Babam ben evlenene dek sadece güvende olup olmadığımı sorgulamıştı. Evlendikten sonra da benim üzerimden elde edeceği gücün peşine düşmüştü. Sonunda ortaya dökülen gerçeklerle dibe batan, herkesin gözünde alçalan yine kendisi oldu. Sevgisizliği sonunda bizden çok onun cezası olmuştu. .
İyi sakladığını düşündüğü pislikleri gün yüzüne çıktığında ise bizi neden sevmediğini de açıkça anlamıştık. Ve bu durum beni hiç bilmediğim bir yere sürüklemişti. Uzun süre kendime gelememiş aynı şekilde Eva'nın da babamla ilgili bir gram duygusu varsa bile onu söküp attığına emin olmuştum. Annemi bizden koparıp almıştı. Acımasız ve zalim bir adam olduğunu biliyorduk. Ama bizi annemizden mahrum bırakacak kadar insanlıktan çıkmış olmasını kabul edemiyor, onun suratına bakmaya bile katlanamıyordum.
Ben sevilmenin ne demek olduğunu Lucca'yla evlendikten sonra öğrenmiştim. Doğumumda yaşadığım zorluklar da yavaş yavaş ortadan kalmıştı. Yeniden bir aile olmuş, zorlukları ardımızda bırakmıştık. Artık bir düzenimiz vardı. Mutlu olduğumuz anların sayısı giderek artarken kardeşim de sonunda mutluğu bulmuştu.
Kardeşim Eva'yla ise sarsılmaz, kimsenin bilmediği ve bilemeyeceği özel bir bağımız vardı. Ben nasıl babamla görüşmüyorsam o da babamın adının bile bulunduğumuz ortamda anılmasını istemiyordu. Yine de babam hayatımızdan bir sır gibi uzaklaşıp kaybolmamıştı. Her şeye rağmen onu kaldırıp atamıyorduk. Eva'nın bugün Steve'le hayatını birleştireceği özel günde onun da bulunmak istemesiyle gerilen sinirlerimize yenilerini katabiliyordu.
Eva onun düğünün de olmasını istemese de babam bir şekilde Steve ile irtibata geçerek ona kendini acındırmanın ve bu düğüne katılmanın biletini elde etmişti. Eva da buna her nasılsa ses çıkarmamıştı.
Steve babamla olan bu karmaşık ve sığ ilişkimize tamamen iyi niyetle yaklaşıyordu. Ama annemizi öldürenin babamız olduğunu bildiğini sanmıyordum. Bu konu aramızda konuşulmuyordu. Ben de Eva'ya bununla ilgili bir şey sormuyordum. Ve belli ki Eva da Steve'in bu isteğini onu kırmamak ve açıklama yapamamak için kabul etmişti.
Eva'yla tören öncesi hazırlıklar için gelin odasında oturmuş sohbet ediyorduk. Ona bakarken gözlerim kamaşıyordu. Sade kırık beyaz gelinliği içinde tıpkı bir peri kızını andırıyordu. Ben onu süzerken o da bana uzun uzun baktı. Hüzünlüydü sanki.
"Ne düşünüyorsun öyle," diye sordum. Sessizliği oldukça garipti. Bana bakıp bir süre sonra gözlerini yumdu. Bana cevap vermeyecek zannettim.
Sonra gayet sıradan bir şekilde "Annemi," deyiverdi. Karşılığında özlemle iç geçirdim. Aynı şeyleri o da benim gibi içinden geçiriyordu demek.
Yüzünden tiksinti dolu bir ifade geçti. "O da belki burada olabilirdi ama şu anda içeride onun katili oturuyor," deyiverdi.
"Geçmiş geçmişte kaldı, Eva. Bundan sonra onu yanımda, yakınımda istemiyorum ama bugünü görmek istiyorsa bir yerde otursun izlesin. Onu düşünerek kendimizi mutsuz etmeyeceğiz. Annemi geri getiremeyiz. Onu da affedemeyiz. Affedemem. İnan bana o fiziksel olarak burada olabilir ama ben annemin varlığını burada daha çok hissediyorum."
Eva düşünceli ve dalgın haliyle bu anı siler gibi elinin tersini havada salladı. Karşısında oturduğum koltuğumdan kalkıp yanına gittim ve onu kollarımın arasına alıp sıkı sıkı sarıldım.
Boğazım düğüm düğümdü. "Sen bana bu hayattaki en güzel hediyesin. İyi ki varsın!" demeyi zor da olsa başardım.
Eva, "Elbette iyi ki varım. Ben olmasam ne yapardın," diye şakıdı.
"Senin adına ne kadar mutlu olduğumu anlatamam. Steve senin için bu hayatta olup olabilecek en doğru insan, bunu biliyorsun değil mi?"
"Lucca'ya seni üniversiteye gönderdiği için ne kadar teşekkür etsem azdır. O olmasa biz de Steve ile tanışamaz ve şimdi de bu kadar mutlu olamazdık."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUCCA 2
General FictionLucca, tüm tutkusu ve macerasıyla kaldığı yerden devam ediyor. İki sevgili uzun bir ayrılığın ardından kavuştular ama şimdi onları bekleyen daha büyük sorunlar var. Beau içinse her şey daha zor. Kendinden başka düşünmesi gereken biri daha var.. Bu...