"Çok sıkıldım."
"Ben de."
"Ne yapsak ki?"
"Bilmem."
İkisi de odanın farklı köşelerinde uzanmış tavana bakıyordu.
Yaşadıkları geceyi birbirlerine anlatmamışlardı, anlatma gereği duymamışlardı.
Aslında anlatsalar belki her şey daha farklı olurdu.
Ama ne anlamda farklı?
Genç adam uzandığı koltuktan kalkıp kitaplığa ilerledi, gözlerini kitaplarda gezdirmeye başladı.
"Amma çok kitabın var." Genç kız kıkırdadı.
"Haklısın, biraz fazlalar."
"Kitap okumayı çok seviyorsun." Cevap vermedi, sadece kafasını oynatarak sessizce onayladı.
"Ne zaman başladın kitap okumaya?" Bu soruyu beklemeyen kız bir an duraksadı, ardından kitap okumaya başladığı günü aklına getirmeye çalıştı.
Geçmişine dair her şeyi hatırlamak ona acı veriyordu.
Flashback
Kapı yavaşça açıldığında küçük kız elindeki kalemi bırakıp kapıya baktı.
"Küçük hanım, babanız sizinle görüşmek istiyor." Oturduğu küçük sandalyeden kalkıp kendisini resim çizerken izlemesi için masanın başına oturttuğu ayıcığının burnuna küçük bir öpücük kondurdu.
"Burda bekle ayıcık, geri döneceğim."
Hızlı adımlarla kapıya ilerledi ve hizmetçinin önden yürüyüp ona yol göstermesine izin verdi.
Kütüphaneye açıldığını bildiği kapının önüne geldiklerinde açıkçası şaşkındı, çünkü her zamanki gibi babasının ofisine ya da dayak yediği o odaya getirileceğini düşünmüştü.
"Bayan, emin misiniz? Yani, burası olduğuna?" Zihnindeki düşünceleri yenemeyince emin olmak için kafasını kaldırıp kadına baktı.
"Evet küçük hanım, burası." Küçük kız derin bir nefes alıp elini kapının kulpuna götürdü, kapıyı açtı. Küçük aralıktan içeri sırnaştığında içeride bir adam daha görmeyi beklemiyordu.
Babası gülümseyerek kıza döndü.
"Buraya gel kızım, Bay Smith'le tanış." Küçük kız çekingen adımlarla babasının yanına gelip küçük bir selam verdi.
"Memnun oldum efendim, ben de Violence."
Genç adam gülümseyip gözlüğünü burnuna ittirdi.
"Merhaba Violence, ben senin yeni öğretmeninim. Bana istediğin şekilde seslenebilirsin."
"Peki efendim."
Genç adam gözlüğünü düzelten adama bakıp kıza döndü.
"Bay Smith senin yeni öğretmenin, onunla iyi geçin. Ne öğrenebilirsen her şeyi öğren." Bunları gülerek söylediğinde öğretmen de sessizce ikisini izliyordu.
'Ne kadar da güzel bir aile...' diye geçirdi içinden.
'Anlatılmaz, yaşanır.' derler ya, küçük kız tam olarak o noktadaydı.
"Peki, ben sizi yalnız bırakayım o zaman." Genç adam ayaklanıp selam verdi ve yavaş adımlarla odadan çıktı.
Öğretmen küçük kıza döndü ve yüzüne o çok yakışan gülümsemesiyle konuşmaya başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şiddet | Hyunjin
Fiksi Penggemar"Bu şehirde kol gezen bir katil var. Adına 'Şiddet' derler. Delinin tekidir ve insanları öldürmekten zevk alır. Hem de en ağır işkencelerle..." * "Bu kadar şanssız doğmak zorunda mıydım?" Hıçkırıklarının arasından zorla konuşuyordu. "İnsanlar şansla...