Sirius pijamasının üstünü çıkarırken Remus'a arkasını dönmüştü. Derin bir nefes alarak konuşmak için cesaretini topladı.
"Remus, bu şey ne zamandır var?"
Remus'un kaşları çatılırken güldü.
"Bu şey dediğin ne?" dedi. Anlamıştı ama sormadan edemedi.
Sirius söylemekte biraz zorlandı. Sessiz kaldı ve ardından konuşması gerektiğini fark edince "Hislerin." diye kısa bir yanıt verdi.
Remus kafasını ayaklarına çevirirken anlatmakta zorlanacağını biliyordu. Kendine bile itiraf edememişken şimdi sesli söylemesi büyük bir şeydi.
Bir sessizlik daha oldu. Sirius üstünü giyinip yatağa oturuncaya kadar sürdü. Remus sonunda üzerindeki gözleri hissedince konuşmaya başladı.
"Bilmiyorum, gerçekten. Doğrusu benim fark etmem geç oldu. Çok geç. Sanki seni hep seviyordum da sadece ben görmedim gibi geliyor. Sanki hep yalnızca sen vardın gibi. Bunlar hep alışkanlık sanıyordum. Sürekli seni görmem, seninle ilgilenmem ve seni düşünmem... Ama bunların sana özel olduğunu fark ettiğimde diğerlerinden farklı bir sevgi yüzünden olduğunu anladım. Anladığımda, her şey daha zordu."
Remus kafasını kaldırıp bakışlarını karşı yataktan ona bakan Sirius'un gözlerine çevirdi. Bir süre göz göze durduklarında hiçbir şeyin bakışlarla anlatılmayacağını anlayıp konuşmaya devam etti.
"Bir sevgilin vardı. Çok olaylı ve bence arkadaşlıktan pek de farklı olmayan bir ilişkiydi. Sevgili olan insanların neler yaptıklarını görüyordum fakat siz öyle değildiniz. Karışmamaya karar verdim. Eğer karışırsam bunu senin için mi kendim için mi yapıyordum emin olamazdım. Bu zordu, bazen her şeyi söylesem diyordum. Yapamadım. Cesaretim olmadığı için değil, seni düşündüğüm için. Bunların ardından ayrıldınız."
Sirius üzülmüştü. Keşke her şey farklı olsaydı diye düşünmeden edemedi.
"Marlene ve ben quidditch maçının ardından birbirimize bir hafta dayanamayız lafına inat sürekli yan yana olmaya başladık. Çünkü küçük yaşlardan beri arkadaştık ve onun ailesi bile bizim için önemi olmayan kavgalarımıza üzülüyorlardı. Sonrasında o bir haftada eğlendiğimizi fark ettik. Süre uzadı, ilişkinin adı değişti ama içerik pek farklı değildi. Sonunda birbirinden sürekli kaçan, konuşmakta zorlanan bir çift olduk. Ama gerçekten arkadaşlıktan farklı tek yanımız el ele tutuşmak veya öpüşmekti. Bu da ikimiz için de çok şey ifade etmiyordu."
Sirius Remus'tan daha rahat anlatırken bunların düşünülmüş sözler olduğu anlaşılıyordu.
Remus kendini yatağa doğru bırakırken de bu sözleri düşünüyordu. Sirius gelip yanına uzandığında kollarını ona sardı. Madam Pomfrey odasından çıkına kadar da öyle kalmaya devam ettiler. Sonunda "Hala burada mısınız?" azarlarına gülerek hızla hastane kanadından ayrıldılar.
*****
kitaba başlarken bu tarzda bir sona gideceğimi düşünmemiştim fjksnfje
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolfstar// Çapulcular
FanfictionRemus: Lanet olası, yine neredesin sen? Remus: Marlene odanın kapısında, uyuyacağım demişsin ama gelmedin bile buraya? *******