Bilmiyorum İrem bilmiyorum. Ama bir bildiğim var.
Ne o peki..?
Bunların hepsi onların yüzünden olduğu..
Evet.. Onların yüzünden.. Ya da biz öyle düşünüyorduk..?
Hayır İrem onların yüzünden düşünme değil, net konuşuyorum.
Bilmiyordum her geçen gün aklımda ki sorular hep artıp artıp duruyordu ne yapacaktım? Bu aklımdaki onca sorulara nasıl sonuç bulacaktım..? Sorular her geçen gün tekrarlanıp döngüye giriyorlar..
"Melek ismini neden babam kaldırmıştı?"
"Çağrı neden ikibidir kaybolup kaybolup duruyor?"
"Eski sevgilim Melek olan ismimi nerden biliyor?"
"Doktor ne dedi?"
"Hastalığıma ne olucak?"
"Neden kan kustum?"
"Bunlar geçecek mi?"
En önemlisi ise;
"Bana ne olucak?"
Gerçekten ne olucaktı? Şuan ki kötü durumumdan daha fazla kötü ne yaşayabilirdim? Nelerle daha karşılaşacaktım?
İçimde çok kötü hisler dolaşıyor midemi tekrar bulandırıyorlar.. Ama sadece kötü bir his.. Daha ne olduğunu bilmiyor, hatta isim bile takamadım bu hisse..
Bu düşüncelerim Çağrı'nın kapıdan girişi ile bozulur. Çünkü Çağrı'nın yoğun duygusunu düşüncelerim bile taşıyamaz hale gelip yok olmuştur.. Çağrı sinirli üzgün halle içeri girdiğinde kapıda her zamanki gibi yüzüne küçük bir gülümseme ekler. Ama bu gülümsemenin yapmacık olduğu hatta yalan olduğu o kadar bellidir ki..
-Prensesim hemşire şimdi gelip senin serumu çıkarıcak sonra eve gideceğiz.
Çağrı ile doktorun konuşmaları Çağrı için ağır gelmiştir ki bir söz bile etmek istemediği yüzünden bellidir. İrem ise Çağrı'nın üzerine gitmeyecek şekilde sorular sormaz.
-Tamam.
-Nasıl hissediyorsun şuan?
-Şu anlık iyiyim..
Çağrı yanıma doğru gelip yere doğru eğilir ve ayakta oturan benin sağ elinden iki eliyle beraber kavuşturur.
-Merak etme prensesim her şey geçecek. Ben senin yanındayım.
Çağrı'ya yaklaşarak önce alnımızı sonra dudaklarımızı kavuştururum. Küçük bir kavuşmadan sonra ayrılır ve hemşirenin gelmesini bekleyecekken kapıya baktığımızda geldiği hatta bizi izlediğini fark ederiz.
Yüzüm mü yanıyor iç ses?
Evet yüzümüz şuan yanıyor hatta tutuşuyor kızarmaktan!
Su yok mu??
Su mu? Evet var. Senin alevlerini söndürmek için gelen Çağrı var..
-Ah özür dilerim.. Sizin tatlı aşkınızı bölmek istemedim.. Ben hemen serumu çıkarıp gideyim.
-Sorun yok.
-Bu arada cidden çok güzel bir çift olmuşsunuz tebrik ederim.
-Teşekkür ederiz.
-Çokta karışmak gibi olmasın ama meraktan soruyorum. Evli misiniz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşamak İçin Bir Sebep
Short StoryYaşamadığı kalmamış bir kadının acımasız bir hayat tarafından yönetilmiş ve kendi kararları dahi uygun görülmemiş ve yaşamaktan pes etmiş kadının sebep arayışı. İ𝚛𝚎𝚖 𝚅𝚎 Ç𝚊ğ𝚛ı'𝚗ı𝚗 𝙷𝚒𝚔𝚊𝚢𝚎𝚜𝚒. Bu hikaye kurgudur. Küfür ve +18 şeyler içe...