3| "Senin İçin Savaşırım..."

2.8K 214 365
                                    

Merhabalarrr

 Bir geçiş bölümüyle geldim. Asıl konuya girmeden önce bir geçiş bölümü yazmak istedim. Mini fic olduğu için de ara sıra zaman atlamaları olacak. 

Ben The Revenge'dan kopamıyorum napacağız sksjkssksh. Cidden sürekli yazasım geliyor ve en sık bölüm attığım ficim oldu. Umarım sizlerde beğeniyorsunuzdur. Ficle ilgili düşüncelerinizi yazın da bileyim. Sevmezseniz kaldıracağım yoksa.

Ayrıca hikayeyi bir anda Vhope yapsam ne yapabilirsiniz ki skskskksjkjs

Oy verip yorum yapmayanlar ıslak tuvalet terliğine çorapla basıyormuşşşş

Keyifli okumalarrr <333










Güzel bir rüyadaydım. Jungkook yüzündeki kocaman gülümsemesiyle bana bakıyor ve çıplak ayakla yürüdüğü sahilde elini bana doğru uzatıyordu. "Hadi." Diyordu. "Benimle gel. Seni çok seveceğim."

İnanıyordum ben de ona. Tutuyordum sıcacık hissettiren ellerinden, sarıyordu beni. Güvende hissettiriyordu. Her şey güzel bir rüyadan ibaretti. Kısa ama yoğun. Rüyanın sonunda ise yüksek bir uçurumdan aşağı düşüyorum. Bu defa elini uzatan bir Jungkook yok. Sıcaklığı yok, güven hissi yok. Sadece düşüyorum.

Beni tutacak kimse yok.

Güzel rüya bir anda kabusa dönüşüyor ve ben gözlerimi açıp gerçekliğe dönüyorum ama onun da kabustan bir farkı yok. Her şey kötü, çok kötü.

Jungkook... Benim felaketim...

Beni serin sulardan çıkarıp kızgın ateşlere atan bitmeyen felaketim ama vazgeçilmezim.

Uykuyla uyanıklık arasında gidip gelirken etrafıma sarılı kollar bir anda çekildi. Soğuk çarşaflar arasında bir başıma kaldım. Jungkook'un sinirle bir şeyler mırıldandığını duyuyordum ama algılayamıyordum. Bütün bedenimde bir sızı vardı. En çokta arkamda hissettiğim ve dün geceyi hatırlatan bir sızı.

"Ne yaptım ben?" Jungkook'un pişmanlık dolu sesini duyduğumda gözlerim kapalı olsa da dolmuştu. Pişmandı. Benimle olduğu için, benimle seviştiği için pişmandı.

Neden pişman olmayacaktı ki? Ben onun sevdiği biri değildim, aramızda hiçbir şey yoktu. Üstelik bir sevgilisi vardı. Ben sadece onun kızgınlığından faydalanıp altına yatan acınası bir omegaydım. Onun hiçbir suçu yoktu. Bütün suç bendeydi. Buraya gelen de bendim. Ona izin veren de.

O uçurumdan atlamayı ben seçmiştim. Ben istemiştim.

Jungkook'un odanın içinde gezindiğini adım seslerinden anlayabiliyordum. Telaşlı adımları odanın içinde dolanıyordu. Biraz sonra kıyafet hışırtıları duymamla giyindiğini anlamıştım. Ben de hala çıplak bir şekilde beni istemeyen bir alfanın yatağında yatıyordum. 

Kapalı gözlerimden bir damla yaş şakağıma süzüldüğünde uyumadığımı anlamamasını umdum. O giyinip çıkıp gittiğinde ben de gidecektim. Ondan da, buradan da, her yerden de gidecektim. 

Odanın içindeki sesleri dinlerken birkaç saniye sessizlik oldu. Jungkook hareket etmiyordu. Odadan çıkmamıştı çünkü kapı sesi falan duymamıştım. Ne yapıyordu ki? 

Birkaç dakika sonra yattığım yatakta yan tarafımın çöktüğünü hissettim. Ardından gözyaşımın süzüldüğü yerde sıcak bir dokunuş... Jungkook gözyaşımı siliyordu. Bu daha çok ağlamak istememe neden olurken tam parmağına bir yaş daha süzüldü. Uyuduğumu sanıyordu ama ağlıyordum. 

Elini gözümden çektiğinde bu defa saçlarımda hissettim dokunuşlarını. Madem pişmandı şimdi neden böyle yapıyordu ki? Benimle oynamak, beni umutlandırmak hoşuna mı gidiyordu? 

The Revenge | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin