''Hani sadece arkadaşça yaklaşacaktın?'' diye sordu Gediz, onun yanına diyalize gelen Mirza'ya.''Cem seninle diyalize gelmiyor mu?'' Mirza gülerek cevapladığında Gediz değindiği nokta sinirlerine dokunurken ofladı. Ne yapsa onu daha fazla itmeye yaramıyordu, ya da o kadar da itmek istemediği için itemiyordu. Tatlı hareketleriyle ona her yaklaştığında sadece sinirini daha fazla bozuyordu.Evet sinirleniyordu, kalbinde en ufak bir hareketlenme hissetmesi onu sinirlendiriyordu.
İşlevini doğru düzgün yapamayan bir organı vardı zaten, bir de kalbi ile uğraşmak istemiyordu.
''Senin dersin yok mu? yakında devamsızlıktan sınıfta kalacaksın.'' dediğinde Mirza umursamamazlıkla omuz silktti. Sınıfta kalabilirdi, Gediz'i zaten bir yıl okulda yalnız bırakmak istemezdi. Rahatlıkla sandalyede yayıldı. Gediz'in gözü çok kısa bir an Mirza'nın erkeksi oturuşuna kaydı, o kadar kısaydı ki Mirza fark etmedi.
''Arkadaşımı yalnız bırakmak istemedim.''
Gediz ofladı, diyaliz onu bu kadar savunmasız bırakırken Mirza'nın onu böyle görmesini istemiyordu. Ayrıca böbreği yüzünden vücudundaki fazla şişkinlik yüzünden kendini fazlasıyla çirkin hissediyordu. Mirza cidden deli olmalı diye düşündü içinden, ölmek üzere olan birini sevecek kadar deli.
Ortam sessizleşirken makineden gelen hafif ses ile Mirza ,Gediz'i;Gediz,Mirza hariç her yeri izliyordu.Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır demişti Freud, tam olarak burada yaşananları özetleyerek.
Mirza telefonuna gelen mesajla vücudunu biraz sandalyeden kaldırarak cebinden telefonunu çıkarırken ,Gediz onun hareketlenmesi ile ona döndü. Çocuk gülerek mesaja cevap verirken aklına dün Cem ile konuştukları gelirken kaşlarını çattı. Hayır, Mirza'yı kıskanmıyordu. Herkes karşısındakinin kiminle gülerek mesajlaştığını merak ederdi, kıskanmak denemezdi.
Gediz fark etmeden kaşlarını çatarak Mirza'ya bakarken , Mirza üstündeki bakışları fark ederek kafasını kaldırdı. Yüzünü çapkın bir gülümseme alırken sırıttı, ne de güzel kaşlarını çatmış meraklı bir şekilde onu izliyordu.
''Yoksa kiminle konuştuğumu mu soracaksın?''diye sırıtarak ona sorduğunda Gediz hızlıca kaşlarını düzelterek boş boş onun suratına baktı.
''Hayır, o nereden çıktı? Sadece birinin yanına gelmişken başkasıyla ilgilenmen hoş değil.''diye sinirle açıklama yaparken Mirza'nın gülümsemesi daha da büyüdü.
''İyi sormayacaksan çünkü sorsan da cevaplamazdım.''dediğinde Gediz sinirle kaşlarını çatarken Mirza gülerek devam etti. ''Bu kadar kaş çatma yüzünde kırışıklık olur, bir dost tavsiyesi.'' derken dostu üstüne bastıra bastıra söylemişti.
Ne kadar Gediz'in peşini bırakmak istemese de artık öyle bir noktaya gelmişti ki cidden kırılıyordu. Hoşlandığınız birinden sürekli olumsuz cevaplar aldığınızda bir süre sonra enerjiniz çekiliyor gibi oluyordu. En azından Gediz ona böyle davrandığında Mirza böyle hissediyordu. Farkında değildi Mirza'yı bu kadar etkileyebildiğinin, bu barizdi.
''Sen de sandalyede düzgün otur bak belin fıtık olur, bir dost tavsiyesi.''diye Gediz büyük bir çabayla geri laf söylerken homurdanarak ekledi:''Ya da düzeltme, umarım fıtık olursun.'' dediğinde Mirza onun yanaklarının homurdanırken tatlılığıyla istemsizce gülümsedi.
''Seni var ya-''diye onun tatlılığından sarhoş bir biçimde cümleye girmişken aklına dün olan konuşmaları gelince sözünü yarıda keserek öksürerek duruşunu düzeltip kendine geldi. Fazla ısrar aşık usandırırdı, o yüzden ısrarı onun istediği gibi bırakacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rein [BoyxBoy]
Fiksi Remaja''Beni öldüren her şey yaşadığımı hissettiriyor.Bu hastalık beni öldürüyor.''dedi ve ekledi. ''Ama senin kadar değil.'' Gediz'e böbrek nakli gerekiyor, Mirza ise kalbini ona vermişken böbreğini vermekte de pek sorun görmüyor.