Yerimde kıpırdamadan ellerim ceketimden çıkarmak isterken evin anahtarı cebimden fırladı. Yedeği ise yoktu. Onu tutmak isterken dengemi kaybettim. Elimde anahtar vardı ancak ben çoktan havada süzülmeye başlamıştım...
Gözlerim kapanmıştı. Hissettiğim tek şey acıydı. Canım acıyordu. Bedenim değil, düşüncelerim, kalbim, beynim ve midem. Acıyordu. Sonrasında hissettiğim başka bir şey olduğunu anladım, bir çift kol...
Gözlerimi açtım. Gördüğüm tek şey kırmızı bir zırhın çene tarafıydı. Kalbim yerinden çıkacaktı. Ve tek hatırladığım şey bana bakan bir çift kahverengi gözdü...
🤎
Ekip toplanmış kızın başında bekliyorlardı. Herkes bu kızı o kadar merak ediyordu ki. En basitinden neden uçurumdan atlamıştı, onu bu hale ne getirmişti.
Ortak salonda, oturma alanındaydı herkes. Kızı koltuğa yatırmışlardı. Diğerleri ise farklı farklı yerdelerdi. Her şeyden habersiz kızı izliyorlardı. Tabi çok şaşkındılar çünkü koltukta yatan kız, Tony'nin tıpa tıp aynısıydı. Kaşları, dudakları, gözlerinin rengi, saçları, burnu...
Neredeyse bir saat geçmişti. Thor sıkıntıdan Natasha'nın saçlarıyla oynarken Steve, kollarını birleştirmiş uyukluyordu. Tony kahve bardağı ile birlikte hurdalarıyla ilgileniyordu. Dünkü savaşta ana zırhına pek çok zarar gelmişti. Wanda ve Pietro odalarında oturmuş kızın kim olabileceğini tartışıyorlardı. Bruce ve Clint diğerleri için yemek hazırlarken, Wanda ve Pietro odalarına çekilmişlerdi.
Tabii ki Tony, Friday'a kızı araştırmasını söylemişti ancak Friday, en ufak ipucu bile bulamamıştı. Neden bu kızla ilgileniyorlardı kimse bilmiyordu ama herkes bu kızda bir şey olduğunu hissedebiliyordu. Vardı zaten bunu bilen iki kişi ise Tony ve Natasha'ydı.
Bir buçuk saat sonunda kız yavaş yavaş gözlerini açarken Tony bile meraklanıp hurdalarının başından kalkmıştı. Kız uyanırken söylediği tek kelime ise 'Anne' olmuştu.
🤎
Kız yavaş yavaş uyanmaya başlarken, herkes kızın başına toplanmıştı ancak Wanda, alan açılmasını söylemişti. Kızın yapabileceği en küçük hareket için Wanda, güçlerini kullanmayı engelleyen bir sihir uyguluyordu kıza.
Bella'dan...
Yavaş yavaş gözlerimi açtım. Acıdığı için ovaladım ve esnedim. Güzel bir uyku çekmiştim. Son olanlar aklıma gelince ise birden doğrulup ayağa kalktım, başımın dönmesi ve gözlerimin kararmasıyla tam düşecek iken kolumdan biri tuttu. Baktığımda Steve olduğunu gördüm.
Göz göze gelince hemen önüme baktım. Nerede olduğum hakkında hiçbir bilgim yoktu. Etrafa baktım, loş ışıklı ve son derece lüks bir yerdeydim. Oldukça büyük olan bu yer, camdan duvarlarla çevriliydi. Her yer parlıyordu ve dışarısı adeta ayaklarımın altındaydı. Bir sürü bina etrafı aydınlatıyordu ancak şu an bununla ilgilenmemeliydim.
Tekrardan içeriye döndürdüm gözlerimi. Tek bir kattaydık ancak yarı balkonluydu. Yukarıda ufak bir mutfak benzeri bir yer vardı ve tekrar camdan oluştuğunu gördüm. Bruce yukarıdan, elinde kupasıyla bana bakıyordu. Aşağı baktım. Bir sürü oyun masaları, eğlence alanları vardı. Önümde ise koltuk vardı upuzun. L koltuktu. Natasha, Clint, Wanda ve Pietro tam önümde oturuyorlardı. Sağ tarafta, tekli koltukta ise Tony oturuyordu ve elindeki tabletten bir şeyler bakıyordu. Ekranın ışığı gözlerini aydınlatırken çok hoş gözüktü gözüme. Ancak bana bakmasıyla gözlerimi hemen çektim gözlerinden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stark's Daughter || Bir Çift Kahverengi (Düzenleniyor)
FanfictionEgosu, saçları, gözleri, kaşları... Tıpkı Stark gibiydi. Tony Stark. Her şeyden habersiz oyuncakçı bu adam, bu kıza ne yapacaktı kimse tahmin edemiyordu. Ancak iyi şeyler olmayacağı kesindi. Ona verilen zehir ile bambaşka birine dönüştü. Kimdi o? A...