Kadıköy'de akşamlar bir farklı olur derler, Lakin İstanbul'un bu gürültülü gecesinde benim için işler yolunda gitmeyecekti. Kendimi geri dönüşü olmayan bir belaya sokacaktım. Ben Nehir Arslan, ve bugün on dokuz yıllık hayatımın en kötü günü...
Elimdeki tepside beş bardak içki taşıyordum. Yeni başladığım işte biraz acemiydim. Gece kulübünün ortamı çok sert oluyormuş. Yarın yokmuş gibi içenler , masaların üzerinde dans eden kadınlar...ve en kötüsü de bana sarkan erkeklere ağzının payını verememem.
İçkileri dağıttıktan sonra yorgun bir şekilde kendimi zar zor bardaki sandalyelere attım.
Hava sıcaktı ve terlemiştim.
"Daha ilk günden yoruldun ha?"
Sevda, benden iki ay önce işe başladığı için buralara alışmıştı. Benim çocukluk arkadaşımdı ve bu işe girmem için bana kefil olmuştu.
"Neden bu kadar kalabalık? Bugün pazartesi."
"Birazdan sahneye ünlü bir şarkıcı gelecek."
İlk iş günümde büyük sürpriz oldu. Bir kaç dakika daha oyalandıktan sonra sahnedeki ışıklar değişti ve birden bire gece kulübü , kızların çığlıklarıyla doldu. Sahneye baktığımda ünlü şarkıcının geldiğini gördüm. Görmezden gelip işime dönmek için üstü içki dolu tepsiyi elime aldım. Bir kaç masaya dağıtırken kirli sakallı bir adamın ,beni ittirerek yanımdan geçmesiyle elimde kalan çilekli kokteyl üstüme dökülüverdi.
"Önüne baksana."
Hem arkamdan gelip çarpmıştı hem de önüne baksana diyordu. Islanan yerlerime baktım, iş kıyafeti ; beyaz bir bluz, siyah mini bir etekten oluşuyordu. Ama beyaz bluz artık beyaz değil pembeydi. Üstümü değiştirmek için soyunma odasına gitmeliydim. Kalabalığın arasında bluzumun içinden görünen siyah sütyenimle çok dikkat çekiyordum.
Sahneden "Kısa bir aradan sonra gene sizlerle olacağım!" dendiğini duydum. Anlaşılan sanatçımız çabuk yorulmuştu. Soyunma odasına geldiğimde dolu olduğunu gördüm. Evren daha ne kadar benimle alay edecekti? Sevda beni görüp yanıma geldiğinde
"Olayı gördüm. Aptal herif işte."
"Üstümü değiştirmeden çalışmaya devam edemem ama burası dolu."
"Merak etme , bodrum katta kullanılmayan bir kabin var."
Nasıl gideceğimi sorup teşekkür ettim ve merdivenlere doğru yol aldım. Siyah topuklularımla merdiven inmek gerçekten zordu. Bodrum kat karanlık ve tozluydu, böyle şeylerin beni korkutmaması iyi oldu. Bulduğum ilk odaya girip Sevdanın verdiği yedek bluzu üstüme geçirdim. Bluz xs'du , belime tam otursa da göğüslerim içeride sıkışmıştı. Eteğim de dar olduğu için kum saati fiziğimin hatları iyice belli oluyordu. Kendimi süzmem bittikten sonra çıkmak için kapının kolunu sıktım ki dışarıdan sesler geldiğini işittim.
Kulağımı kapıya dayayıp daha dikkatli dinlediğimde , bu seslerin bir kavgaya ait olduğunu anladım. Biri fena şekilde dayak yiyordu. Kapıyı sessizce aralayıp olayı izlediğimde. Bir kaç dakika önce sahnede olan şarkıcının , birileri tarafından dövüldüğünü gördüm. Hepsi simsiyah takım elbiseler giyerken sadece biri lacivert bir takım giyiyordu.
Ağzı burnu kan içinde kalan şarkıcı yalvarmaya başladığında , lacivert takım elbiseli adam gülmeye başladı. Şeytani bir gülüştü.
"Seni uyarmıştım. Bekletilmekten hoşlanmam."
