15

1.1K 93 59
                                    

Pijamaların üstündeki sabahlıkla yatakhaneden çıkan Remus bildiği gizli yollardan gizlice kütüphaneye giderken neyin bu kadar önemli olduğunu merak ediyordu.

Aklına gelen bir fikir vardı ancak bunun için sadece Sirius çağırmazdı onu. Üçü birlik olurlardı. Yine de gidiyordu işte. Konu Sirius olunca çok direnmiyordu.

Kısa zamanda etrafı kontrol ederek kapıyı açtı.

"En azından sürpriz falan deseydi." diye geçirdi içinden.

İçerisi dümdüz karanlıktı. Gözleri alışsın diye beklerken sağ tarafından bir şey koluna dokundu.

"Sessiz ol benim." dedi korkudan geriye sıçrarken de.

Remus gözlerini devirip "İnsan bir ışık koyar." diye cevap verdi. Sirius kıkırdarken elini Remus'un kolundan aşağı indirip parmaklarının arasından kendi parmaklarını geçirdi. Hiç ona bakmadan ileri doğru yürümeye başladı.

Remus elindeki diğer ele kalbi sıkışmasın diye bakmazken Sirius çok rahattı. Sonunda durduklarında "Lumos!" diye fısıldadı Sirius sağ elindeki asayla.

Işık yanarken masada duran pakete baktı Remus. Sonra gözlerini kıvırcık saçlı oğlana çevirdi. Yanakları kızarırken Sirius onun bir şey yapmayacağını anlayıp elleriyle yönlendirerek masanın oturma kısamına oturttu. Tam karşısında kendisi geçip gözlerindeki parlamayla baktı oğlana. Remus'ta doğrudan ona bakıyordu.

"Aylak aç artık!" diye konuştu zorla Sirius.

Remus içindeki fırtınaya rağmen dışarıdan çok sessizce ellerini masaya koydu. Dışında hediye paketi bile olmayan kutunun kilit kısmındaki anahtarı çevirip kapağını açtı.

Masada duran ışık her şeyi rahatça görmesini sağlıyordu. İlk yıllarında Remus'un Sirius'a verdiği bir tüy kalem vardı. Ona verdiğini çok az hatırlıyordu ama tamamen tanıması için kaleme kazınmış R.J.L harflerini görmesi gerekmişti. (Remus John Lupin)

Bir çiçek kurusu vardı. İkinci yıl Remus hastanedeyken Sirius'un ona getirdiği geçmiş olsun çiçeğiydi. Remus kaybettiğini sanıyordu ama kitabın arasında saklanmış olduğu açıkça belliydi.

Üçüncü yıllarından bir defter yaprağı vardı. Biçim değiştirme kitabındaki Animagus'un detaylı anlatımı. O yıl o sayfayla Sirius koşa koşa arkadaşlarına gelip bunun harika bir fikir olduğunu söylemiş üçü bir hafta Remus'u ikna etmek için uğraşmıştı.

Defter yaprağının altında bir gryffindor atkısı duruyordu. Yine R.J.L harfleri işlenmişti. Sirius dördüncü sınıftayken hastalanıp üşüdüğünde Remus rastgele olarak boynuna dolamıştı ama bir daha arasa bile bulamayıp ondan tamamen vazgeçmişti.

Küçük bir kutunun içinde bir Mandrake yaprağı vardı. animagus olmak için bir ay boyunca ağızlarında tuttukları bitkiydi bu.

Bir diğer eşya ise Remus'un altıncı sınıfta Slug kulübü noel partisinde taktığı kravattı. Sirius inatla onu takmasını istemediği hiç sevmediğini söyleyip duruyordu. Partiden döndükten sonra bunu bir daha görmek istemiyorum diye alıp gitmişti. Remus attığını düşünüp kızmış ama ne yaptığını hiç sormamıştı.

Onu da alıp kutunun dışına koyduğunda kutunun tabanını tamamen kaplayan bir defter buldu. Zar zor çıkardıktan sonra kapağını çevirip açtı. Gördüğü ilk fotoğrafla defterin bir albüm olduğunu anlayıp daha fazlasında ağlayacağını düşündüğü için sonra bakmaya karar verdi.

Ağlamamak için verdiği tüm savaşlara rağmen gözünden bir damla yaş düşerken o damlaya inat gülerek "Her şeyimi çalmışsın." diye fısıldadı. Sirius başta anlayamasa bile anladığında yüzündeki gülümseme daha da büyüdü.

"Ben iyi bir hursızım. En azından geri veriyorum." dedi.

Remus söyleyecek bir söz bulamıyordu. Teşekkürün fazla yetersiz olduğunu biliyordu ve bu arkadaşlık için minnettarlığını anlatamazdı.

Sonunda Sirius "Biliyorsun sayın! annem ve babam beni sildiler. Evde olan şeyleri göndermek için Regulus'u zor ikna ettim. O da ancak Hogsmeade'e gönderebiliyor çünkü bir arkadaşı orada yaşıyor. Yoksa annemler bana gönderdiğini anlayıp her şeyi alırlardı."

"Bunun için mi çıkıp ceza aldın?"

"Evet." gülerek verdiği cevap Remus'un ağlaması için son noktaydı. Omuzları sarsılarak ellerini yüzüne kapattığında Sirius'un gülümsemesi bir anda kayboldu. Yanlış bir şey söylediğini düşünüp "Neden ağlıyorsun, özür dilerim Remus?" demeye başladı. Yerinden kalkıp Remus'un arkasından ellerini gövdesine dolarken kafasını omzuna koydu. Remus eliyle yüzünü silerek "Sizi çok seviyorum biliyorsunuz değil mi?" dedi. Zorla söyleyebildiği kelimeler Sirius'u tekrar gülümsetti.

"Ben de seni çok seviyorum ve tanıştığımız için ne kadar mutluyum biliyorsun değil mi?" diye sordu.

O sırada kütüphanenin kapısı açıldı. Işıkla içeriye girenleri fark eden Remus Sirius'un kollarını kenara itip ayağa kalktı.


Wolfstar// ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin