28

608 83 74
                                    

Bir buçuk saat süren yolculuğun ardından sessiz ağaçlık yerde bulunan site gibimsi küçük bir yere gelmiştik.

Etrafta sadece 3 ev vardı. Üçünün dış görünüşü de birbirini anımsatıyordu.

Heeseung: Hangisini beğendin?

Şaşkınlıkla kafamı Heeseung'a çevirdim.

Jake: Hangisi derken? Evlerden mi bahsediyorsun?

Gülümsedi

Heeseung: Evet

Ne yani? Ben hangisini seçersem o eve mi gireceğiz? Hiç güleceğim yoktu. Kendimi tutamadım ve hafifçe kıkırdadım

Heeseung: Noldu?

Sorgularca yüzüme bakınca elimle ağzımı kapattım ve kendimi sakinleştirdim.

Ardından parmağımla sağda duran evi işaret ettim.

Jake: Şu sağdakini beğendim

Eve baktı ve kendince mırıldandı

Heeseung: Dekorasyonu en hoş olan..

Ardından bana döndü ve elini uzattı

Heeseung: Hadi girelim.

Tam elini tutmuş ilerliyordum ki aklıma gelen soruyla durdum

Jake: Bir saniye.. ben şimdi senin olan evi mi seçtim hemde ilk seçişimde?

Heeseung: Hepsi benim zaten

dedi ve yeniden eve doğru ilerlemeye başladık. Eve gidene kadar yüz ifademde 1 milim değişme olmamıştı. Hala şok içerisindeydim.

Bu üç şatafatlı ev.. hepsi onun muydu?

Kapıyı açtı ve içeri girdik. Tanrım evin kokusu bile şatafatlı

Şakayla karışık bir şekilde Heeseung'a döndüm ve sordum

Jake: Senin nasıl 3 tane evin var?

Heeseung: Miras.. büyük babamdan

Jake: Ah anladım..

Büyük babası bu 3 evi de sadece torununa mı vermiş inanamıyorum..

Dönüp gözlerimin içi parlayarak hayranlıkla Heeseung'a baktım

Ne kadar mükemmel olduğunu büyük babası bile fark etmiş...

Heeseung: Ee.. şeyy.. hmmm.. hadi yemek yapalım o zaman

Duvarda asılı duran devasa saate baktım

Jake: Bu saatte mi? Hem daha yeni yedik

Kafasını çevirip saate baktı. Ardından geri bana döndü

Dudaklarını büzerek konuştu

Heeseung: Benimle birlikte bir şeyler yapmak istemiyor musun?

Gülümsedim ve Heeseung'a doğru bir adım attım

Jake: İstiyorum tabii ki ama yemek değil hani yeni yedik zaten aç değiliz ki neden yemek yapalım?

Heeseung: Tamam hadi sen bir şey söyle onu yapalım o zaman

Aklıma gelen ilk şey yüzünden yanaklarım kızardı ve Heeseung'la olan göz temasımızı kestim, bakışlarımı yere indirdim.

Bana doğru iyice yaklaştı ve eğilip yüzüme baktı

Heeseung: Yanlış bir şey mi dedim?

Hemen kafamı kaldırıp sağa sola salladım

Jake: Hayır.. Şey film izleyelim mi?

Yüzü düşmüştü..

Heeseung: Ah.. tamam

XXXXXXXXXXX

Filmin yarısından fazlasını izledik sayılırdı..

Ona halen sormak istediğim bir soru vardı

Benimle çıkmak isteyip istemeyeceği

Kafamı ona çevirdim.. Bir süre kusursuz yüzünü izledim

Ama.. sanki filme odaklanmış değildi. Başka bir şeyi düşünüyordu.

Daha fazla dayanamadım ve elime kumandayı alıp filmi durdurdum.

Heeseung bana bakmaya başlamıştı, bende ona bakıyordum.

Derin bir nefes alıp vermişti. Söylemek istediği bir şey olduğu belliydi.

Benimde var söylemek istediğim bir şey..

Beklemenin bir anlamı olmayacağını düşündüm ve dudaklarımı ıslatıp kendimi konuşmak için hazırladım.

Heeseung'ın gözleri dudaklarıma kaymıştı. O da dudaklarını ıslattı.

Yutkundum.. derin bir nefes aldım ve aynı anda kelimeler ağzımızdan süzülüverdi

Jake: Benimle çıkar mısın Lee Heeseung?

Heeseung: Benimle çıkar mısın Sim Jaeyun?

XXXXXXXXXXX

Birbirlerine çıkma teklifini de ettiler he yine ballısınız 😎🤙🏻

My bitch is gay // HeeJakeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin