2 hafta sonra
17 gün...onunla beraber 17 gün geçti hayatımda. En güzel günlerim, en güzel nefesim, en güzel kokum. Daha birçok şeyim
Hayat her zaman zor ve engebeli bir yoldu. Tanrı bazen bizi imtihana sokradı ve bu imtihanlardan bizi test ederdi. Bunu geçersen de sana herşeyin en güzelini bahşederdi. Sanırım bende de öyle olmuştu. Annemle babam ben 15 yaşındayken vefat etmişti, bende tek kalmıştım. Teyzem japonyadaydı bu yüzden oraya da gidememiştim, sadece devletten aldığım parayla ayaklarımın üstünde durmuştum. Liseden mezun olup veterinerlik bölümünü okumuş oradan da 1 sene önce mezun olmuştum. İlk zamanlar pek bir işe yaramaz iken şuanda şehirden bazıları kedilerini, köpeklerini veya çiftçiler ineklerini koyunlarını keçilerini ve tavuklarını getirip bana kontrol ettiriyordu. Bende zaten mesleğim bu olduğundan bakıyor, sonunda ise bazen de daha fazlası paramı alıyordum. Bir nevi şu iki haftada bir saatte bir yeni bir hayvan geliyordu resmen
Bunları şuanlık bir kenara bırakalım ve asla konuşmaktan sıkılmayacağım kişiyi konuşalım...jungwon.
Benim yeni hayatım, yeni çağım, yeni kalbim ve daha birçok şeyim. Daha nasıl bir güzel kelime bulabilirim onun için bilmiyorum o bütün güzellikleri hakeden birisi. Hayatı ters takla iken şuanda en güzel hayatına yeniden doğmuş olan birisi
Yaraları tamamen iyileşmişti ve kilo da almıştı. Ona hep tombul yanağın çok yakıştığını söylerim ve şu zamanlarda gerçekten yüzüne renk gelmiş ve yanakları tombullaşmıştı. Yüzünde tek bir iz yara kalmamıştı, herşeyi tekrar deneyimlemişti. Hayatının gökkuşağı gibi olduğunu söyledi bana geçen gün. Yaz yağmuru ardından çıkan o kuşağı bana gösterip "ben o kuşak isem sen de onun içindeki renklersin, sen olmasaydın eğer ben boş bir çerçeve olurdum" demişti. Bu söz öylesine kalbime dokunmuştu ki bayılacak gibi olmuştum. Duygularımdan emindim, ona deliler gibi aşık olmuştum. Hemen de aşık mı oldun der gibisiniz ama ben ilk görüşte aşka o geldiği gün inandım. Kalbim bir serçe misali cıvıl cıvıldı adeta. Bu 17 günde öyle bağlandım ki birisi benden bu bağı söküp alacak diye ödüm kopuyor. Sürekli yanımda istiyorum onu; o lavanta kokusu, o kedi gözler, beyaz ten ve insan dışı güzelliği...beni adeta çevreliyor ve bende zaten bu çevreden çıkmak istemiyorum...bulduğum bu yeni mutluluktan çıkmak hayatım boyunca istemiyorum. Sizde olsanız istemezdiniz çünkü jungwon mükemmeliyetin vücut bulmuş hali
İçimi daha dökmek isterim aslında ama şuanda biraz meşgulüm açıkçası. Baktığım mutfak camından bahçede hamile ve bir süredir buraya dadanmış kediyi seven jungwon'dan gözlerimi alamıyorum. Öyle ki taşmak üzere olan mantar çorbasını bile çok geç fark ediyorum
"Sikeyim!"
Elim hızla ocağın altını kapatırken bir elimi alnıma vurup sıkıntıyla oflamıştım. Jungwon bana ne yaptı bilmiyorum ama artık her işimde hep bir aksilik oluyordu. Nedeni tabiki de bendim! Onu izlemekten işlerime odaklanamıyordum. Jungwon da benim tersime işlerini mükemmel bir biçimde tamamlıyordu...kendisi gibi
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fairy Cat #Jaywon ✓
Fanfic"Bakıyordum ona; siyah saçları ve yaralı vücuduyla çimlerde uzanmış bir çocuk. yaralı da olsa narin ve kediyi anımsatan bir beden...işte o beden benim kaderimdi" Jay şehir hayatından uzakta yaşamak için babasından kalan çayırlıktaki eve taşınmıştı...