12.BÖLÜM

58 2 0
                                    


Merhaba, yeni bölüme hoş geldiniz✨ Çok sevdiğim evrenlerden birinde olmak beni çok mutlu ediyor. Aynı geçen bölümdeki gibi, spoiler olmasın diye şu an buraya koyamadığım birkaç fotoğrafı bölüm sonuna ekleyeceğim. Ben baktıkça içim gidiyor, umarım siz de seversiniz 🖤

Keyifli okumalar dileriim ✨





Göktuğ önüne döndü, pencereden dışarıyı inceledi. Gözünün değebileceği her noktayı kafasında değerlendiriyor, kaçış yollarımızı hesaplıyordu.   "Buluşma noktamız şu köşe olacaktı, o yüzden eğer peşinde polis getirmişse gözetleme noktalarına yerleşmişlerdir bile." 

"Eğer gözetleme noktalarında polisler varsa bizim dışarıyı izlediğimizi görürler."  Yine o sırıtma. 

"Göremezler."  İşaret parmağıyla cama birkaç kere vurduktan sonra bana döndü.   "Bu evin bu camı, tam olarak bizim yaptığımız gözetleme işini yapabilmek için taktırıldı. Dışarıdan bakan biri bizi göremez."  Bu camı kimin taktırdığını, bizden önce kaç insanın burayı illegal işleri için kullandığını, polisin neden böyle bir yerin varlığına izin verdiğini merak ediyordum. O an, içimdeki diğer Miray'ın bana güldüğünden emindim. Nasıl olduğunu bilmiyordum ama tüm cevaplar onda saklıydı. Üstelik ona göre sorularım, takıldığım şeyler çocukçaydı. 

"Geldiğimiz gibi kaçabilecek miyiz?"  Görünürde hiç polis yoktu ama bu, olmayacağı anlamına gelmiyordu.

"İçinden çıkamayacağım yere girmem ben," Cümlesinin devamını o söylemeden de biliyordum. "Seni de sokmam, rahat ol." Garipti ama ayaklarım yere basıyorken gerçekten de rahattım. Ne olduğu belli olmayan izbe bir evin kim bilir kaçıncı katından büyüğümüz olarak bildiğimiz adamın bize kazık atıp atmadığını görmeyi bekliyorduk ama benim içimdeki endişelerin hiçbiri, içinde bulunduğumuz durumla alakalı değildi.

Göktuğ'un ve içimdeki Miray'ın görmek için can attığı ipucu her neyse, ben göremiyordum. Pes ederek sırtımı duvara yasladım, kollarımı göğsümde birleştirdim. Sırt çantamın içine ne koyduysam artık, yastık görevi görüyordu. Kaçak göçek saklanırken böyle bir konfor yaşamak dünya için küçük, benim için büyük bir mutluluktu.

"Şerefsiz."  Sırtımdan elektrik verilmişçesine duvardan uzaklaştım ve bakışlarını takip ettim, onun yakaladığı şeyi yakalamam birkaç saniyemi aldı. Karşımızda, sol çaprazımızda kalan evin giriş katının penceresinden polisler gözüküyordu.   "Ben size kaç defa dedim ama dinleyen kim!" 

"Bize kaç defa neyi söyledin?" Pencereden uzaklaştığında ben de birkaç adım geri çekildim. Aslında pencereden bakmak ve tehlikenin tam olarak nerelerde olduğunu görmek istiyordum ama Göktuğ çoktan çekiştirmeye başlamıştı.

Kapağı düşmek üzere olan dolabı açıp beni içeri çekti, Narnia evrenine geçiş yapıyor gibiydik. Tek fark, dümdüz yürümek yerine merdiven iniyorduk. Şansıma bu sefer normal insan boyutlarına göre inşa edilmiş, inmesi rahat basamakları olan bir merdivendi. Etrafımızda bu kadar polis varken, bizi bulmaları da an meselesiyken saçma bir merdivende vakit kaybedemezdik. 

"O adama güvenmeyin dedim, sırlarınızı paylaşmayın dedim, o adam sağlam pabuç değil dedim ama beni dinlemediniz. Şimdi düştüğümüz hale bak." 

ANAFORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin