24

650 83 107
                                    

Apsan Park'a vardığımızda Heeseung'ın etrafa attığı garip bakışlar yüzünden gülme krizine girmiştim.

Heeseung: Burası neresi

Jake: Benim en sevdiğim yerlerden birisi bura, umarım sende seversin

Etrafa hala garip bakışlar atıyorken konuşmaya devam ettim

Jake: Apsan Park'a hoşgeldin Lee Heeseung

Gülümsedi ve bana döndü

Heeseung: Hoşbuldum Sim Jaeyun

Sol omzumda asılı termos çantası, sol elimde de yiyecek poşeti ve örtü vardı.

Sağ elimde ise Heeseung'ın eli..

Oturacak bir yer arıyorduk. Köprüden geçtikten sonra ormanın içine fazla girmeden gölge bir yer bulduk ve oraya yerleştik.

Heeseung ile birlikte örtüyü yere serdik ardından poşeti ve çantayı örtünün üstüne bıraktım ve hala ayakta duran Heeseung'a sarıldım.

Ani hareketimle şaşırmıştı sanırım

Bir süre sarıldıktan sonra, ayrılırken kıkırdamaya başlamıştı

Heeseung: Ah beklemiyordum..

Jake: Bu huzurlu ortamda sana sarılmasaydım rahat edemezdim. Tamamdır şimdi oturabiliriz

dedim ve ikimizde aynı anda örtünün üstüne oturduk.

Heeseung örtünün üstünde duran poşete ve çantaya uzaktan bakıyordu.

Jake: Kahvaltı ettin mi?

Heeseung: Hayıırrr çok açım şu anda~

Karnını tutarak tatlı bir şekilde konuşmasına güldüm ve poşetin içinden dün aldığım sandviçi çıkardım. Birini ona uzattım diğerini kendime aldım.

Ardından termos çantasından meyve suyunu çıkardım ve bardaklara doldurdum.

Sandviçten ilk lokmasını aldıktan sonra konuştu

Heeseung: Hayatımda yaptığım en güzel kahvaltıııı~

dediğiyle sadece yüzüne odaklanıp ona bakmaya dalmıştım, o ise neşeli bir şekilde sandviçini yiyordu. Onu böyle mutlu görmek beni de mutlu ediyordu.

Acaba şimdi mi çıkma teklifi etsem? Dayanamıyorum çünkü çok tatlı.

Hayır Jake dayan akşam çok güzel bir şekilde çıkma teklifi edeceksin. Ve o andan sonra artık ona rahatlıkla sevgilim diyebileceksin, ona istediğin zaman sarılabileceksin, onu öpebileceksin..

Bu kadar süre dayandın.. Birkaç saat mi dayanamayacaksın? Ona unutamayacağı şekilde bir çıkma teklifi etmek istiyorum.

Kahvaltı aşamasını geçmiştik. Etrafı seyrediyorduk. Boş boş oturmamak için aklıma gelen fikirle Heeseung'a döndüm.

Jake: Yürüyüş yapalım mı? Hem yürüyüşün sonunda seni yine bir sürpriz bekleyecek. Ama önce şunları toplayıp arabaya bırakalım.

Heeseung: Tamammm

dedi ve benden önce ayaklandı. Elini bana uzatıp kalkmama yardımcı oldu.

Eşyaları topladık ve arabaya döndük. Her şeyi bıraktıktan sonra geri ormana doğru yürüyüşe çıktık.

Çok şükür ki buraları avucumun içi gibi biliyordum. Kore'ye geldiğimizden beri en çok uğradığım yer burasıydı sanırım.

Saatlerce süren yürüyüş artı nehir kenarında verdiğimiz molalar sonucunda Heeseung'ı asıl getirmek istediğim yere getirmiştim.

Teleferiğe tabii ki!!

Heeseung: Oh buna mı bineceğiz?

Jake: Eveeet hadi gel benimle

Elinden kavradım ve yukarı doğru merdivenlerden çıkarken onu da yanımda çıkardım.

Jake: Hadi otur şuraya

O oturunca bende yanına geçtim. Ardından teleferik hareket etmeye başladı ve ikimizde sadece hayranlıkla etrafı izledik.

İndiğimizde ikimizde olağanüstü derecede muhteşem olan doğanın ve birbirimizin etkisindeydik...

Heeseung: Bu çok güzeldi Jake

Jake: Beğeneceğini biliyordum..

Teleferik eğlencemiz de bittikten sonra geri arabaya döndük ve kafeye doğru arabayı kullanmaya başladım.

Kafeye geldiğimizde saat 7'yi 10 geçiyordu. Arabayı kafenin önündeki otoparka park ettim ve Heeseung'la beraber kafeye doğru ilerledik

Kafenin dış tasarımı gerçekten de fazla lükstü fotoğraftakilerden daha iyiydi..

Heeseung: Burası ateş ediyor bee

dediğine gülerken kapıdan içeri adımlar adımlamaz gördüğüm tanıdık yüzle olduğum yerde kalmıştım.

Ne yani bugün bunun doğum günü müymüş? Kutlayacak başka yer mi bulamamış cidden?

XXXXXXXXX

Heejake çiftine trafik kazası yaptırır mıyım ben be insaflı yazarım ben

Neyse kaza yapmadılar ama daha farklı bir şey oldu

Diğer bölüme artık..

My bitch is gay // HeeJakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin