4I "Alfamın Kalp Sızısı..."

2.6K 211 172
                                    

Merhabalarr

En sevdiğim ficime bölüm atmaya geldim skskjskjksj

Yalnız dört bölümdür Taehyung'u ağlatıyorum. Neyse güldüreceğim bölümlerde gelir inşallah. 

Umarım The Revenge'ı sevmişsinizdir çünkü ben çok seviyorum. 

Oy verip yorum yapmayanlar serçe parmağını sehpaya çarpıyormuşşş

İyi okumalar

Sizi seviyorum <33

***






"Ağlama,

Ağlamak
Biraz öteye kaçmaktır
Ağlamak,Hüzünle anlaşmak,
Ve kucaklaşmaktır.
Ağlamak
Sığınmaktır ne olsa,
Avuç açmaktır
Uzak da olsa, yakın da olsa
Biraz onu öteye itmektir
Kişinin en kolay mutsuzluğu
Ağlamaktır, geçiştirir umutsuzluğu."

Özdemir Asaf








Bir şeylerden vazgeçmek her zaman zordur. Bir şeye bağlanmak ne kadar kolaysa ne kadar kısa sürerse vazgeçmekte bir o kadar zor, uzun ve sancılı bir süreçtir. İnsan değişik bir varlıktı. Bir şeyler acı da verse vazgeçmek istemezdi. İçini yarar oluk oluk kanlar akıtır ama yine de vazgeçtim demezdi. Hiçbir şey benden önemli değil bırakıyorum diyemezdi. 

Ben de diyemiyordum işte.

Ona elveda diyemiyor, içimden söküp atamıyordum. 

Canımı yakıyor, gözyaşlarımı akıtıyordu ama git diyemiyordum. Bu dünyadaki en büyük acizlik değildi de neydi? Birine seni sevmesi için yalvarmak... 

Hoseok hyung arabanın içinde durmuş beni izlerken yavaş adımlarla girdim evden içeri. Sırtımı kapıya yasladığımda ellerim kalbimin üstünü tuttu. Artık bu acıyla başa çıkamıyordum. Ben zayıf bir insandım bu kadar acıyı kaldıramıyordum. 

Neden ben? Neden beni seviyordu ki? 

Bana senin için savaşırım demişti. Kiminle olursa olsun savaşırım. 

İstemiyordum. Hiç kimsenin benim için savaşmasını falan istemiyordum ki. Ben uğrunda savaşılacak birisi değildim. Omegam içimde bir yerlerde acı çığlıklar atarken salondan bizimkilerin seslerini duydum ve toparlanmam gerektiğini fark ettim. Beni böyle görürlerse onlara da açıklama yapmam gerekirdi ve ben şu an çok yorgundum. Gözlerim kararıyor adeta bayılacak gibi hissediyordum. 

Sırtımı yaslandığım kapıdan ayırıp odama gideceğim sırada annem salondan çıkmıştı. "Taehyung geldin mi oğlum?" diye sormuştu. Yenilmişlikle gözlerimi kapattım ve iç çektim. Onlara görünmeden kaçma çabalarım hüsranla sonuçlanmıştı ne yazık ki. 

Annem doğru döndüğümde yüzüme bakmasıyla kaşlarının çatılması bir olmuştu. Birkaç adımda yanıma gelip yüzümü elleri arasına almıştı. "Bebeğim bu halin ne senin?" demişti şefkatle. "Yüzün bembeyaz olmuş, süzülmüşsün resmen." 

Gözleri oldukça üzgün bakıyordu. Elleri saçlarıma çıktığında sıcacık elleriyle kenara itmişti saçlarımı. "Seni çok ihmal ettim değil mi güzel oğlum? Şu haline bak. İşlerim yüzünden bakamadım sana, zaman ayıramadım." Beni kendine çekmiş ve sarılmıştı. Benim kollarımda annemi sardığında burnunu çekmişti. 

Ayrıldığımızda yaşaran gözlerini silmiştim parmaklarımla. Üzülmesini hiç istemiyordum. "Üzülme anne, iyiyim ben. Yorgunum sadece. Bugün çok yoruldum okulda." dedim endişesinin yok olmasını umarak. 

The Revenge | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin