LUCCA
Onu aylar önce o salonda ilk defa gördüğümde hissettiklerimle, şimdi ondan ayrıyken hissettiklerim arasında büyük bir fark vardı. Onu gördüğüm ilk saniye ona hayran kalmıştım ama şimdi onsuz geçen şu karışıklık dolu günlerde onun benim ayrılmaz bir parçam olduğunu ve onsuz bir hiç olduğumu daha iyi anlayabiliyordum. Etrafımdaki insanlar üzerinde gücümü çekinmeden ve hatta bunu sonuna kadar kullanabilen bir adamken ufacık bir kadın tarafından ele geçirilmiştim. Onun benim üzerimdeki bu gücü aklımı başımda alıyordu. Bu hissettiklerim Fransa'da tek başıma kaldığımda, geçirdiğim o kayıp zamanlarımdaki yoksunluk hissi gibi değildi. Şimdi eski ihtişamlı hayatıma tekrardan kavuşmuştum ama benim için her şey yarım ve sızlatacak şekilde eksiklikti.
Çok fazla şey yaşamış, birlikte ya da ayrı zor zamanlar geçirmiştik. Belki de bu zaman aralığında bana güvenmesi onun için hiç kolay olmamıştı ama ne olursa olsun benimle olmayı seçmişti.
Her şeyiyle bana uyan tek kadındı. Hem itaatkârdı hem de benim hayatımı yaşayacak kadar güçlü ve anlayışlıydı. Ona tüm hayatım boyunca sahip olacak kadar şanslı bir adamdım. Onu kaybetmekten deli gibi korkuyordum. Hamileydi ve çok hassas bir dönemdeydi. Ve şimdi mecburen onun yanında olamıyordum. Her gün, neredeyse günün her saati onunla konuşmak istesem de onu bunaltacağımı bildiğimden kendimi tutuyor, ayrı geçirdiğimiz bu zamanlarda kendini rahatlatması için ona alan yaratmaya çalışıyordum.
Ama Fransa'dayken de sürekli dile getirdiği son zamanlardaki korkularının sadece bir bebek bekliyor oluşumuzdan kaynaklanmadığını bilecek kadar onu iyi tanıyordum. Onun benim üzerimde kimsenin şimdiye kadar yapmayı başaramadığı büyük bir etkisi vardı. Kendimi, hayatımı sorgulamama, yaşanan onca şeyin yükünü tek başına onun sırtlamasına nasıl izin verdiğimi düşünüp, bazı şeylere yeniden başlamak istememe sebep oluyordu. Birkaç hafta önce o İtalya'ya, ben de eve dönüş için Amerika'ya giderken aklıma yeni fikirler gelmişti.
Ondan ve ailemden uzakta geçirdiğim zamanlarda da düşünmek için çok fazla zamanım olmuştu.
Suçlu olduğumun bilincindeydim ama yaşananlardan asla pişman değildim. Bir kez bile keşke yapmasaydım diye düşünmemiştim.
Fredercik'in bana, aileme ihanetini affedecek kadar erdemli değildim belki ama sırf Beau'nun gözlerinde görmekten korktuğum nefret duygusu için başta onu öldürmekten vazgeçmiştim. Onun cezasını başka yollardan kesecektim ama o gün beni buna mecbur bırakmıştı. Bana saldırıp, tüm nefretini kustuğunda yıllarca sahip olduğum güç ve para için bana kin beslediğini anlamıştım. O gün yaşananları daha dünmüş gibi hatırlıyordum. Ve çoğu gece rüyalarımda tekrar tekrar yatak odamı kana bulayan günü yaşıyordum. Bunun vicdan azabıyla bir ilgisi yoktu. Belki saçmaydı ama elinden en sevdiği oyuncağı alınmış bir çocuk gibi şımarıkça bir hevesle en yakın arkadaşımı katletmiştim.
O benim abimi elimden almıştı ve ben de karşılığında onun canını almıştım. Hissettiğim pişmanlık, vicdan azabı ya da kayıp değildi; sadece elimdekini yitirmekle alakalıydı. Güven duyduğum birinin ihanetinin yakıcı hissiydi. Canımı acıtmıştı ama geleceğe bakmama asla engel değildi. Bu gelecek Beau'yla ve kızımla olandı. Başka türlüsünü düşleyemezdim.
Amerika'ya döndükten hemen sonra bir anda yaşayan biri olarak ortaya çıkışım olaylı olmuştu. Yaşadığımdan habersiz olan aile bireyleri, tüm medya ve kelepçeli halimi görmek için can atan FBI ajanları benim yaşadığımı öğrendiklerinde hepsi birden tepeme üşüşmüşlerdi ve ne yazıktır ki yanımda en sevdiğim insan yoktu. Olmaması da gerekiyordu. Eğer onu bu kaos ortamına soksaydım; ruhen sağlam çıkma olasılığı olmazdı.
Başta düzmece kaybım onu mahvetmişti ama beni parçalarıma ayırmak isteyenlerin yırtıcılığı ve meraklı faydacıların fazla ilgisinden dolayı yıpranırdı. En azından ben her şeyi yoluna koyana ve üzerimdeki suçlama düşene dek ortada olmaması benim tercihimdi ama onu özlememe engel değildi. Hem de delicesine bir özlem...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUCCA 2
General FictionLucca, tüm tutkusu ve macerasıyla kaldığı yerden devam ediyor. İki sevgili uzun bir ayrılığın ardından kavuştular ama şimdi onları bekleyen daha büyük sorunlar var. Beau içinse her şey daha zor. Kendinden başka düşünmesi gereken biri daha var.. Bu...