Erkeksi gür bir sesi vardı. Yerde acıyla kıvranan çocuğu yakalarından tutup kaldırdı. "Ölümünü bir hediye olarak say." diyip yumruğunu çocuğa geçirdi. Korkudan inleyerek geri çekildim. Elimle ağzımı kapatıp beni duymamış olmaları için dua ettim. İçeride benimle birlikte bir sessizlik olmuştu. Adım seslerinin bana yaklaştığını hissettim,
Kapı sertçe açıldığında sırtıma duvara verdim.
Siyah takım elbiseli bir adam kapıyı açıp beni gördüğünde ,sanki yollarına çıkan bir taşmışım gibi bana iğrenircesine baktı. Kolumu kavradığında çırpınarak kurtulmaya çalıştım.
Beni odadan çıkardığında odadaki herkes dikkatini bana verdi.
"Bununla ne yapalım patron?" Lacivert takım elbiseli adam , anlaşılan patronlarıydı.
"Bırakın gideyim!"
İki kolumu da sıkıca tutan iri adama karşı, çırpınışlarımın hiç bir önemi yoktu. Patronları hepsinden uzun boyluydu. Keskin yüz hatlarına sahipti ve eğer bu durumda olmasam hayran bile kalabilirdim. Yerde kanlar içinde yatan adam "lütfen yardım et." dediğinde kaburgalarına bir tekme yedi. Yardım çağırmak için var gücümle bir çığlık kopardım.
"Ağzını bantlayın şunun."
"Ne ? Hayır lütfen-" adamlarından biri ağzıma siyah bir bant yapıştırmaya çalışınca , beni tutanın ayağına topuklu ayakkabımı geçirdim. Acıyla inleyen adamın elleri gevşeyince, kaçmak için merdivenlere doğru koştum. Daha önce hiç olmadığı kadar hızlı koştum, paslı demir merdivenleri çıkıp tekrardan kalabalığa karıştım.
Mavi kırmız ışıklar yanıp sönüyor, herkes coşku içinde dans ediyordu. İzimi kaybettirmek çok da zor değildi. Acilen bir telefon bulmam ve polisi aramam gerekiyordu.
Barda içki yapan adam beni tanıyor, belki de yardım eder diye düşünüp bara gittim.
"Lütfen yardım et! Bodrum katta korkunç şeyler yaşandı. Telefona ihtiyacım var."
Elindeki bardağı silmeyi bıraktı
"Kafan mı güzel?"
"Hayır doğru söylüyorum!"
Bana inanmadığı çok belliydi. Küçümsercesine bi bakıştan sonra telefonunu cebinden çıkarıp bana uzattı. Minnet içinde telefonu alıp polisin numarasını tuşladım.
İkinci çalışta bir kadın telefonu açtı.
"155'i aradınız. Nasıl yardımcı olabilirim?"
"Çalıştığım barda bir adam ölesiye dövülüyor. Lütfen yardım edin!"
"Sakin olun hanımefendi. Konumunuzu söyleyin birilerini yollatacağım."
"Konum şurası-"
Telefonun elimden hızlıca çekilmesiyle arama sonlandı. Az önce bodrum katta, adamlara emir veren adam karşımda duruyordu. Telefonu kapatıp sim kartını yerinden çıkardı ve ayakları altında ezdi. Barda çalışan , durumu görüp küfürler yağdırmaya başlayacaktı, fakat karşımdaki adamı görünce sessizliğe bürünüp bardak silmeye devam etti.
"Nereye gittiğini sanıyorsun?"
"Katilsin sen!"Yüzünde beliren sinsi sırıtış ile
"Daha fazlasıyım." dediğinde ne yapacağımı bilemiyordum. Sanki kapana kısılmıştım, bu adam kimdi? Neden bodrumda bir adamı öldüresiye dövmüştü? Ve neden bunlar benim başıma geliyordu?
Çırpınışlarım , çığlıklarım veya göz yaşlarım bu sefer beni kurtaramayacaktı.
-(Discord sunucumuza profilimdeki linkten katılabilirsini. Hepinizi bekliyorum.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Güneş Kızım
RomanceKaranlık bir CEO'nun gecesine doğan güneş kız. Tümüyle sert olan adam, evinde uzun sarı saçlara sahip cıvıl cıvıl bir kadın dolaşınca, zamanla ona aşık olmaya başlar. Sıradan bir hayatı olan Nehir Arslan, şehrin mafyası tarafından kaçırılır,ve zam...