18.BÖLÜM

19 1 0
                                    

Merhaba, yeni bölüme hoş geldiniz✨ Bu hafta bir değişiklik yapıp bölümü bir gün erkenden yayınlamak istedim :) 

Lütfen yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın 🖤

Keyifli okumalar dilerim✨



Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.




Gökalp yarım saat içinde burada olacaktı ve geçen her dakika ikimizi de heyecanlandırıyordu. Göktuğ sabahtan beri tuhaftı, mutfağa gidip gelip bir şeyler atıştırmıyor, yarınki maçla ilgili konuşmuyor, kendine işiyle ilgili okuyacak bir rapor aramıyordu. Sonunda onun gerginliği beni de sarmıştı.

"Böyle olmuş mu?" Mutfaktaki işlerim bitmişti, fırını kapatıyordum ki kapıda belirdi. Üzerinde takım elbise pantolonu ve jilet gibi ütülenmiş bir beyaz gömlek vardı.

"Çok yakışmış ama cumhurbaşkanını ziyarete gitmiyoruz, alt tarafı abin geliyor."

"Abartı mı olmuş?" Gülmeye başladığımda kendine başını salladı. "Abartı olmuş. Ne giymem gerektiğini bilmiyorum." Ne giyeceği kadar basit bir konuyu gözünde bu denli büyütmesine takılmamaya çalıştım. Abisine kanıtlamak istediği çok şey vardı, farkındaydım. Benimle konuşmak istemediği ve eğer o kendini hazır hissetmeden konuşursam ağzımdan çıkan kelimeyi zihninde bir çığa dönüştüreceğini bildiğim için susuyordum ancak beni dinleyecek kadar kendinde olsaydı ona yardımcı olabileceğimi de biliyordum.

Gökalp'in, Göktuğ'un değiştiğini anlaması için düzgün kıyafetlere ve düzenli bir eve ihtiyacı yoktu, zaten gözlerine baktığı anda anlayacaktı. Üstelik derdi değişim değildi. Hangi şartlar altında olursa olsun kardeşiyle bağlarını tazelemek istiyordu. 

"Sadece bir kot ve tişörte ne dersin?" Fırından kurabiye tepsisini çıkarıp ocağın üstüne bıraktım. "Gel benimle." Elinden tutarak odama götürdüm ve giyeceğim kotla beyaz tişörtümü gösterdim. "Bunun aynının erkek versiyonunu giyebilirsin, hem takım gibi oluruz." Takım fikri hoşuna gitmiş olmalıydı, başını sallayarak odasına gitti.

Hızlıca üstümü değiştirdikten sonra topladığım saçlarımı açtım. Taramama rağmen kabarmadılar ki bu benim için bir ilkti. Normalde her sabah en az on beş dakikamı kabaran saçlarımı söndürmeye çalışmakla geçirirdim ve saçlarımın bu huyu, dış görünüşümle ilgili en sevmediğim şeydi. Özellikle son zamanlarda daha çok takılır olmuştum. Göktuğ bu hallerimi sevimli bulduğunu söylese de 'sevimli' artık tam olarak duymak istediğim ya da duymaktan hoşlandığım bir ifade değildi.

ANAFORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin