mystrade is real

bi daha olmaz

Mycroft:

"En sevdiğim holmes nasılmış?"
anthea mesai biter bitmez odama gelmişti. İş ve özel hayat ayrımından dolayı anthea'nın doğum günü hakkında bi şey söylememiştim.

"İyi, sen nasılsın?" Elimdeki dosyaya odaklamıştım ve onu görmezden gelir bi tavırla dosyayı okuyordum.

"Bu gün ne olduğunu hatırlıyor musun?" Dosyadan başımı kaldırmadan göz ucuyla ona baktım.

"Eylülün 5'i neden sordun ki?"
Tabiy ki unutmadığımı biliyordu ama eğlenmekten zarar gelmez.

"Bu gün özel bi şey yok mu sence?"
anthea masamın kenarına oturup gülerek bana baktı.

"Hmmm belki hayatımız saçma bi kurgudan ibaret ve bu tarihte aslında bu kurgunun yazarına ait ve seni çok sevdiği için bu tarihi senin doğum günün yaptı."

anthea bi süre bana 'ne diyo bu mal' bakışı attı. Sonra omuzuma vurup kahkaha atmaya başlamıştı.

"Hadi bakalım doğum günü kızı gitmemiz gereken bi kutlama var" ayağa kalkıp kolumu anthea'ya uzattım masadan gülerek atlayıp koluma girdi ve yanağıma bi öpücük bıraktı.

"Hadi gidelim bay holmes. Bu arada bay lestrade nasıl?" Bende diyorum dedikodu damarı ne zaman çıkıcak.

"Eve gidince myura'ya sorarsın."
Arabaya bindiğimizde hala saçma sorular soruyordu.

.......

Myura salonu güzelce süslemişti ve üzerinde anthea, sherlock , myura ve benim olduğumuz eski bi resmî pastanın üstüne bastırmıştı

"Önce pastayı yiyemez miyiz?" Sherlock bunu dediği anda myura karnına sert bi yumruk atmıştı.

"Amcacığım şansını biraz daha zorlarsan bu gece yiyceğin tek şey dayak olucak."

"Kavga var mycroft patlamış mısır var mı?" anthea hevesle bana bakmaya başlamıştı. Bütün deliler niye beni buluyor?

Tartışma bittikten kısa bi süre sonra myura bi şarkı açmıştı slow bi dans şarkısıydı. Şarkıyı açtıktan hemem sonra anthea'nın yanına koşmuştu.

"Doğum günü kızıyla ilk dans benimdir. Sizde durmayın ya hadi herkes çift olsun."

Tabi 6 kişiyiz sherlock john ile dans edicek. Bu durumda mecburen ben gregle dans ediceğim. Bu kızlardan korkulur gerçekten.

"O zaman bu dansı bana lütfeder mısınız bay holmes?"

Greg'in elini tutup kalktım. Boyum daha uzun olduğu için gerg ellerini omuzuma koymuştu bende ellerimi beline dolayıp bi süre bu yerimizde sallanmıştık.

"Abi o nasıl dans şekli beşik mi sallıyorsunuz?" Sherlock john'la dans ederken bi yandanda bize laf atıyordu.

"Hadi pasta keselim artık diliyceğim bi dilek var." anthea bana bakıp göz kırptı. Ne diliyceğini anlamak çok zor değil.

Myura pastayı getirmişti. Pastanın üzerinde 38 yazan sayılı mumlardan vardı. Her köşede de bi tane çata pat vardı.

"Hadi 3'ten geriye sayın sonra üfliyim çok güzel olucak ya." Myura anthea'ya garip bi bakış atmıştı. "Halacığım sen 18 yaşında olabilir misin acaba?"

"Bana hala deme o kadar yaşlı mıyım ben be. Hadi sayın ne olur."
anthea hevesle bize bakınca 3'ten geriye doğru saymaya başladık.

"3,2,1." anthea mumları üfleyince hepimiz alkışlayıp hediye törenine geçmiştik.

Sherlock anthea'a için yazdığı bi şarkıyı kemanla çalmıştı.
Myura içinde anthea'ya benziyen bi kadın ve yavru kedi figürü olan beyaz bi kar küresi almıştı.
John üzerinde anthea yazan özel bi ajanda yaptırmıştı zümrüt yeşili ve kilitli bi ajandaydı.
Greg'de beraber aldığımız küçük takı kutusunu vermişti

"Evet sıra benim için en önemli hediyede evet bay holmes şaşırtın beni." Hafifçe gülüp elimdeki küçük tahta kutuyu ona uzattım.

anthea kutuyu açtığı anda gerçekliğine inanmaz gibi madalyonu çevirdi ve elini bana uzatıp madalyonun anahtarını istedi. Anahtarı ona verdiğim anda madalyonu açtı ve anında gözleri doldu.

"Ama bunu nasıl buldun her yeri aramıştım bu imkansız." Gülümseyip madalyonu elinden aldım ve arkasına geçerek madalyonu boynuna taktım.

"Biraz yardım aldım diyelim." Bunu derken greg'e bakıp göz kırptım.

"Tamam bu kadar duygusallık yeter artık içti faslına geçelim." Myura bi anda bağırıp elinde mahzenden getirdiği bi kasa dolusu şarapla salona daldı.

"Sizin içmenize kim izin verdi küçük hanım." Myura gülümseyip bi şişeyi direk kafasına dikledi. Bu kız insanı kanser eder.

Gecenin ilerliyen saatlerinde sherlock ve john evlerine gitmişti.  anthea ve myura'da ortalarda gözükmüyordu. Greg desen çoktan sarhoş olmuş bi şekilde kırmızı balık şarkısını söylüyordu.

"Greg hadi kalk seni odana götüriyim"
İçkiye karşı bağışıklığın olduğu için hala ayıktım. Bu yüzden zorlanmadan greg'i kaldırıp merdivenlerden çıkartmaya başladım.

"Hadi soru cevap oylayalım, olalım, oynaşalım ya doğrusu neydi ya?"
Greg'in sarhoşken saçmalamasına gülüp onu odasına götürdüm ve yatağa bıraktım.

"Tamam ben başlıyorum ilk sorum. Hmmm beni seviyor musun?" Bi an şaşırıp ona baktım o ise sarhoşça gülümseyip bana bakıyordu"

"İyi geceler greg." Deyip gitmek için dönüceğim anda kıravatımdan tutup beni kendine çekti. Ne olduğunu bile anlamadan dıdağıma yapıştı ve 10 saniye kadar sonra geri çekildi.

"Soruma cevap vermediniz bay holmes." O masum bi şekilde bana bakıp gülerken benim aklıma dolan anılar yüzünden gözlerim dolmuştu bile.

Hiç bi şey demeden sinirle odadan çıkıp kapıyı sertçe kapadım ve kendi odama geçtim.

Ne olursa olsun aynı şeylerin bi daha olmasına izin vermiyceğim. Bi daha aynı hatayı yapamam.

............
Hadi bakalım teorileriniz neler?