ev arkadaşı

170 11 20
                                    

Greg:

Bu gün bay holmes'un evine taşınıcaktım. İlginç bi şekilde sherlock bu taşınma konusunda baya hevesli görünüyordu. Bu işin altından bi şey çıkıcak ama hadi bakalım.

İş çıkışı hazırladığım valizi alıp
pall mall'a doğru sürmeye başladım.
Mycroft ev diye bahsetse de burası ufak bi saray sayılırdı. Evin içinde kaybolmasam iyidir.

Arabayı park etittikten sonra kapının yanında dikilen mycroft holmes'ü görüp yanına doğru ilerledim.

"Tam zamanında geldiniz bay lestrade
Bu kadar dakik olduğunuzu tahmin etmemiştim." Samimi bi gülümsemeyle bana bakıp elindeki anahtarı bana uzattı.

"Sizi bekletmek istemedim üstelik bana adımla hitap etmenizi tercih ederim." Ben böyle dediğimde ufak çaplı bi kahka atmıştı.

"Benden size isminizle hitap etmemi isterken bile sizli bizli konuşmanız komik değil mi? Sizde bana mycroft diyebilir siniz iş ortağı değiliz sonuçta."

"Ben şey siz yani sen öyle istiyorsan öyle olsun." Gülmeye devam edip içeri geçtiği zaman onu takip ettim.

"Sana evi gezdiriyim önce kalıcağın odayı gösteriyim. " üst kata giderken elimdeki valizle onu takip ettim. Çok geçmeden koridorun sonunda evin kalanına göre daha aydınlık olan odanın kapısında durduk " işte burası evin en aydınlık odası burası umarım seversiniz."

Burası benim salonla mutfağın toplamı kadar büyük yanlız. Odada bi çalışma masası, gardrop, tekli koltuk ve yatak vardı boyutuna göre baya boştu. Gerçi yata 4 kişilik olucak kadar büyüktü.

"Odada banyo da var bu arada gadrobun yanındaki kapı. İstersen önce üstünü değiştir sonra evi gezdirebilirim." Bi şey fark ettim de sizli bizli konuşmamak için baya kasıyo kendini.

"Çok iyi olur teşekkür ederim tekrardan."

"Beni ararsanız altta salonda olucağım merdivenden inince görürsünüz zaten." Kafamı olumlu anlamda salladığımda odadan çıkıp kapıyı kapatmıştı. Sonunda tekrar sizli bizli konuştu çok garip.

(Bu arada ben bile istemsizce mycrofta sizli bizli konuşma yazıyorum ilginç )

Üstümü değiştirip gri renk bi tişört ve rahat bi kot giyip aşağa inmeye başladım. Merdivenlerden inerken yandaki fotoğraflara gözüm takılmıştı.

Bi fotoğrafta anthea ve mycroft yan yana duruyordu baya eski bi fotorağraftı ikiside 15-18 yaşlarında duruyordu. Mycroft'u elinde bi viski bardağı vardı ve takım elbise giyiyordu. anthea ise mycroft'un koluna yaslı şekilde gülüyordu.

"Anthea'nın 18. Yaş gününde çekilmiştik. Zaman çok çabuk geçiyor haftaya bu fotoraf çekileli tam 20 yıl olucak." Mycroft'un yaklaştığını duymamıştım konuşmasıyla bi anda irkilmiştim.

"Belli bi yaştan sonra öyle geliyor yoksa yıllar kısalmıyor değil mi?."
Düşünür gibi tek kaşını kaldırdı.

"Belki kısalıyordur eskiden 15 dakika 2 saat gibi gelirdi şimdi 15 dakika hemen bitiyor değil mi?"

"Evet sanırım öyle." biraz daha fotoğraflara baktım.Bi fotoğrafta
Mycroft'un bacağına sarılmış halde gülen küçük bi kız çocuğu vardı.

"Bu kız kim peki." Merakla sorduğum soruya gülüp daha yeni duran bi fotoğrafı işaret etti. 20'li yaşlarının başında, siyah saçlı güzel bi kız vardı.

"Mayura manevi kızım aslında yasal olarak da babası sayılırım çok zeki bi kızdır." Gözlerinden bile kızıyla gurur duyduğu belli oluyordu.

"Babasına çekmiş o haldeyse. İsmini sen mi seçtin benziyor isimlerimiz."

"Aslında anthea seçti ama oda isim benzerliğinden seçti. Anlamını çok seviyorum cömert ve yaratıcı dost anlamına geliyor."

"Şu an nerede peki?" Bi an çok soru sorduğumu fark ettim.

"MI6 için çalışıyor bilişim uzmanı tabi hacir demek daha havalı geliyor ona sanırım. Neyse size evi gezdiriyim."

Başımı onaylar şekilde salladığımda önden yürümeye başlamıştı. "İlk 1. Katı gösteriyim hazır burdayız."

Sırasıyla mutfak, salon ve yemek odasını gezmiştik. "Burada tek seferde tüm kraliyet ailesi ağırlanabilir. Yemek odasında neden şövalye zırhı var ki?" Mycroft tepkime gülüp konuşmaya başladı.

"Aslında burayı Mayura düzenledi evin tarihine uygun olsun istedi. Hadi 2. Kata geçelim burda çok bi şey yok zaten."

Üst kata çıktığımızda ilk girdiğimiz oda yemek salonundan bile büyük bi kütüphaneydi.

"Sanırım evdeki en güzel yer burası. Beni direk buraya kilitleyip çıkabilirsiniz." 4 duvar kitaplıkta kaplıydı ve incecik bi kitap koyucak bile yer yoktu.kapının olduğu duvarın
Karşısında şömine ve geniş bi oturma alanı vardı.

"7 yaşından beri kitap topluyorum buranın dolu olması beni nedensiz mutlu ediyor."

"Peki gezicek başka yerler varmı."

"Aslında yok bu kattaki çoğu oda yatak odası koridorun sonunda ofisim var evde beni ararsanız orda olurum büyük ihtimalle. Bodrum katında da bi şarap mahzeni ve spor odası var. Hah bide sinema salonu var tabi."

"Evin içinde sinema salonu mu var?" Gözlerimi büyütüp hevesle sorduğumda. İfademe biraz şaşırmış olucak ki cevap vermemişti.
"Şey marvel filmleri var mı peki?"

"Hulk'tan black widoe'a kadar hepsi var." Şimdi şaşırma sırası bendeydi işte. "Ne hep klasik film izleyerek ömür geçmez değil. Gülümsemesine hafif bi şekilde karşılık vermiştim.

Sanırım önümüzdeki 1 ay düşündüğümden daha ilginç geçecek.

..........
İleriki bölümlerde mayura'yı biraz tanıtacağım. Özet geçicek olursam mycroft'un piskopat kız versiyonunu düşünün


mystrade is realHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin