Karanlıkta Yaşayan Karabasan

2.4K 194 88
                                    

İyi okumalar.

İyi okumalar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



*

Neşeyle yaşamak için bir nedenim veya hevesim yoktu. Kalbimi sökerek hepsi alınmıştı elimden. Sökülen kalbimin boşluğundan oluk oluk kanlar akıyordu fakat kimse görmüyordu görseler görmemezlikten geliyorlardı, acı çekiyordum kimse hissetmiyordu hissetseler bir şey yokmuş gibi devam ediyorlardı, acıdan çığlıklar atıyordum kimse duymuyordu duysalar duymamazlıktan geliyorlardı. Acılarımla oyuncak gibi oynuyorlardı. Ruhumla değil bedenimle beraberlerdi. Yaşadığım mükemmel hayat için yanımdalardı, ama bilmiyorlardı ki hayatım elimden alınmıştı. Benim hayatımın değil babamın kukla gibi oynadığı hayatla beraberlerdi.

İki kişi hariç, Jimin ve Hoseok onlar hayatım için değil o hayatı yaşayan, ruhu ölmüş kişiyleydi. Onlar duyuyorlardı. Yanımdalardı. Tanrı'nın bana acıyıp benim için yaptığı tek iyilik onlardı.

Onları karanlığımın girdabına çekmek istemiyordum. Karanlık değildim, karanlıkta yaşayan karabasandım.

Karanlık.

Her yer çok karanlıktı.

Oturduğum yerde hıçkıra hıçkıra ağlarken gözlerimi sıkıca yummuş, kafamı kollarımın sardığı bacaklarımın üstüne koymuştum.

Ne kadar ağlamıştım bilmiyordum fakat birçok şey için ağlamıştım. Hep böyle olurdu. Birçok şey için ağlardık fakat bir süre sonra ağlama sebebimizi unuturduk. Hayır. Unutmadım, unutmayacağım. Kapı sesi geldiğinde kafamı kaldırıp kapıya baktım. Önüm buğuluydu gözlerimi birkaç kez kırparken çalışanın önüme koyduğu tepsiye baktım.

"Babanız yemeğinizi bitirmenizi emretti. Birazdan kontrole gelecek efendim."

Burnumu çekerken, gözlerim yemeklerin üzerindeydi. İştahım yoktu fakat yemezsem daha büyük cezalar alacağımın bilincindeydim. Alacağım her ceza hem bedenimi hem de ruhumu daha da yaralıyacaktı. Pekala, alışıktım...

Babam moda tasarımcısıydı ve bunun üzerine şirketi vardı. Fazla disiplinli bir adamdı, dışarı yansıttığımız kadar mutlu bir aile tablosuna sahip değildik. Gittiğimiz davetlerde annemle beraber verdikleri mutlu aile imajından sonra eve döndüğümüzde kavgalar başlardı. Bulunduğum odada ceza odasıydı. Küçüklüğümden beri yaptığım her hatada bu odaya kilitlenirdim. Kendimi hep bu odaya benzetirdim, hayatım gibi bomboş karanlık bir odaydı, köşede döşek yatak ve ince bir pike bulunuyordu.

Bugün okulda yaşadığım şeyden sonra iştahım yoktu, gün boyunca bir şey yememiştim. Akşam yemeğine aşağıya inmiştim. Fakat bir şey yememiştim. Bundan dolayısıyla babam yemeklerini zehir ettiğim üzerine uzun uzun bağırarak azarladıktan sonra kolumu tutarak yine bu odanın içine atmıştı beni.

UNIVERSE / TAEKOOK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin