|26|

96 23 23
                                    

Andy Grammer-Don't Give Up On Me

Uzuuunca bir bölümle karşınızdayım. Bazen romantik, bazen duygulu bu bölümü okurken umarım beğenirsiniz. Yorumlarınızı bekliyor olacağımm, iyi okumalar 💙

 Yorumlarınızı bekliyor olacağımm, iyi okumalar 💙

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

~Hoseok~

Yüzüme değen saçlarla gözlerimi aralarken geriye doğru çekildim ve ayılmaya çalıştım. Görüş açım netleşip Hana'yı görünce esnemeyi bırakarak yan döndüm ve bir kolumu başımın altına koyarak onu izlemeye başladım. Ağzı biraz açık uyuyordu ve bu nedense gözüme çok tatlı gözükmüştü. Bahse girerem onu uyurken izlediğimi söylesem utancından kızarır ancak geri adım atmadan üstüne üstlük bana kızardı. 'Neden benim rızam olmadan beni izliyorsun?!'

Sesi bile kulaklarıma dolunca gülmeden edemedim. Hana duymuş olacak ki kaşlarını çatıp sızlandı. Anında elimi ağzıma götürüp nefesimi tuttum. Uyanma, uyanma..biraz daha izleyeyim seni. Fakat şans yüzüme gülmemişti tabi ki. Huysuzca gözlerini açarken gülümseyip neşeyle konuştum.

"Günaydın." Onun sesi benim sesime tezatla üşengeç çıkıyordu. "Günaydın." Bir süre kısık gözlerini etrafta gezindirdikten sonra bıkkınlıkla geri kapattı ve bir elini yüzüne koydu. "Yine kalktık ya, sanki çok iyi bir şey yapmış gibi." Boğuk çıkan sesi beni güldürürken söylenmeye devam etti. "Sanki çok farklı bir gün olacakmış gibi bugün de uyandık. Bıktık ya."

Bu beni daha da güldürürken "Hadi kalk, bugün yapılacak bir sürü şey var." diyerek doğruldum. O da hatırlamış olacak ki gözlerini kocaman açıp hızlıca yataktan kalktı. "Bugün yarışma var!"

Heyecanlı bakışları beni bulunca kocaman sırıttım. "Aynen öyle, akşama kadar da bir şeyler yaparız artık." Başıyla onaylayıp lavaboya ilerledi. Ben de o sırada üstümü değiştirmeye başlamıştım. O çıkınca da ben girdim. Lavaboda işlerimin bitmesiyle odaya adımımı atınca onu, beste defterime bakarken bulmuştum. Ona yazdığım şarkıyı okuyordu.

Yüzümde ufak bir tebessüm belirirken ona arkadan sarıldım ve çenemi omzuna koydum. Bu şarkı benim için de çok anlamıydı. Öyle çok üstüne düştüğüm, tamamladığım bestelerim olmamıştı. Öylesine taslaklardan ibaretti. Blue Side heyecanla oluşturduğum ve duygularımı aktardığım ilk parçaydı bir nevi. O yüzden kolay kolay bu işi bırakmak istememiş, kendimi hep bunun üzerine kafa yorarken bulmuştum. Zaten Hana da bana ilham olarak işimi kolaylaştırmıştı.

Bu şarkı..kesinlikle yayınlamak istediğim bir şarkıydı. Ancak bunu yapabilecek miydim..? Bunu çok istiyorum.

İstemsizce iç çekince Hana fark etmiş olacak ki defteri kapatıp kafasını bana çevirdi. "Noldu?" Kendime gelip uzaklaştım ve omuzlarımı silktim. "Yok bir şey, hadi kahvaltı yapalım. Bu sefer yemekhanede yemeye ne dersin?"

Happiness Virus〆JHSHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin