Kurtuluş

1K 94 145
                                    

iyi okumalar.

*

1 gün önce

Gecenin bir yarısı gözlerimi inleyerek açtım. Sırtımda keskin bir ağrı hissederken ağzım da acıyla açılmıştı. Belim gerilirken gözlerim dolmuştu. Sanki birisi sırtıma kızgın demirler batırıyordu.

Yataktan doğrulduğum gibi elim sırtımda ki ağrıyan yere gitti. Fakat elim oraya ulaşamayınca üstümdeki tişörtü bir çırpıda çıkardım. Yataktan kalkıp ilk odanın ışığını açtım. Loş ışık gözlerimi alırken savsak adımlar ile aynaya ilerledim.

Büyük boy aynamın karşısına geldiğimde sırtımı dönerek acının sebebine baktım. Gördüğüm şeyle gözlerimi şaşkınca kırpıştırdım. O gece babamın bedenimi iterek oluşturduğu yaranın üstüne sanki altın taneleri serpiştirilmişti. Yaranın olduğu yer parlıyordu. Daha sonra ayna yansımasında onu gördüm.

Kim Taehyung

Bana gülümseyerek ve şefkatle bakan bedenin gerçek olmadığını biliyordum. Fakat başımı önüme çevirip gerçek ile de yüzleşmek istemiyordum.

"Aşağıya in."

Beynimin içinde yankılanan ses ile kaşlarımı çattım. Gözlerimi kırptığımda ise Taehyung'un silüeti artık orada yoktu. Bakışlarım yeniden sırtıma kaydığında altın renginin içine gümüş rengi de katılmıştı. İkisi de parlarken damarlarım da bu iki renkte gözüküyordu. Birkaç dakika boyunca büyülenmiş gibi yarayı izledim. Fakat daha sonra yaranın üstünde aşağıya doğru oluşan ok işaretiyle irice gözlerimi açtım.

Ağzımdan kaçan küfüre engel olamazken yaranın sızlaması ile aşağıya inmem gerektiğini anladım. Yanıma telefonum ve küçük bir aynayı aldıktan sonra kapıya ilerledim.

Üstüme herhangi bir şey alma gereği duymadan karanlık koridorda ilerlemeye başladım. Sıklaşan nefesimi hiçe sayarak merdiven basamaklarından indim. Aynayı bir yere sabitledikten sonra sırtımı aynaya döndüm. Telefonun flaşını açıp aynaya doğrulttuğumda yaranın üstünde hâlâ aşağıya doğru oluşan ok olduğunu gördüm.

Bir alt kat ise cezalandırıldığım odaydı. Fakat bir alt katın anahtarının yerini bilmiyordum. Yara yeniden sızlamaya başladığında aynayı alarak bir alt kat daha indim.

Odanın kapısı sonuna kadar açıkken korkuyla bir iki adım geriledim. Kalp atışlarım hızlanırken korkuyla etrafı inceledim. Fakat görünürde hiçbir şey yoktu.

Yara yeniden sızlarken korkak adımlar ile içeriye girdim. İçeri girmemle kapı arkamdan kapanırken irkildim. Bedenim benim kontrolüm dışına çıkarak yerdeki döşeğe doğru ilerledi. Onun üstüne otururken sırtımı duvara yaslamam ile ağzımdan kocaman bir çığlık kaçmıştı.

Hissettiğim yakıcı acı ile çığlıklarım daha da büyümüştü. Bir an önce bu şeyin son bulmasını istiyordum. Sırtımda ki acı yavaş yavaş dindiğinde halsizce arkama yaslandım. Yüzümün kıpkırmızı kesildiğine ve damarlarımın belirginleştiğine emindim.

Halsizce yerimden doğrularak duvara baktım. Fakat duvarda ışıltılı ve parlak yeşil ışık ile dumura uğradım. Titreyen elimi yerdeki aynaya ve telefona uzattım. Aynayı duvara yasladıktan sonra, yeniden sırtımı dönüp telefon flaşını aynaya doğru tuttum. Bu sefer altın ve gümüş renkleri yerine ışıltılı ve parlak bir yeşil beni karşılamıştı.

Telefon elimden düşerken bedenim titremeye başladı. Şu an her şey anlamsız geliyordu. Bakışlarım yeniden duvara kaydı. Emekleyerek duvarda ki ışığa doğru ilerledim. Önüne geldiğimde yoğun ışık yüzünden gözlerimi kısmak durumunda kalmıştım.

UNIVERSE / TAEKOOK (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin