Vote ve yorum yapmayı unutmayın! ❤️
❌ Bölüm Beş ❌
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°...
"Ferah abin yanına geliyor, Milhan'ı çabuk gönder!"
Kulağımda tuttuğum telefonu göz bebeklerim yuvalarından çıkacakmış gibi dinledim. Ne söylediğini idrak edebilmek için harcadığım saniye beşti. Ben merdivenleri çıkarken geçen süre on beş saniye olduğuna göre geriye sadece on saniyem kalmıştı. Peki, Ferah bu on saniyenin kaçta kaçında Milhan'ı yeryüzünden silebilirdi?
"İyi misin?"
Duyduğum sesle düştüğüm problem çukurundan hızla çıktım. Asla iyi değildim! Çünkü biraz daha oyalanırsak eğer ben değil, Milhan'ı abim yeryüzünden silecekti. Hoş, aslında çokta kötü bir fikir değildi ama mutlak suretle yanında götüreceği kişi ben olacağım için buna asla izin veremezdim. Hızlı ve pratik olmalıydım. Dolap! Evet, evet dolaba girsindi!
"Ferah, neler oluyor?"
Odamın içinde oradan oraya koştururken Milhan'ın sorgulayıcı bakışları üzerimde toplandı. "Beş!" dedim aynı hızla bir yandan da içimden saniyeleri sayarken.
"Ne beş?" diyerek afallamış bir şekilde sordu. Ellerim dudaklarımın önünde mantıklı olan bir çıkış yolu arıyordum. Pencereden çıkamazdı. Zira bu yükseklikten atlarsa sadece egosu değil kafasıda incinebilirdi. Tabi bunu ister miydim? Kesinlikle! Ama ondan önce abimin gazabından korunmak için bir şeyler yapmam gerekiyordu."Ferah, iyi misin güzelim?"
Duyduğum sesle birlikte olduğum yerde duraksadım. Bir an içimden güzel senin anandır! diye kaba bir tabir geçsede ince, kibar ve naif kız çizgimden dışarı çıkmayıp sakin olmaya çalıştım. "Abim geliyor, saklanman lazım!" dedim, sonunda tutunabildiğim bir mantık tanesi bularak. Havalanan kaşları duyduğu şey ile afallamasına sebep oldu. "Ne demek abin geliyor?" dedi, boş bakışlarıyla yüzüme bakarken.
"Üç saniye kaldı üç!" diyerek kolundan tuttuğum gibi iri cüssesini dolabın önüne çekiştirdim. Dolabın kapağını açtığım sırada büyük bir el aynı hızla kapağı gerisin geriye kapadı.
"Saçmalama!" dedi, asabi bir tonla. "Dolaba girmeyeceğim herhalde?"
Başımı hızla yüzüne kaldırdım. Haklıydı. Koca adamı küçücük dolaba sokamazdım. Yüzüme boş boş baktığı sırada "Zaten niye saklanıyorum ben Ferah? Sana bakmaya gelmiş olamaz mıyım? Ne var bunda?" diye sordu. Olabilirdi olmasına ama Hale'nin hiçbir şeyden haberi olmamasına rağmen beni arayıp uyarması ve akabinde Milhan'ın hemen arkamdan odama gelmesi durumu biraz karıştırdığı için böyle bir ihtimal olamazdı.
"Ya sen hayatında benim odama kaç kere girdin bi söylesene!" diye çemkirdim. Çünkü artık sağlıklı düşünemiyordum ve sadece bir saniyemiz kalmıştı. Koridorda duyduğum ayak sesleri ile olduğum yerde irkildim. "Geldi!" dedim hızla, "Geldi işte!"
Telaş içerisinde bu duruma nasıl bir kılıf uyduracağımı düşünürken gözüme çarpan banyo kapısıyla Milhan'ı kolundan tuttuğum gibi içeri soktum. Boş bulunup kendimde içeriye girdiğim esnada odamın kapısı çaldı. Panik içerisinde "Ben niye buraya giriyorum!" diyerek odaya doğru bir adım attım. "Geel." diye seslendiğim sırada ise koluma uygulanan kuvvetle kendimi tekrar banyonun içerisinde buldum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KOYNUNDA +18
Romance"Al şunu ve temizlen!" Duyduğum sesle birlikte üzerime fırlatılan kumaş parçasını refleksle tuttum. Aşağılanmanın verdiği berbat hisle tüm kızgınlığımı görebilmesi adına yüzüne baktım. Avuçlarımda kavramış olduğum kumaşı hızla yüzüne doğru savurdum...