Gözlerim şaşkınlıkla açılırken, gevşeyen kollarım bedenimin iki yanına düşmüştü. Yutkunurken gözlerimi kaçırmıştım. Konuşmamış onun konuşmasını beklemiştim.
"Evet, anlaştığımıza göre başka bir şey yoksa bana müsade. Bir daha ki gelmen gereken zaman, Yoongi haber verir sana."
Başımı aşağı yukarı sallarken yanımdan geçtiğinde omuzu omzuma sürtünmüştü. Onun arkasından bakarken birkaç adımda durmuş, omuzunun üzerinden gözlerime bakmış, yüzünde minik bir gülüş oluşurken hırıltılı sesiyle konuştu.
"Yıldızlarına iyi bak. Onları kaybetme."
Cevap vermemi beklemeden önüne dönüp ilerlerken arkasından aval aval bakıyordum. Söyledikleri kalbime ağırlık olurken, nefesimi hızlandırmıştı.
Sakin ol Jungkook.
Gözden kaybolana kadar arkasından onu izledim, tek başıma daha fazla durmak istemiyordum. Koşar adımlarla buradan çıktım. Adımlarım merdivenlerdeyken yavaş adımlarla yukarı çıkmaya başladım. Birinin beni buradan çıkarken görmesini istemiyordum. Kimsenin olmadığına emin olduktan sonra arkadaşlarıma ne diyeceğimi düşünerek sınıfıma çıktım.
***Boynuma dolanan dikenli teller, kafamı yerinden koparmıyordu. Fakat canımı yakıyordu. Yutkunamıyordum, bağıramıyordum. Acı içinde yerde kıvranıyordum. Ve yüzünü görmediğim kişiler tarafından yerdeki bedenim tekmeleniyordu. Kemiklerim kırılmıyordu. Sadece acı çekiyordum. Ağlayarak Tanrı'ya yalvarıyordum.
Tanrı'ya yalvarma. Kimse seni sevmiyor Jeon Jungkook
Derin nefesler alarak uyandığımda kabus gördüğümü anlamıştım. Bedenim ter içinde kalmıştı. Nefessiz kalmış gibi hissediyordum bu nedenle ağzımı açmış derin derin nefesler alıp veriyordum. Gözlerim dolarken sakin olmam gerektiğini fısıldıyordum. Yatağa geri uzandığımda bakışlarım komidinin üstündeki saate kaydı.
01.23
Yaklaşık bir yıl önce gök gürültüsünden korktuğum için annem ve babamın odasına gitmiştim. Babam ise büyümem gerektiğini söyleyerek beni azarlamış ve odama geri göndermişti. O gece yatağımda kıpırdamadan sabah olmasını titreyerek beklemiştim. Ve yine bedenim titrerken, gözlerimi sıkıca yumarak sabah olmasını beklemiştim.
***Sabaha kadar uyuyamamıştım. Şu an ise okul bahçesinde ki çardakta oturan Jimin ve Hoseok'a doğru ilerliyordum. Yanlarına vardığımda ikisinin de bakışları bana döndü. Çökmüş göz altlarım ile ikisi de endişeyle yerlerinden kalkıp bana doğru gelmeye başladılar. Jimin yüzümü avuçları arasına alırken, endişeyle yüzümü inceliyordu. Hoseok ateşimi ölçmek için alnıma dökülen saçlarımı geri çektiği sıra alnımdaki sararmış yarayı görmeleri ile ikiside aynı anda konuşmaya başladı.
İkisi aynı anda konuştuğu için ne dediklerini anlayamıyordum. Yüzümü buruştururken kafamı Jimin'in elleri arasından kurtararak çardağın içindeki banka oturdum. İkisi de hemen yanıma otururken olanları anlatmam için bekliyorlardı. Boğazımı temizleyerek lafa girdim.
"Alnımı babam yaptı. Yine o odaya kilitledi. Yine aynı şeyleri yaptı." Gözlerim dolarken, söylediğim her kelimeyle göz yaşlarım daha da artmıştı.
"Dün gece de kabus gördüm, yatamadım. Yine kızar diye yanlarına gitmeye korktum."
İkisi de aynı anda sıkıca bedenime sarıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNIVERSE / TAEKOOK (DÜZENLENİYOR)
FanficOkulda kimsenin girmeye cesaret edemediği bodrum katına giren Jeon Jungkook karşılaştığı şey karşısında şaşkına dönmüştü. Kim Taehyung, başka bir evrenden dünyaya gönderilmiş, bir okulun bodrum katına hapsolmuştu. Buradan çıkmak için çözüm ararken a...