13.BÖLÜM

22 2 0
                                    

Merhaba, yeni bölüme hoş geldinizNormalde hafta içi bölüm yayınlamayacaktım ama dayanamadım🙈

Lütfen beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın. Keyifli okumalar dilerim🖤




Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Kapının vurulduğunu duyunca zorla gözlerimi açtım. Sabah mı olmuştu? Oda hala karanlıktı, o zaman niye kapım çalıyordu? Umursamamaya karar verip gözlerimi tekrar kapattığımda kapıma daha sert vuruldu.

Gelen Asya olmalıydı. Kesin oydu ve beni evinden kovacaktı, çünkü mantıklı olan buydu.

Kendimi zorla yataktan çıkartıp kapıya gittim, açtığımda karşımda Asya değil Göktuğ duruyordu. "Konuşacağız." Omzuma çarpıp içeri girdiğinde arkasından kapıyı kapattım. "Uykum var, Göktuğ."

"Sonra uyursun." Sırtını dolaba yaslayıp ayaklarını yatağa doğru uzattı ama ikisinin arası kısa, Göktuğ ise uzun olduğu için dizlerini kırmak zorunda kaldı. Kucağında, arabada unuttuğumu sandığım çantam vardı. Bir eliyle çantamı ütü masasının durduğu tarafa doğru iterken diğer eliyle geçip oturmamı işaret etti. Yüzündeki ifade, onda görmeye alışkın olduğumdan çok daha ciddiydi. Sigma'daki Göktuğ bile bu Göktuğ'u görse şaşırırdı.

"Neler oluyor?" Sırtımı yatağa dayayıp oturduğumda kucağıma bir deste ikiye katlanmış kâğıt attı. Rastgele birini açtığımda kendimi gördüm. Bir evin verandasındaydım, merdivenden iniyordum. Üstümde ince bir ceket, küçük bir çanta ve elimde yüzlerce sayfa kâğıt vardı. "Bu ne?"

"Polislerin seni aramasına sebep olan evden çıkarkenki görüntülerin. Sana tanıdık gelmemiş olabilir ama orası Mustafa'nın evi." Haklı bir sebebim olmasa bunu yapmazdım, keşke bir de o sebebi hatırlasaydım.

Ev soygununun neden zihnimi tırmaladığını birkaç saniye sonra fark ettim. Daha geçen gün Sigma'da evimiz soyulmuş, sadece fotoğraflar ve göstermelik bir miktar para çalınmıştı. Mustafa, bu evrende başına gelenlerden sonra kısasa kısas olsun diye Sigma'daki evimize girmiş olabilirdi.

"Farkında mısın bilmiyorum ama bir kameraya hareket çekmediğin kalmış." Haklıydı, kameraya bakıp güldüğüm fotoğraflar vardı, görüntüleri izleyenin bunu bilinçli yaptığımı bilmesini istediğim her halimden belliydi. "Böyle bir şeyi benden sakladığına inanamıyorum." Asıl derdi ne olduğunu çözmek miydi yoksa ona ihanet ettiğimi mi düşünüyordu?

"Keşke neden yaptığımı hatırlasaydım." Dudaklarındaki yarım gülümseme, ciddi ifadesini yumuşatmak yerine onu daha da korkutucu bir hale getirdi.

"Bahanelerini duymak istemiyorum, yapmak istemişsin ve yapmışsın, bu kadar basit." Değildi, olmadığını biliyordum ama ona nasıl anlatacağımı bilmiyordum. "Şimdi bana her şeyi anlatacaksın." İtiraz etmek istediğimde lafı ağzıma tıktı. "Sadece bu evrenle ilgili değil, hayatınla ilgili ne hatırlıyorsan anlatacaksın."

ANAFORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin