Uzun bir uçak yolculuğundan sonra arabayla evimize doğru uzanan yolda sessizlik içinde ilerliyorduk. Birazdan evde olacağımızı söylerken benden daha heyecanlı görünen kocama sevgiyle baktım. Bakışıma karşılık verdikten hemen sonra uzanıp göbeğimi okşadı. Sonra spor ceketinin içinden siyah bir bez parçası çıkardığını gördüm.
"Bu da ne," diye sormaya kalmadı uzanıp başımın üzerinden yumuşak bez parçasını geçiriverdi.
"Tanrım Lucca! Gözlerimi bağladığına inanamıyorum," diye sızlandım. Ellimle bez parçasını yokladım. Her yer bir anda kararmıştı.
Lucca eğilip, "Eğlenceli ama değil mi?" diye kulağıma fısıldadı.
"Dediğin doğru olabilirdi ama buradayken değil, daha özel bir yerde belki," diyebildim. İmama karşılık yüksek sesle kahkaha attı. "Bunu düşüneceğim," dedi kahkahalarının arasından. Kesinlikle düşüneceğini biliyordum.
Yolculuğun son beş dakikasını karanlık ama meraklı bir şekilde geçirdim. Hayatımıza her daim eğlence ve bol miktarda aksiyon katmayı başarabilen bir adamla evliydim.
Arabamız Lucca'nın dediği gibi birkaç dakika sonra yavaşladı ve durdu. Arabadan önce o indi, sonra da kapımı açıp beni elimden tutarak dışarıya çıkardı. Çok dikkatli davranıyordu. İtalya'nın bu mevsimdeki ılık havasının şu anda yaşanan duygusal, heyecanlı ana bir romantik filmdeymişizcesine doğallık kattığı ortadaydı.
Sevdiğim, aşık olduğum adamla yeni bir başlangıç...
Hem de o kadar olaydan sonra...
Ellerini elbisemden açık kalan kollarımdan aşağıya doğru yavaşça kaydırdı ve beni kapı olduğunu tahmin ettiğim yere doğru ilerletti.
Kapı kolunu tuttuğunu ve açtığını işittim. Bana kapıdan nasıl geçeceğimi tarif etti.
"Hazır mısın?" diye sordu.
Derin bir nefes alarak, "Tamam," dedim.
Benim önünde duruyordu. O kadar yakınımdaydı ki sıcak nefesini yüzümde hissedebiliyordum.
Birdenbire uzanıp yüzümü tuttu ve beni öptü. Oracıkta dudaklarının sıcaklığıyla erimiştim. Kollarımı onun beline sardım.
"Umarım beğenirsin," dedi biraz çekinerek.
"Beğeneceğimden eminim."
"Bu kadar eminsin yani," derken ılık nefesi dudaklarımın üzerindeydi.
Dudaklarına doğru fısıldadım. "Eminim, çünkü seni tanıyorum, senden gelen her şeyi beğenirim çünkü özellikle bebeğimiz için en uygununu seçeceğini biliyorum," dedim.
"Fazla tatlı dillisin," dedikten hemen sonra tadıma bakmak ister gibi beni tutkuyla bir kez daha öptü.
Gözümdeki bağı tek eliyle söküp attı.
"Nasıl," diye sordu. Gözlerim ortamdaki ışığa alışırken bakışlarımı onu yüzünden uzaklaştırıp etrafıma bakınmaya başladım. Onun beklentiyle ürperdiğini hissettim.
Aklımdan binlerce farklı ev geçmişti ama böylesi kesinlikle değildi.
Büyük görünmüyordu. Girişte dikiliyorduk ama karşımdaki ev hayalimdekinden bile fazlasıydı.
"Ne diyorsun," diye sordu merakla ama ben çoktan evin içine doğru ilerlemeye, etrafımda gördüğüm her şeye aç gözlerle bakmaya başlamıştım bile. Salonda bir piyano bile vardı. Her şeyi en ince ayrıntısına kadar düşünmüştü.
"Beau?"
Beni takip ediyordu. "Lütfen beğendiğini söyle." Sesine yansıyan endişeyi sezebiliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LUCCA 2
Fiksi UmumLucca, tüm tutkusu ve macerasıyla kaldığı yerden devam ediyor. İki sevgili uzun bir ayrılığın ardından kavuştular ama şimdi onları bekleyen daha büyük sorunlar var. Beau içinse her şey daha zor. Kendinden başka düşünmesi gereken biri daha var.. Bu...