13.Bölüm

1K 59 27
                                    

Eşkıya: Suratıma kapıyı kapattın.

Dün akşam bana attığı mesajı ben sabah görüyordum.

0505*******: Ne olmuş yani?

Şuan ise onun evine gidiyor olmam kadar tezat bir olay yoktu.

En son ona yazdığım mesajdan sonra cevap vermemişti çünkü benim buraya geleceğimi biliyordu. Tek amacımın antrenman yapmak olduğunu ona kanıtlamalıydım.

Bahçeye girmeden önce her zaman ki gibi Mustafa kapının hemen önündeydi. Adam gözünü kırpmadan dışarıyı izliyordu. Şuan büyük ihtimalle geldiğimi görmüş olmalıydı.

"Sen, yine buradasın." Sesin geldiği yöne baktığımda adamın isminin Emir olduğunu hatırladım. Merih'in arkadaşıydı.

"Öyle oldu." Sırıtarak bana baktığında yüzümde bir şey var mı diye düşünmeden kendimi geri alamadım.

"Yanlış anlama sana gülmüyorum. Bizim salak çocuğa gülüyorum." Bu salak çocuk dediği kişi Merih'ten başkası olamazdı.

"Baya yakınsınız sanırım?" Merihe ait olan bilgileri öğrenmek istiyordum bu her ne kadar yanlış olsada kendime engel olamıyordum.

"İlkokulda başladı." Dediğinde evin içinden güzel bir kadın çıktı. Hızlı adımlarla Emir'in yanına vardığında yanağına öpücük bıraktı. Sanırım bu kız Emir'in sevgilisiydi.

"İçeride seni bekliyoruz acele etmelisin." Kadının gözleri beni bulduğunda dikkat çekmeden yüzünü inceledim. Kumral saçları kahverengi gözleri ve kısa boyuyla çok tatlı gözüküyordu. Aynı yaştayız gibi gözüksede kendisi minyon tipliydi.

"Sen Lale olmalısın." Şaşırdığımı belli etmeden kendimi alıkoyamadım.

"Ben Ayça. Emir'in eşiyim. Tanıştığımıza memnun oldum." Bir şok daha yaşamıştım. Evli olacak kadar küçük gözüküyordu ama ona bunu belli etmedim.

"Bende memnun oldum." Ben onun kadar sıcakkanlı olamasam da tebessüm ettim.

"Evli olduğumuzu beklemiyordun değil mi? E tabi sende haklısın. Benim gibi bir kızın Emirle evlenmesi çok tuhaf. Ama iş işten geçti." Üzülmüş gibi yaparak başını Emir'in koluna yasladı. İnanılmaz bir kadına benziyordu.

"Benimle evlendiğin için pişmanlık duyuyorsun yani?" Emir ciddi olmayan yüz ifadesiyle alttan alttan Ayçaya baktı.

"Hıhı." Gözümün önünde çok garip bir çift vardı. İkiside kafayı yemiş olabilirdi. Nasıl bir tepki vereceğimi bilmeden bahçenin tam orta yerinde ikisini izliyordum.

"Ayça çok şakacıdır." Sesini duyduğum an kalbimin benden habersiz hızlı atması hiç adil değildi. Ama o ses normal bir ses değildi ki.

Salondan bahçeye çıkan balkonun pervazına yaslandığında gözleri beni buldu. İlk gözlerini çeken taraf ben olmuştum. Ona uzun bir süre bakmamalıydım.

"Hadi ama oyunumu niye bozuyorsun?!" Ayça'nın yalandan sinirine karşılık Merih bizim olduğumuz tarafa yürümeye başladı.

"Yoksa senin kafayı yemiş bir kadın olduğunu mu anlasın. İstediğin gerçekten bu mu?" Merih, Emir ve Ayça ilkokul arkadaşı olmalıydı.

"Benimle uğraşma. Yoksa bende seninle uğraşırım." Ayça'nın tehdidi ile Emir bana gülümsedi.

"Biz genelde hep böyleyiz. Umarım sende bize alışırsın." Alışmam gereken bir durum mu vardı?

ATEŞ LALESİ •TEXTING•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin