"Her zaman ki gibi korkuyorsun! Korkaksın sen!" Duyduğum seslerle birlikte elimle kulaklarımı sımsıkı kapattım.
"Seni kimse elimden alamaz! Kimsenin ruhu bile duymaz. Anlıyor musun?" Sesler daha yükseldiğinde kesik kesik nefes almaya çalıştım. Bildiğim ve hatırladığım sesleri duymak istemiyordum.
"Sen bir hiçsin ve her zaman da öyle olacaksın." Bunlar doğru değildi. Başımı iki yana salladım.
"Ben bir hiç değilim." Gözlerimi kapattım.
"Ben bir hiç değilim." Gözlerimi açıp etrafa bakındım. Kendime gelmem gerekiyordu, ben korkak bir kız değildim.
Ellerimi kulaklarımdan indirdiğimde silah seslerin uzaktan geldiğini fark ettim. Bütün insanlar düğün salonunu terk etmişti ama bir tek ben kalmıştım.
Saklandığım yerden çıkmak için bir adımda bulunacaktım ki Merih'in sözleri bunu yapmama engel oldu.
"Ben gelmeden hiçbir yere gitme! Burada kal. Yanına geleceğim."
Ona bu konu hakkında güvenebilir miydim? Ya beni burda tek başıma bıraktıysa? Aklınca benden intikam almak istemiş olabilir mi? Küçük bir tatsız olaydan dolayı bu kadarını yapacak bir adam mıydı? Değildi. Bence olmamalıydı.
Dudaklarımı araladığım an ağzımın üstüne kapatılan peçete ile başımı iki yana salladım. Bu durumdan kurtulmak için çırpındım. Kim niye böyle bir şeyi yapıyordu!? Her kim ise beni çekiştirmeye çalışıyordu. Şuan en mantıklı olanını yapmalıyım.
Bir elim peçetenin üzerindeyken boşta kalan diğer kolumun dirseğiyle arkamdaki kişinin boşluğuna sert olduğunu düşündüğüm bir şekilde vurdum.
"Lan!" Duyduğum erkek sesiyle artık emin olmuştum. Ben kaçırılıyordum. Ve her şeyin bu kadar kolay olmasına izin veremezdim.
"Uslu dur!" Ona vurmam üzerinde hiçbir etki yaratmamıştı. Başımı hızlıca adama çevirdiğimde göz göze geldik. Yüzünde sadece siyah maske vardı ve gözlerini görebiliyordum. Gözleri kehribar rengindeydi ve ben bu adamı tanımıyordum.
"Yaklaşma bana!" Boyu benimle aynı olsa da benden kat ve kat daha güçlüydü. Saklandığım yerden çıktığımda adam üstüme doğru yürümeye başladı.
"Nereye kaçabilirsin?" Silah seslerini artık duymuyordum. Ne yani beni burada bırakıp gitmiş miydi? Gerçekten bunu bana yapmıştı. Onun bana bunu yapmasına şaşırmamam gerektiğini kendime hatırlattım.
"Benden uzak dur!" Adam buradan kaçamayacağımı çok iyi bildiği için rahat hareketlerde bulunuyordu. İstese beni buradan kaçırabilirdi ama yapmıyordu.
"Teklifiniz reddedildi." Soğuk ses tonu tüylerimi diken diken etmişti.
"Merih birazdan burada olur. Seni öldürmeden uzaklaşıp kaç." Sadece blöf yapıyordum. Çünkü biliyordum ki Merih gelmeyecekti. Beni burada tek başıma bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞ LALESİ •TEXTING•
Novela Juvenil0505*******: Boşu boşuna tartışma çıkarmayın. Sizden korkacak halim yok beyefendi. 0532*******: Aksine korkmalısın. 0505*******: Ne o yoksa insan mı kaçırıp öldürüyorsunuz?! 0532*******: Biliyor musun tam üstüne bastın. Aynen dediğin gibi yapıyorum...