0.1 +

155 8 22
                                    

Alina: Demir koş ölüyorum (18.32)

Demir çevrimiçi (18.34)

Demir: Nw olfu

Demir: Ne oldu lan

Alina: Öldüm o iki dakika içerisinde salak

Alina: Hani geliyordun olm

Alina: Soğudu pudingler

Demir: İşim çıktı

Demir: Ayrıca puding soğuk yenir Alina

Alina: Ne işi ya benim niye haberim yok

Alina: Gelecek misin gelmeyecek misin?

Alina: Annem soruyor bak

Alina: Ayrıca söylemedin mi çocuğa diye azar işittim bak senin yüzünden

Demir: Kapıya bak geldim

Görüldü

Ulan Demir! Anam olmasa ben biliyorum sana yapacaklarımı da işte. Anam faktöründen yırtıyorsun. Pofidik panduflarım üzerimde pembe panterli pijamalarımla çalan kapıya ilerledim. Kapıyı açtığımda sırıtan suratına bi tane yapıştırasım gelse de boyum yetmediği için sadece üstüne atlamıştım. Hain! Bu kadar uzayacağına birazını da bana verseydin ya!

"Lan bi dur her yerim ağrıyor zaten."

"Nedenmiş durmayacağım işte.  Hain!" Üstünden böcek uzaklaştırır gibi beni silkeleyip yere düşürdüğü için acıyan popomla beraber kötü bakışlar attım Demir'e.

"Hain oğlu hain! Ben burda sabredip pudingleri yemeyeyim. Sen beni top gibi yerlerde yuvarla."

"Annem perde astırdı kızım napayım? Son anda yakalandım." Kahkahayı bastığım gibi yuzünü buruşturdu ve uzattığım elimi tutup beni kaldırdı yerden. Neyse o kadar da hayırsız sayılmaz.

"Oh olsun sana. 10 dakika 10 dakika diye dilenmeseydin kaçardın o sırada evden."

Annem mutfaktan başını uzatıp Demir'e "Hoşgeldin," deyip tekrar içeri geçti. Demir üst kat komşumuzdu. Ve benim çocukluk arkadaşımdı. Beraber büyüdüğümüz ve yediğimiz içtiğimiz bir gittiği için sürekli ona annemin yaptıklarını yedirmede ustalaşmıştım. Benim yaptıklarımı yeme şerefine henüz nail olamamıştı çünkü kimseyi zehirlemeye gerek yoktu.

"Demir çocuğum gelin de tatlılarınızı alın. Ben süt pişiriyorum taşar falan şimdi." Ben evlatlık mıydım acaba?

Büzülen kaşlarımı elleriyle düzeltti Demir. "Çatma kaşları hızlı kırışırsın bak. Alan olmaz sonra."

"Sen alırsın. Ödeşiriz," dedim sırıtarak.

"Düşünmem gerek."

Abi herkes üzerime oynuyordu ya!
Son anda aklıma gelenle kafasını tutup yüzünü yüzüme yaklaştırdığım sırada kendi hızla geri çekti. Tek amacım burnunu ısırmaktı! Olduğum yerde sendeleyip yine düşecek gibi oldum ama bu sefer beni tuttu.

"Bir rahat dur, Alina," dedi sert çıkan sesiyle. Aman yesinler Alina'nı! Ne yapacaktım sanki? Koparmazdım ya burnunu.

Boğazını temizleyip mutfağa geçerken bende arkasından ilerledim paytak adımlarla. Annemin tezgaha koyduğu pudingleri alıp birini bana uzattı ve diğerini kendisi aldı. Tabaklardan içinde daha çok olanı bana vermesiyle sıcacık gülümsedim. Bu çocuk hep böyle yapıyordu! Koca bir kaşık alıp ağzımı doldurduğumda "Yavaş boğulacaksın," diye söylendi. Beni sinir etmese iyi çocuktu aslında.

Ağzımdakini yutup onun kibarca puding yemesini izledim. Üzerinde siyah bir tişört ve siyah eşofman altı vardı. Hafif sakalları çıkmaya başlamıştı. Ve bu hali baya iyi görünmüştü şu an gözüme. Her ay spora başlayıp sonra haftanın sonunu getiremeyen ben kendimden utandım anlık. Oysa vücut yapmaya başlamıştı. Pudingi bitirdikten sonra oflayarak gözlerimi çektim üzerinden. Fark etse büyük ihtimalle yine laf yerdim.

"Ne ofluyorsun kızım yine?" dedi gözlerini gözlerime dikerek. Gözleri de güzeldi zalımın! Ay aman kimin komşusu bu tabii güzel olacak.

"Demir'ciğim," dedim ona biraz yaklaşarak. Yine ne isteyeceksin bakışını atıp "Beni spora geri yazdıralım."

"Olmaz Alina."

"Allah Allah nedenmiş o?"

Hafifçe boğazını temizleyerek dalgaya çevirdi sözlerini. "Ne demek neden? Mehmet Amca'nın parasının yarısı senin gitmediğin spor salonuna gidiyor her ay."  Haklıydı ama bu benim spor salonuna gitmeme engel değildi.

"Yaa," diyerek dibine girdim çocuğun bu sefer. Tepemdeki saçlar gözümün önüne gelince elinin tersiyle çekti saçlarımı. "Alina, annen bana güvenerek gönderiyor seni oraya. Sende her haltı bana güvenerek yapıyorsun.  Yap güzelim yapma diyen yok da. Abartıyorsun."

Söylediğiyle içime sıcak puding akmış gibi hissetmem ne kadar normaldi?

Bu sefer boğazını temizleyerek uzaklaşan bendim. Utanmıştım bir anda yaptıklarımdan. Spora başlayıp pestilim çıkana kadar yapıyordum.  Kimsenin söylediğine uymuyordum. İki gün sonra gitmeye üşeniyordum her yerim ağrıdığı için. Bana bakanlarla da ayrıca laf dalaşına giriyordum ve sonu bir keresinde neredeyse karakolda bitiyordu. Demir olmasa bitedebilirdi. Ondaki sakinlikten bana da lazımdı.

Bitmiş tabağı masaya bırakıp ayaklandı."Ben artık gideyim. Sende dışarıda koşuya falan başla. Yok sana spor salonu."

Çilekli Puding | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin