Aradan üç gün geçmişti Berhayat Hastanesinde kafası karışan kişiler dışında kalbi ağzında Beliz den gelecek haberi bekleyen Selvi ve Adil cephesinde sular durulacak gibi değildi.
Üç gündür Selvi tarafından ağır trip altında olan Adil tüm kalbiyle Beliz'in Ali'yi getirmesini bekliyor işlerin yoluna girebilmesi için dualar ediyordu.
Ferman, aşkını içine gömmüş hastalarla daha çok ilgilenip çıkış saatinde evine giderek geçiriyordu günlerini.
Nazlı ise daha neden böyle olduğuna anlam veremeden kafasındaki herşeyi silip işlerine adapte olmaya devam ediyor ya da ettiğini sanıyordu çünkü bu son bir kaç günde Beliz Hanımın tepkileri ve Adil hocanın 'en son gece ikna edersin' dediği cümle yankılanıp duruyordu beyninde hiç susmadan...! Yorgun hissediyordu kendini hiç olmadığı kadar bitmiş.. İyi görünme çabası ile tüm odağını işine vermiş olsa da Açi, Gülin, Doruk, Demir ve Güneş hatta tüm zihni Alışın de olan Selvi bile farkketmişti dalıp gitmelerini ama hastanede işlerin yoğunluğuna yorup üzerine gitmemişlerdi.
Hastanede işler böyle ilerlerken bizde Ali ve Beliz'in durumuna bakalım ne dersiniz?
Beliz Gülin'nin ayarladığı ilk uçakla Antalya'ya gitmiş oradan arabasına atlayıp Kaş'ta bulanan Ali'nin çalıştığı sağlık ocağına doğru yola çıkmıştı. Herşeyden habersiz Ali yeni güne başlamış ve iş yerine doğru yola çıkmıştı her sabahki gibi ilk Vuslat ve kızı Ezo ile karşılaşacağı, evlilik konusunda her zamanki ısrarları ve baskıları hatta Vuslat hanımın sırf kızı Ali'ye aşık olduğu için savurduğu tehditlere bir gün daha katlanmak zorunda kalacağı için bir an önce buradan gitmesi gerektiğini düşünüyor hatta herhangi bir ülkenin herhangi bir şehri farketmeksiniz gitmek istiyordu...
Sağlık ocağının sokağına girdiğinde buralarda daha önce görmediği lükslükte bir aracın sağlık ocağının karşınızda park etmesi bir yana hemen diğer taraftan her sabah bıkmadan usanmadan onu karşılayan Ezo'yu görmesi "of bir an önce bitmeli bu gün" dedirtiyor ona...
Ali adımlarını sıklaştırdığı sırada aracın kapısı açılmış içinden turuncu saçlı fiziği ve güzelliği ile gözleri şenlendirecek güzellikte bir kadın inmişti tabi Ali'nin şaşkın bakışları kocaman gülümseyişe dönmüş Ezo önce Ali'ye sonra araçtan inen kadına sonrada yanındaki annesine bakıp tekrar Ali'ye odaklanmış olduğu yerde hareketsiz bekliyordu.. Arabanın kapısının açılması ile Beliz'in indiğini gören Ali hızlı adımlarla o tarafa ilerlerken Beliz açık bıraktığı kapıya aldırmadan Ali'ye doğru koşmaya başlamış ve birden Ali'nin boynuna atlamıştı. O an etrafta kimse yokmuşçasına birbirine sarılan iki dosttan ziyade ayların hatta yılların acısını çıkaran sevdalılar gibi görünmeleri ikisinin de umurunda değildi hatta Beliz'in Ali'nin yüzünün her bir köşesine bıraktığı öpücükler ve Ali'nin kahkahaları sabahın sessizliğinde sokaklarda yankılanıyordu tabi Ezo sinirle bakarken Vuslat Ali'nin neden her defasında kibarca reddettiğini hayatında biri olduğu için sanması ile Ezo'yu sürükleyerek uzaklaştırmıştı oradan.
Vuslat. Yürü kız doktorun sevdiği varmış birde adam bana aşık olacak diyor haspam kızın güzelliğini bırakıp sana mı bakacak sandın. Bir daha duymayacağım doktorun adını anladın mı?
Diye azar çekerek eve götürmüştü Ezo'nun tüm itirazlarına rağmen..
Beliz. Alimmmm
Ali. Beliz. Ya sen nereden çıktın?
Beliz. Ne o sevinmedin mi? Gideyim mi?
Ali. Hayır hayır çok özlemişim hadi gel içeri geçelim. Ya da dur yemek yedin mi aç mısın? Açsındır sen şimdi ne yemek istersin haa nereye gidelim.
