11I "En Büyük Gücümsünüz..."

2K 122 92
                                    

Herkese yılın son gününden Merhaba! 

Yeni yılınız kutlu olsun! 

Bu bölümü benden size küçük bir yeni yıl hediyesi olarak kabul edin. 

Hepinizi çok seviyorum, umarım yeni yılda da çoook mutlu olursunuz! 

Keyifli Okumalar aşklarım! 

***













"Yoongi'yle tartıştık."

 Jimin karşımda oturmuş bir elini çenesine yaslamış dolu gözlerle etrafa bakarken konuşmuştu. "Kesin ayrılacak benden." demişti sesi iyice içine kaçarken ağlayacak bir tonda. Dersten çıkmış ve direkt kantine inmiştik. Diğerlerini beklerken Jimin'in moralinin bozuk olduğunu fark etmiş ve ne olduğunu sormuştum. O da masaya gelip oturana kadar sessiz kalmış ve oturmamızla da dökülmeye başlamıştı. 

"Son zamanlarda ondan her şeyi sakladığım ve çok fazla yalan söylediğim için çok kızdı bana." İç çekerek ofladığında yanakları tombullaşmıştı. "Aynı şeyi ben yapsaydım sen nasıl hissederdin diye sordu. O kadar kötü hissettim ki. Beni çok sevdiğini, değer verdiğini ve kendisinin konu ne olursa olsun bana yalan söylemeyeceğini söyledi. Kalbimi kırmamak, beni üzmemek için sesini bile yükseltmedi Taehyung. Çok kırgın görünüyordu. Kendimi nasıl affettireceğimi hiç bilmiyorum. Affeder mi onu da bilmiyorum." 

Jimin'in gözlerinden ilk yaş düştüğünde burnunu çekip başını eğmişti. Yanına gidip hemen sarılmıştım tabi ben de. Jimin en zor zamanlarımda hep yanımda olup bana destek olmuştu ve aslına bakarsak Yoongi hyungla kavga etmesinin ve aralarının bozulmasının sebebi de biraz bendim. Jimin benimle olan konuları açıkça söyleyemediği için sevgilisinden saklamak ve yalan söylemek zorunda kalmıştı. 

Şimdi de Jungkook'la aramızdaki her şey Seokjin hyungların nişanında ortaya çıkmıştı ve Yoongi hyung da haliyle kırgınlığını dile getirmişti. Tartışmalarının çok kötü olduğunu düşünmüyordum çünkü Yoongi hyung Jimin'e kıyamazdı. Ona sesini bile yükseltemezdi. Ki birkaç güne barışacaklarına da emindim. Jimin şu an çok hassastı ve kendini kötü hissediyordu. Bu yüzden de tartışmalarını abartıyor ve barışmayacaklarını düşünüyordu. 

Ancak ben öyle olmayacağını biliyordum. Yoongi hyungun kırgınlığının geçmesi için Jimin'e bir kere bakması yeterliydi. Hatta şu an burada olsa ve ağladığını görse anında affederdi. Jimin'e hiç kıyamıyordu. Ağlamasına hiç dayanamıyordu. 

Jimin'i sıkıca sarıp sarı saçlarını okşamıştım. "Benim yüzümden tartıştınız değil mi?" dedim üzgün çıkan sesimle. "Üzgünüm Jimin." 

Jimin omzuma yasladığı başını kaldırdı ve minik elleriyle ıslanmış yanaklarını sildi. "Saçmalama Taehyung." dedi kaşlarını çatarak. "Senin yüzünden falan değildi. Her şey için kendini suçlamayı bırak artık." 

Gözlerimi kaçırıp kapı tarafına baktığımda Seokjin hyung ve Namjoon hyungun el ele tutuşarak ve aralarında bir şeyler konuşarak kantine girdiklerini gördüm. Bizi gördüklerinde bizim olduğumuz tarafa doğru yürümüşlerdi. 

Onları da en son nişanlarında görmüştüm. Herkes beni Hoseok'la sevgili sanırken ve ondan hamile olduğumu düşünürken Jungkook çıkagelmiş ve her şeyi ortaya dökmüştü. Herkesin büyük bir şoka girdiğini ve neler olduğunu bilmedikleri için şaşırdığını biliyordum. Herkese o kadar fazla yalan söylemiştik ki bunun içinden nasıl çıkacağımızı da bilmiyordum. 

Hele ki şu an bana kızgın gözlerle bakan Seokjin hyunga nasıl bir açıklama yapacağımı da bilmiyordum. 

Yanımıza gelip boş olan sandalyelere geçip oturduklarında Seokjin hyung bana dönmüş ve konuşmam için beklemeye başlamıştı. Onun aksine Namjoon hyung daha sakin duruyordu. Nasıl olsa konuşacağımı, onlara olanları anlatacağımı biliyordu. Ancak Seokjin hyung öyle değildi. "Taehyung." derken sabırsız çıkan ses tonundan da anlayabiliyordum bunu. "Bize neler olduğunu anlatacak mısın artık?" 

The Revenge | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin