Ne yani tek başına çıktığın bu yolu birileri yarı yolda bıraktı diye yarım mı bırakacaksın? Çok saçma!
-Geruhad-
"Evden ne zaman çıkmayı düşünüyorsun?"
Aynadan odamın açık olan kapısına baktım. Babam hemen kapı pervazına omzunu dayamış bana bakıyordu.
"Birazdan çıkacağım," dedim sadece.
Aynadan rimel ile şekillendirdiğim kirpiklerime dikkatlice baktım.
"Ne zamandan beri okula giderken makyaj yapıyorsun?" dedi babam.
Derin bir nefes aldım ve gülümsedim. "Uzun bir süredir yapıyorum baba."
"Görmüyordum."
"Benden önce çıkıyorsun evden," dedim omuz silkerek. "Hem neden hala evdesin ki?"
O da benim gibi omuz silkti. "Hastaneye gitmeden önce anneni ziyaret edeceğim."
Kaşlarımı çattım. Dün gece hasta bakıcıyı aramıştım. Bir sorun olmadığını söylemişti. Olsaydı bana söylerdi.
"Ne oldu ki?"
"Eşimi görmeye gitmem için illa bir şey mi olması gerekiyor Deniz?" dedi babam tek kaşını kaldırarak. "Sen anneni düşünme. O iyi olacak. Sen derslerine odaklan ve iyi bir üniversite için çabala."
Ayağa kalktığımda arkasını döndü ve odamın önünden ayrıldı.
Dostum, babamın bu tavırları hiç güven vermiyor. Ben en iyi hasta bakıcıyı arayayım.
Çantamı yerden aldım ve tek omzuma taktım. Odamdan çıkıp kapıyı kapattım. Babam televizyonda bir haber programını izliyordu.
"Ben çıkıyorum," dedim.
Bakışlarını bana çevirdi ve başını hafifçe salladı. "İyi dersler," dedi sadece.
Arkamı döndüm ve evin kapısına ilerledim. Holdeki aynadan son kez kendime baktım. Morluk gözükmüyordu. Evin kapısını açtığım sırada telefonum çaldı. Pantolonumun cebinden telefonumu çıkardım ve kimin aradığına baktım. Sınıf arkadaşım Gamze arıyordu. Gülümsedim ve aramasını cevaplandırdım.
"Dünyanın en güzle kızı ile mi konuşuyorum?" dediğimde kıkırtısını duydum.
"Evet," dedi kibirli bir ses ile. "Evden çıktın mı?"
"Şimdi çıkıyorum. Ayakkabılarımı giyiyorum. Sen?" dediğimde telefonun diğer tarafından mırıltılar geldi.
"Birkaç dakika sonra çıkacağım. Parkın orada beni bekle, birlikte gidelim."
"Tamam," dedim. "Bu arada dün son ders kimyaydı. Ne işlediniz?"
"Melek hoca soru çözdürdü. Okulda veririm ben sana defteri. Geçirirsin."
Başımı salladım. Ayakkabılarımı giymiştim. Dışarıya çıktım ve kapıyı arkamdan kapattım. "Tamam, ben şimdi parka gidiyorum. Bisikletini al ve hemen gel."
"Geliyorum aşkım," dedi.
Telefonu kulağımdan çektim ve aramayı sonlandırdım. Telefonumu pantolonumun cebine koyup garaja ilerledim. Garaj kapısına zincirlediğim bisikletimi görünce gülümsemem büyüdü.
Bisikletime binip parka doğru pedal çevirmeye başladığımda Galeyan Anadolu Lisesine giden birkaç öğrenci görmüştüm. Neredeyse okula giden tüm öğrenciler bu çevrede yaşıyorlardı. Ve oturduğum yerde o kadar tekin bir yer değildi. Ormanın biraz dışında kalan bir mahallede yaşıyordum. Ormanın içinde de bir devlet adamının yaşadığı bir ev vardı. Ama o devlet adamının yaşadığı orman diye aldanıp buraya gelenler hayal kırıklığına uğrayıp gidiyorlardı. Çünkü bu mahalle beklentilerinin dışındaydı. O ormanın içinde tehlikeli şeyler yapıyorlardı. Kaç kez haberlere çıktı hatırlamıyorum bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayatsızlar
Teen FictionBu hayatta herkesin bir amacı vardır. O amaca ulaşabilmek için belli bir yolda yürür insan. O yolun tüm zorluklarına, yolun sonundaki amacı için katlanır, engellere göğüs gerer. Çalışır, çabalar. Her şey amacı içindir. Ve bir de bunun tam ters...