Vote ve yorum yapmayı unutmayın! ❤️
❌ Bölüm Altı ❌
°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°°Karşımda gördüğüm manzara karşısında elimde tuttuğum cam şişe ile bir müddet duraksadım. Saat oldukça geçti. Ve gecenin bir yarısı abimin diğer koridordaki odasında yattığını bile bile karşıma çıkması tam bir delilikti.
"Ne o?" dedim, şaşkınca gözlerime baktığı sırada. Yüzünün aldığı ifadeden ise beni uyanık görmeyi beklemediğini fark etmeme sebep oldu. "Niye geldin?" diye sordum bu kez, daha fazla beklemek istemeyerek.
Ellerini, altında giydiği eşofmanının ceplerine koyarak duruşunu dikleştirdi. Buzdan olan mavileri ise koridorun loş aydınlatmasına rağmen ışıl ışıl parladı. Bakışlarını biraz aşağıya doğru kaydırdığında bu kez odak noktasının giydiğim pijama takımı olduğunu gördüm.
Eşit zamanlı kendi bakışlarımda bedenime indiğinde üzerimdeki papatya desenli pijamanın farkına vardım. Küçük beyaz papatyalarla çevrili pijamam ev kıyafetleri içerisinde neredeyse en favori takımımdı. Rahat olmasına rahattı fakat, evin içinde dolaşan bir yalı kazığı ihtimalini unuttuğum için tamamen yanlış tercihti.
Bakışları üzerimdeki pijamayı incelerken başını sol omuzuna doğru düşürdü. Aralanan kıvrımlı dudakları içten bir tebessüme ev sahipliği yaptı. Karşımda görmüş olduğum duruşundan daha fazla etkilenmemek için omuzlarımı dikleştirip, yeniden gözlerine baktım.
"Sana diyorum Milhan a-bi?"
Adının yanına eklemiş olduğum sıfatla birlikte yüzüne yerleşen içten tebessüm saniyeler içerisinde kayıplara karıştı. Ellerini çıkardığı eşofmanından başını arkaya vererek koridoru inceledi. Ortama ciddi bir sessizlik hakimken hızla bana doğru döndü. Sol elini uzatarak elimde tuttuğum cam şişeyi parmakları arasına aldı. Ne yaptığını anlamaya çalışırken diğer elinide hızla sol bileğime geçirdi.
"Ne yaptığını sanıyorsun?" diye sordum, ses tonum oldukça alçak ve sorgulayıcı çıkmıştı. Bakışlarını yüzüme indirip iki saniye kadar hiçbir şey demedi. Daha sonra sol omuzunun üzerinden baktığı boş koridorla birlikte bedenlerimizi hızla odamın içine doğru sürükledi."Deli misin divane misin be adam?!" diyerek yüksek bir çıkış sergiledim. Milhan ise odamın kapısını kapatır kapatmaz ayarını kaçırdığım sesimi durdurabilmek adına büyük avuç içini dudaklarımın hemen üzerine bastırdı.
"Sessiz ol!" diye fısıldadı birbirine kenetlediği dişlerinin arasından. "Şimdi elimi çekeceğim ve o güzel sesine hakim olacaksın anlaştık mı?" bakışları eğdiği başı ile gözlerime denk düşerken içinde bulunduğum saçmalıkla başımı aşağı ve yukarı salladım.
Birkaç saniye diğer elinde tuttuğu cam şişeyle gözlerime bakmayı sürdürdü. Daha sonra dudaklarımın üzerindeki sıcak avuç içini aheste aheste yüzümden uzaklaştırdı.
"S-sen!" dedim, alçaltmaya özen gösterdiğim sesimin tınısı ile gözlerine bakarak. "Sen ne yaptığının farkında mısın? Ne hakla böyle ikidir odama giriyorsun! Bu ne cüret ya! Yol geçen hanı mı burası?!" diyerek hissettiğim tüm kızgınlığı aynı anda ifade etmeye çalıştım.
Ona olan kızgınlığım geçen her saniye daha fazla artıyordu. Oysa tüm bu öfkemin onun üzerinde hiçbir anlam kazanmadığını sergilediği rahat tavırlardan anlayabiliyordum. Sorularım karşısında bir şey söyleme ihtiyacı duymadan sırtını bana çevirerek yatağıma doğru ilerledi. Bakışlarıyla etrafı kısaca inceleyip elinde tuttuğu şişeyi komodinin üzerine bıraktı. Daha sonra ise yatağımın kenarına geçerek usulca oturdu. İki yana açtığı bacaklarıyla rahat tavırlarına bir yenisini daha ekleyerek dirseklerini dizlerinin üstüne yerleştirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GECENİN KOYNUNDA +18
Romans"Al şunu ve temizlen!" Duyduğum sesle birlikte üzerime fırlatılan kumaş parçasını refleksle tuttum. Aşağılanmanın verdiği berbat hisle tüm kızgınlığımı görebilmesi adına yüzüne baktım. Avuçlarımda kavramış olduğum kumaşı hızla yüzüne doğru savurdum...