Güneş neredeyse doğmak üzereydi. Tatlı bir turuncu renk Hastane Kanadının pencerelerinden içeriye girerken Sirius ona hiç uymayan bir şekilde erkenden gözlerini açmıştı.
Kollarının üzerinde duran ağırlıkla anlık olarak şaşırsa da hareket etmemişti. Remus yüzü ona dönük halde uyurken Sirius sadece baktı.
Güneş ikisinin de yüzüne vuruyordu. Göz alıcı bir şekilde değildi ama ikisini de olduğundan güzel gösteriyordu.
Sirius gözlerini Remus'un üzerinde gezdirdi. Kirpikleri, burnu, dudakları... Her şeyiyle ve hatta yara izleriyle güzeldi. Parmak ucuyle kaşının üstünden başlayıp elmacık kemiğinden yanağına inen yaraya dokundu. Bu hafif dokunuşu Remus hissetmemişti bile. Fakat Sirius'un tüm bedeni hafif bir titremeyle sarsılmıştı. Dayanamayıp dudaklarını da değdirdiğinde yavaş yavaş tüm suratı gezmeye başladı. Göz kapaları, alnı, çenesi, burnunun ucu.
Remus tabi bu kadarını hissettiğinden uyanmıştı ama büyünün kaçmasını istemediği için gözlerini açmıyordu.
Sirius ise onun dudaklarının tebessümünden uyandığını anlamıştı. Sakince kendi dudaklarını Remus'un teninden çekmeden onunkilere bastırdı. Remus numarayı boş verip karşılık vermeye başladığında Sirius ellerini harekete geçirdi. Beline dokunduğunda elinin altındaki titreyişi hissedebiliyordu Sirius ve kendi dokunuşuyla böyle hissettirebilmesine şaşırıyordu. Bunun verdiği cesaretle elini Remus'un bel boşluğunda gezdirmeye başladığında Remus dayanamayıp tutundu Sirius'a. Omuzlarını sıkarken kendini kaybetmemek için uğraşıyordu.
Kısa bir sürenin ardından Sirius biraz geri çekilip sevdiği çocuğun yüzüne bakmak istediğinde bacağındaki sancıyla kendini yana doğru attı. Remus şokla ayağa kalktığında bu kadar hareket etmesine izin verdiği için kendine kızıyordu. Böyle kontrolsüz olmak Sirius için hiç iyi değildi.
Remus bir şeyler yapması gerektiğini fark edip Sirius'un bacağını düzeltirken Sirius hafifleyen acı sayesinde elini, üzerineki örtüyü düzeltmeye çalışan ele doğru kaydırdı. Bu temas ikisinin de nefesini kesiyordu fakat hiçkimse bundan şikayetçi değildi.
Parmaklar birbirinin arasından geçip gittiğinde Remus yatağa oturdu. Öylece Sirius'a bakıyordu. Bu dalgın bakışlar yüzünden ikisi de kapının açıldığını ve iki gencin içeriye girdiğini duymadılar.
-------
Yeni bölüm gelemiyor çünkü günde 827473 saat çalışıyorum
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolfstar// Çapulcular
FanfictionRemus: Lanet olası, yine neredesin sen? Remus: Marlene odanın kapısında, uyuyacağım demişsin ama gelmedin bile buraya? *******