki salıncağa sürüklemesi sonucu son konuşulanları duymadığım için ona döndüm. Hwang Hyunjin bizi evine davet edip bahçesinde yemek yemeye karar verdiğimiz için buradaydık. Minho her yeri adım adım bilse de benim buraya ilk gelişimdi.

Ev çok büyük olmasa da bakmadan salıncağı bulamazdım elbette. Oturup da hemen yanına beni oturttuğu zaman kafamı göğsüne dayadım. Elleri sarılarımda gezerken ben de Shuhua Hyunjin ikilisini izliyordum. Jiwon unnie ise her zamanki gibi tek kaldığı için yemekten sorumluydu. Söylene söylene yemeği pişirirken ona kıkırdadım. Gülmemle Minho da beni kaldırıp karşı karşıya gelmemizi sağladı.

"Ne oldu?" Elimle Jiwon unnieyi gösterdim.

"Jiwon unnie çok tatlı. Sürekli işleri ona yığıyoruz ama bize doğru düzgün kızmıyor bile." Yüzünde bir tebessüm oluştu Minho'nun.

"Onu seviyorsun değil mi?" Kafamla onaylarken bir anda ciddileşip konuştum.

"Diğer arkadaşlarından çok daha iyi. Onlar sürekli beni yargılıyorlar." İlişkimizin ilk zamalarıydı ve hala alışamamıştım Lee Minho'nun yanına yakıştırılmamaya. Dudaklarımı büzdüğümde yaklaşıp minik bir öpücük bıraktı.

"Onları takma, tek yaptıkları konuşmak ve dedikodu zaten. Hem Jiwon'u sevsen yeter. O aramızdaki en dürüstümüz." Dürüstlüğe nasıl bağlandığımızı anlayamamıştım.

"Dürüstlük ne alaka-" Ciddiyetiyle bozdu beni.

"Sadece ona güven Yujin." Anlamasam da benden bir cevap beklediği için kafa salladım. 

"Sana da güveneceğim." Gülümseyerek fısıldadım birbirimize sarılırken. 

Ama o zaman gerçekten merak etmiştim neden Jiwon unnieye güvenmem gerektiğini. Şimdi çok iyi anlıyorum. Etrafım yalancılarla doluymuş meğer. Aslında Jiwon unnie de bu yalancılardan biri olsa da Lee Minho'ya güvenmek geliyordu içimden.

Lee Minho için Park Jiwon'a güvenecektim. Kendisine güvenmek için çok geçti artık.

Decide Now! ★ Lee MinhoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin