"Bi şey sorucağım." Anthea'nın bu günkü yüzüncü bir sorusu olmasına rağmen dikkatimi ona verdim.
"Silivri neresi ve neden herkes Silivri soğuktur diyip duruyo?"
"İstanbul'da bi yer diye hatırlıyorum ama soğuk ne alaka anlamadım. Neden sordun ki?"
"Kitapçıda sana bi kitap 500 olur mu diye sorunca yandan bi çocuk öyle demişti merak ettim."
Cidden bu ülkede kitap fiyatlarında bi sorun var. Dorian Gray'ın portresi'nin sansürsüz ilk basımını 500 paunta almış biri olarak söylüyorum bu fiyatlar normal değil.
"Büyük ihtimalle meme haline gelmiş bi şeydir boş ver. Myura'nın istediği kitapların hepsini aldık mı?"
Başka bi ülkeye her gittiğimde Myura'ya o ülkeden istediği kitapları alırdım. Bunlar bazen sevdiği kitapların yabancı basımları olurdu ama şu sıralar hepimiz gökyüzü olmak istedik diye bi seriye takmıştı ve 3. Kitabı gereksiz pahalıydı ki ben milyarder olmama ramen söylüyorum normal bi kitaba 500 birim verilmez.
"John verdon serisinin türkçe çevirisi, Lordlar ve varisler, krallar ve soytarıları, yıldız ve ejderha, deliler ve cellatları bi de bir iz bırak bana. Toplam 12 kitap hepsini aldık bence."
"Peki o zaman şimdi bana neden Ankara'da işimiz bittiği gibi İngiltere'ye dönmek yerine İstanbul'a geldiğimizi söyle."
Anthea bana yavru kedi bakışları atmaya başladı "Söyliyeceğim ama kızmıycaksın." Derin bi iç çekip şöyle der gibi kafamı salladım.
"Bi video çekmek istiyorum."
"Dur bakalım doğru mu anladım? Sırf bi video çekmek için mi bizi Ankara'dan İstanbul'a getirdin?"
"Çok doğru anlamışsın ama çok güzel bi video." Anthea oturduğu yerden bana doğru kayarak telefondan bi edit açtı. Editte bi kadın ilk tek başına karşısında biri varmış gibi dans ediyor geriye doğru yaslandığında ise bi adam çıkıp kadını tutuyordu arka fonda da Galata kulesi görünüyordu.
"Sence bu videoyu çekiceğin kişi ben miyim?" Elimle kendimi baştan aşşağı gösterip Anthea'ya döndüm.
"Evet neden olmasın? Sevgilim gibi post atamıycaksam neden en iyi arkadaşımsın ki?"
"Sorun sence o mu? Bi editteki adama bak bi bana." Anthea editteki adama bi kez daha bakıp bana döndü.
"Elimizdekiyle idâre ediceğiz artık. Ne yapalım?" Deyip kahka atmaya başladı. "Ya hadi bi video çekiceğiz alt tarafı."
Anthea beni kolumdan tutup sürüklemeye başladığında artık itraz etme hakkım yoktu.
.......
Sonuç olarak 3 kez telefonu çaldırmanın kıyısından dönüp üstüne çevredeki insanların telefonu çalmaya çalışanları dövmesini izledikten sonra videoyu çekmiştik. Şimdi de Anthea videoyu düzenlerken oturmuş Hatay usulü soslu döner yiyoruz.
"Bi şey diyim mi? Bu yunanlar işlerini biliyor ben de olsam bu yemekler benim diye idda ederim çok güzeller." Şu an 3. Dönerine başlamasından anladığım kadarıyla Anthea Türk olsa şu anki fiziğini asla koruyamazdı.
"Neyse ben editti atıyorum. Myura'dan bensiz nasıl dans edersin tribi yemeğe hazır ol." Ha bi de bu vardı ben bi süre Türkiye'de mi kalsam?
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Anthea5_ bir gönderi paşlaştı
Anthea5_: partnerim sizce de çok iyi değil mi?
Myura_E.H: Babamı çalmış cadı kadın.
-Anthea5_: @ Myura_E.H sen yokken ben vardım asıl sen benden çaldın.
"Yaaa şuna bak" Anthea kolumdan çekip telefonu gözüme sokar gibi tutunca kolunu tutup ittim.
"Gözüme sokmazsan bakabilirim." Telefonu elime alıp baktıktan sonra saçma bi şekilde sırıtmaya başladım. Hayatımda en değer verdiğim 4 insandan 3'ü benim için tartışıyordu cidden çok sevimliler.
"Myura, Greg'i sen kimin babasını çalıyorsun diyip dövmez umarım." Anthea'nın dediği şeyle tırsmıştım yapar mı yapardı.
"Umarım dövmez ama her ihtimale karşı arayıp Greg'i uyarsam iyi olur."
