Dokuzuncu Sayfa

25 6 2
                                    

Merhaba, ben Köpek.

Bugün düğün vardı yakınlarda. Yani insanlar öyle diyordu. Çok güzel kokular geliyordu. Bazen içgüdüme yenilmek ve orayı basıp tüm yemekleri çalmak geliyordu içimden. Sonra bunun ne kadar saçma olduğunu düşünüp oturuyordum kıçımın üstüne.

"Uzun süre sonra ilk kez burnum bayram ediyor" dedi kedi ağır ağır yaklaşarak.

"İnan benim de. Ama sana söz bugün sadece burnumuz değil karnımız da bayram edecek."

O gün akşama kadar bekledik. Gelen giden yoktu. Aslında vardı sadece bizi pek umursayan yoktu.

Kendime söz vermiştim. Kedi arkadaşımın umutsuzluğa kapılmasına izin vermeyecektim. Özellikle bu haldeyken daha da mutsuz olmasını istemezdim.

Birkaç saat daha bekledikten sonra bir çıtırtı sesi duydum. Kediyle hemen ayağa kalkıp sağa sola baktım. Bir çocuk yaklaşıyordu. O da hafifçe sağa sola bakıyordu. Tam havlamak isterken kedi beni susturdu.

"Dur köpek, bu bir çocuk. Zararsız. Hem elinde bir şeyler var bak."

Çocuğun elinde küçük tabak vardı. İçine aklına gelebilecek her şeyi koymuştu. Korkarak yaklaştı. Tabağı öne doğru fırlatıp koşarak uzaklaştı. Bizi izliyordu, hâlâ onu görebiliyordum.

Kediyle mutlu mutlu yemeye başladık. Sıra kemiklere gelince patimle birkaç et parçasını bölüp ona verdim. Kedi itiraz etmeden hemen önce ben atladım.

"Ye ye. Biz kemik severiz. Hem asıl vitamin bunda."

Gülümseyip tekrar kemiğe döndüm. O da yemeğe devam ediyordu.

Karnınız doyduktan sonra öylece oraya çöktük. Yarım saat gibi güzel anılardan konuştuk.

Mesela ben ailemin yanına ilk gidişimden konuştum. O da küçükken sevimliyken insanların ona olan tavırlarından bahsetti.

Sohbetin sonunda ikimizde uyuyakalmıştık.

Fakat çok geçmeden gece bir sese uyandım.

Ben, KöpekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin