Arabadan gelen yükses korna sesiyle bizimkilerin geldiğini anlamam zor olmamıştı. Alperen babasının arabasını almıştı. İçimizde ehliyeti olan bir o vardı. On sekize basar basmaz ehliyete yazılmıştı. O yüzden bizi o götürecekti.
Ülkü'yle beraber benim odamda hazırlanıyorduk. Saçlarımı ve makyajını son kez aynada kontrol edip vanilya kokulu parfümümden birkaç fıs sıktım üzerime. Ülkü derince soludu ve "Çikolata gibi kokuyor. Bayıldım.""Aslında vanilya."
"Çilekli ruj sür bence pasta gibi kızsın." Kahkahayı basmasıyla dalga geçtiğini anlamam geç olmadı. Yüzümü buruşturup aynanın karşısında döndüm. Yine çillerimi kapatmıştım ve neyseki belli olmuyordu. Küçüklükten beri pek hoşuma gitmezdi. Çok değildi ama sevemiyorum bir türlü.
"Hazırsan çıkalım. Alperen'in iki saat mızmızlanmasınıyla uğraşmayalım."
Saçlarını hafif savurup "Her zaman hazırım şekerim ben." diye ayaklandı. Ve adım atmasıyla anında ayağını burkması bir oldu. Acıyla yeniden sandalyeye oturduğunda hemen yanına aceleyle adımladım. "Ay ne oldu? "
"Ay çok acıdı Alina. Fena burktum."
Alperen kornaya bir kere daha bastığında evin zili çalındı. Büyük ihtimalle annem kapıyı açtı ve ardından odamın kapısı çalındı. Hemen kapının kilidini açtım. Demir'i karşımda böyle görmeyi beklemediğim için kısaca süzdüm onu. Üstündeki takım elbise nasıl bu kadar yakışmıştı anlam veremedim. Saçlarıyla baya uğraşmıştı galiba. Çok iyi görünüyordu.
Ülkü sızlanınca Demir'i süzmeyi bırakıp "Ben bir buz getireyim Ülkü ayağını burktu." dedim. Boğazımı temizleyip mutfağa ilerledim. Ayağımdaki topukluları yeni aldığım için temizlerdi. O yüzden evin içinde dolaşmaya çekinmedim. Annem de mutfakta olduğu için ondan buz istedim. "Ne oldu? Ne yapacaksın buzu?"
"Ülkü ayağını burktu." diye geçerli açıklamayı yapınca elime buzu tutuşturup gönderdi beni. Ayağımdaki topuklularla ne kadar hızlı olabilirsem o kadar hızlı odaya geldim. "Alperen'e haber et de kornaya basıp durmasın." dedim. "Birazcık geç kalalım bir şey olmaz heralde. Geçmezse acile gidelim."
"Ay saçmalamayın ya. Benim için bunu kaçıramazsınız. Siz gidin lütfen. Ben iyi olursam gelirim."
"Sen saçmalama asıl. Ne demek siz gidin kızım ya?"
"Alina doğru söylüyor ülkü. Acile gidelim çok kötüyse bileğin."
"Yok ya geçer birazdan Demir. Ani hareket edince acımıştı ama şimdi buz iyi geldi."
İçimin rahatlamasıyla beyaz babetlerimi dolabımdan çıkarıp Ülkü'ye giymesi için verdim. Ardından odaya Alperen daldı. Zilin çaldığını bile duymamıştım bu sefer. O da Demir gibi takım elbise giymişti.
"Noldu lan? İyi misin kız?" Önce bize bakıp ardından Ülkü'ye ithafen konuşmuştu. "İyiyim. Hadi gidelim ya." diye ayaklandı. İlk başta yüzü buruşsa da ifadesini değiştirip zoraki gülümsedi.
"Hadi ya geç kalmayalım. Diploma alacağız daha. Heyecanlı değil misiniz?"Değildik galiba. Ben balo için daha çok heyecanlıydım. Sindirella gibi on ikiden sonra üstümdekiler okul formasına dönüşecek diye bir korku vardı içimde ama yine her şey güzel gidecekti bence. Gerçekten mezun oluyorduk!
Ellerimle alkış yapıp "Ay hadi gidelim o zaman. Sevimlice sırıtıp parfümümü alıp iki fıs sıktım üzerime. Kokusu gitmiştir belki diye. O sırada Alperen " Çikolata gibi koktu kanka canım çekti. Bana da sıksana." Sırıtıp parfümü sakladım arkama.
"Çok beklersin. Bir sürü para saydım hayatta sıkmam."
"Kanka bir kere havaya sık o zaman. İçinden geçeyim hadi."
"Hayatta olmaz."
"Cimri."
"Sensin cimri."
"Sensin."
"Yaa Demir şuna bir şey söyle." diye cırladığımda en son Alperen kulaklarını kapatıp okkalı bir küfür savurdu. Demir'in ensesine yapıştırması bir oldu. "Ne küfür ediyorsun oğlum kızların yanında?"
"Abi ne kızı ya biri Edi biri Büdü. Şunlara bak. Makyaj anca toplamış." Kahkahayı basmasıyla kafasına bir tane de ben geçirdim. "Ay haspam. Sanki kendisi İran Prensi."
"Doğru diyorsun Quen. Kusura bakma."
"Ben gelmiyorum sizinle." diyen Ülkü'ye döndü başımız aynı anda. "Nedenmiş o?" Gözlerinden geçen kırgın ifadeyi sanırım sadece ben yakalamıştım. Oturup Alperen'in saydığı lafları takacak olsam hiç arkadaş olamazdık başta. Ülkü de takmazdı ama bu aralar alınganlığı üzerindeydi.
"Önce acile gidip bileğime baktırıcam. Ne olur ne olmaz. İlaç falan alır öyle gelirim. Siz gidin. Beni merak etmeyin."
"Sen ne anlatıyon be ablam? Gözünü seviyim abim." dedim bende ortama hava katmak için. Alperen'e dönüp "Bizi acile bırakıp gitseniz olur mu? Şimdi taksi bekleyip zaman kaybetmeyelim.
"Ayıp ediyorsunuz." dedi Alperen de ardından. "Emrinize amadeyim kraliçem. Hadi gidelim. Üstünüze ceket alın. Böyle çıkmayın dışarıya."
"Aman çirkiniz zaten bir şey olmaz hadi." dediğimde Demir ve Alperen'de aynı anda dönüp "Saçmalama!" diye bağırdılar. Ben tek kaşımı kaldıramadığım için şaşkınlıkla iki kaşımı da kaldırıp şaşkınca onlara bakakalmıştım.
"Yani üşürsünüz."
"Bu havada?"
"Gece soğuk olur."
"Haklısın Demirişkom." deyip fazla uzatmadım. Ben almasam annem çıkarken zaten zorla giydirecekti. O yüzden çok da üzerinde durmaya gerek yoktu. Ceketlerimizi giyip arabaya bindik ve acile doğru yola çıktık.
Oy vermeyi unutmayın aşkuşlar
Öptüm baysAa bu arada hayırlı Ramazanlar şekerparelerim 😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çilekli Puding | Texting
Short StoryÇilekli puding aşkına! Gerçekten bana aşıktı. Bana! Başlama tarihi: 28.11.23