Kalbine Dokunabilmek Deli Ediyor

1.1K 98 46
                                    

2K olmuşuz, teşekkür ederim. Bu arada bölümler arası okunma sayısı çok dengesiz atladığınız herhangi gibi bölüm var mı diye kontrol etmeyi unutmayın. Dün gece uykulu halimle ekranı çift göre göre yazdım hatam varsa kusura bakmayın.

İyi okumalar.

*

"Fizik dersini bulanın varya babasını gö-"

Hoseok sinirle bağırırken edeceği küfürü anlayarak elimi hızlıca ağzına kapattım. "Aptal. Kes sesini, okul ortasında küfür mü edilir?"

Refleksle ağzına kapattığım elimi sertçe itti. Hoseok birinin elini ağzına kapatmasından nefret ederdi. Korkardı.

Hoseok'a bir şey demeyerek önüme döndüm. Daha öncede  aynı şeyi yaşamıştık. Sabaha kadar ondan özür dilemiştim. Fakat o susmam gerektiğini, sesimi duyduğu zaman o kadının sesinin beyninde yankılandığını söylemişti. İlk başta bu duruma şaşırmış ve kırılmıştım. Fakat bunu travmasına vererek görmezden gelmiştim.

Adımlarımız kütüphaneye doğru ilerlerken bir adım kadar gerisinde yürüyordum. Koridoru döndüğümüz sıra karşımıza çıkan Yoongi ile durduk. Yoongi'nin bakışları yüzümde dolaşırken kaşlarını çattı. Bu sefer bakışları Hoseok'a döndü. Bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı. "Sorun ne?"

"Seni ilgilendirmez." Hoseok'un sert sesiyle derin bir sessizlik oluştu. Fakat bu çok kısa sürmüştü.

"Senin sorunun ne? Daha dün yanıma gelip özür dilemiştin. Değişen şey ne?"

"Dün dünde kaldı."

Yoongi'nin çatılmaya başlayan kaşlarından sinirlenmeye başladığını anlıyordum. Korkuyla ikisine doğru birkaç adım attım.  "Bana bak. Her gün senin aptal tavırlarını çekemem. Sabrım yok böyle şeylere, bir sorunun varsa gel yüzüme söyle."

"Hadi ya, sabrın yoksa ne yapacaksın mesela?" İkisi de fark etmeden birbirine yaklaşmış yüzlerini karşı karşıya getirmişti.

"Tahmin edemeyeceğin kadar kötü şeyler."

Hoseok alaycı bir şekilde gülerken işaret parmağı ile Yoongi'yi omuzundan itti. "Sen bana hiçbir bok yapamazsın."

Her bir kelimeyi bastıra bastıra söylemesi ile bu sefer gülen Yoongi olmuştu. Durduk yere saçma bir şekilde kavga etmeye başlamışlardı. Hoseok'un kolundan tuttuğum gibi çekiştirmeye başladım.

Zorla da olsa ikimizi kütüphaneye soktuğumda boş bir masaya geçtim. Ters bakışlarım ona dönerken, bu sefer o da aynı şekilde yüzüme bakmaya başladı. "Neden durduk yere kavga çıkardın?"

Oflayarak yüzünü sıvazlamaya başladı. Hoseok buydu işte, birine sinirlenir sonra da sinirini başkasından çıkarırdı. Gece ise pişmanlık duygusuyla yatamaz, sağa sola kıvranır dururdu.

"Ne sik yapıyorum bilmiyorum. Neden nefes alıyorum, neden hâlâ çabalıyorum bilmiyorum."

Titreyen sesi ile çaresizlikle fısıldadığında dedikleriyle kaşlarım çatıldı. Onu azarlamak için konuşacağım sıra Jimin kütüphaneye girerek adımlarını bize yönlendirmişti. Yanımıza geldiğinde aramızdaki gerginliği o da anlamıştı. Anında kaşları çatılırken sessiz kalmayı tercih ederek ortamıza oturdu.

"Yıl sonu mezuniyeti için ne renk takım giymeyi düşünüyorsunuz?" Gergin ortamı yumuşatmak için öylesine bir soru yönlendirdi.

"Daha seçmedim. Ama aklımda gri renk var." Bende ona ayak uydurarak sanki yaşananlar yaşanmamış gibi sakince cevapladım. 

UNIVERSE / TAEKOOK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin