geçmişin hayaleti

133 13 56
                                    

Greg:

Ofiste soruşturma dosyalarını inceliyordum. Sanırım dosyaları 5 kez tekrar ettim ve ezberlemek üzeriyim.

"Hayır bi insan nasıl birini öldürüp, bıçaklayıp, bağlayıp üstüne sürükleyerek taşıyıp hiç bir delil bırakmaz?"

Telefonum çalmaya başladığında dosyaları 6. Okuyuşumu bitirmek üzeriydim. Anthea arıyordu.

"Bi şey mi oldu acaba?" İçime bi korku dolmuştu Anthea beni ilk kez arıyordu ve mycroft'un söylediğine göre mesai saatlerinde birini arama huyu yoktu. "Acaba mycroft'a bi şey mi oldu?"

Telefonu açtığım gibi  Anthea daha alo demeden konuşmaya başladı.

"Sana atıcağım konuma gel dosyaları da getir." Daha ben cevap vermeden yüzüme kapanan telefonla ağzım açık kaldı.

"Yok Holmes'ler ve onlarla bağı olan herkes manyak." Myura burda olsa şimdi 'selam manyak' tarzı bi şey derdi ya da 'babamla evlen sende manyak ol' derdi. Neyse gidelim bakalım beni ne bekliyor.

.......

Anthea'nın attığı konum son derece sade ve genellikle polislerin takılacağı türden bi kahve dükkanıydı. Anthea çoktan gelmiş ve kafenin ortasındaki masaya oturmuştu.

"Üzgünüm geciktim bana tam bi saat vermeden yüzüme kapattın çünkü."

"Bunun anlamı acelemiz var götüne roket tak ve çabuk gel demek." Anthea lafını bitirdiği anda tatlı bi şekilde gülümsedi. "Mycroft'ta birazdan gelir"

"Ne oldu ki neden bi an da dosyayı al gel dedin?" Anthea elini uzattığında ona elimdeki kalın dava dosyasını uzattım.

"Çünkü katilin daha öncede MI5 tarafından yakalanmaya çalışılan bi seri katil olduğunu düşünüyoruz. Sana yardımcı olması için soruşturmayı senle yürütecek iki ajan tahsil ediceğiz."

"Hah harika bi başıma fedaraller eksikti." Bunu derken parmaklarımla şakağıma masaj yapmıştım.

"Dedi iki fedaralle aynı evi paylaşan üstüne sarhoş olup birinin dudağına yapışan dedektif." Anthea oyuncu bi şekilde göz kırptığı anda esmer tenime kızarıklığı gizlediği için şükretmiştim.

"Ne saçmalıyorsun sen?" Tabi ki mycroft'u öptüğümü hatırlıyordum üstünden 3 gün geçmişti bu sürede de hafızam baya tazelenmişti.

"Bilmem sence en iyi arkadaşım bana kendi hakkında her şeyi anlatmıyor mudur?" Anthea gülerken bende konuyu değiştirmek adına konuşmaya başladım.

"Yanıma kimi vericeksin biri Myura orası kesin diğeri kim?"

"Hemen de konuyu değiş sıkıcı. Neyse khun yong kendisi Myura'nın ortağı hakkında kısa bilgi veriyim babası tayland göçmeni, 29 yaşında, Myura'nın aksine elektronikle arası berbat, hah bi de oldukça yakışıklıdır."

"Bana ne yakışıklı olmasından. İşe yarar bi şey söyler misin?"

"Ah tabi senin gözün mycroft'tan başkasını görmüyordur. Bak ne di..."

Anthea bi anda susup arkamda bi yere bakmaya başlamıştı; yüzü bi anda sinirle gerilip kısık sesle bi şeyler mırıldanmıştı. Hemen ardından eline telefonunu aldı. 

"Alo mycroft biz başka bi yere gidiyoruz orada buluşalım." Anthea telefonunu yüksek sesle kullandığı için Mycroft'un cevabı duyuluyordu.

"Kapının önündeyim Anthea arabayı park edip geliyorum."

"Ama biz şimdi çıkıyoruz bekle orda çıkalım beraber gidelim." Anthea baya paniklemişti öfke ve endişe karışımı bi sesle konuşuyordu.

"Anthea sen sinir krizi mi geçiriyorsun? Bekle hemen yanına geliyorum."

mystrade is realHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin