-Başınız sağolsun..
İrem bunu duyunca dayanamadı ve bayıldı. Doktorlar onu hemen bir odaya götürüp serum takarlar. Ayıldığı gibi de ilk olarak yanındaki koltukta oturan Çağrı'yı sonrada karşısında duran doktoru görür.
-İrem iyi misin?
-İyiyim..
Kardeşinin ölümünden sonra iyi olması garipsenmesi gerekiyordu ama kimse bunu garipsemedi. Ama şöyle bir şey vardı ki bu günden sonra İrem eskisi gibi olmayacaktı. Kimsesi kalmamıştı, üstüne üstlük eski sevgilisi tarafından tehlikedeydiler, stresliydi ve korkuyordu.
-Kardeşim.. O nasıl öldü?
-Maalesef bizde bilmiyoruz. Sabah hemşire odasına geldiğinde ölü bulmuştu. Trafik kazası sonucu olsaydı olamazdı çünkü sapasağlam dı. Kalp krizi olsa da hiç bir şeyle bağlayamadığımız için olamazdı. Birisi gelip öldürdü desek; cam zorlanmamış, kamera kayıtlarında kimse yok ve yatakta bir tane bile kıpırdama yoktu.
-Ama nasıl olabilir..?
-Bizde bilmiyoruz. Ama bir şey bulursak hemen size haber veririz. Ve serum bitince çıkabilirsiniz. Geçmiş olsun.
-Teşekkur ederiz.
İrem etrafına bakınır sonra ellerine o sırada ise düşünür ama kardeşi nasıl öldüğü hakkında açıklama getiremez. Sonra Çağrı'ya bakar ve..
-O yaptı!
-Kim ne yaptı?
-Eren! O adi köpek benim kardeşimi öldürdü!
-Ama ne yatakta bir iz nede kameralarda bir iz yok diyordu.
-Bilmiyorum.. İlk aklıma gelen kişi oydu..
Der ve ağlamaya başlar. Bu sırada Çağrı ayağa kalkar ve İrem'in yanına oturmak için kaymasını bekler. Çağrı oturur duvara yaslanır. Sonra İrem yine kafasını onun omzuna atar ve ağlamaya devam eder. İkisi uyuya kalırlar.
Hemşire odaya girip artık gidebileceklerini söylemek için onları uyandırır.
-Eyerki rahatsız etmiyorsam, serum bitmiş gidebilirsiniz.
-Ah, tamam. Teşekkür ederiz.
-Rica ederim.
Çağrı uyandığı zaman camdan dışarı bakar ve yağmur yağıyordur. Sonra kalkar ama İrem hala uyuyordur. Çağrı uyandırmak istemez ve hazırlanır sonra da Camdan arabanın kapısının kilidini açar ve İrem'i kucağına alır. Arabaya kadar getirdiklerinde kapıyı açıp arabanın içine oturtup başını koltuğa doğru yaslandırır. Üstüne kırmızı bir örtü örter. Ve oradan ayrılırlar.
Yolda Çağrı dikiz aynasından bakar ve İrem'in uyandığını, camdan dışarı baktığını ve yine ağlamaya başladığını görür.
-Hey prenses! Bir yere gitmek ister misin?
-Hayır, eve gitmek istiyorum.
-Hadi ama lunaparka nedersin?
-Çağrı hayır dedim. Lütfen itiraz etmeden beni eve bıraksan..? Yorgunum uyumak istiyorum..
-Ah, peki prenses sen bilirsin. Ama bir yere gitmek istediğinde beni ara tamam mı?
-Tamam.
Eve kadar gelirler akşam saat 10.30 geçiyordur. İrem arabadan inmeden Çağrı iner ve kapıyı açar. İrem iner ve Çağrı da peşinden gelir onu eve kadar bırakır. İrem eve girerken Çağrı da arabaya doğru yönelir ve İrem arkasına döner.
-Şey gitmesen..? Benim evimde kalsan bir gece..?
-Hm.. İşlerim var ama..
-Lütfen..
-Peki ozaman.
-Çok teşekkür ederim..
Çağrı arabayı park edip eve gelir o sırada İrem balkona çıkmış örtüyü üstüne kapatıp oturmuş şekilde yağmuru izlemekteydi. Çağrı balkona gelir ve diğer sandalyeye oturur. İrem sandalyenin koltuğuna elini koyar ve, azcık boşlukta durur. O sırada da Çağrı İrem'in elinden tutar ve ısıtmaya çalışır. Isındığında elini öper ve elini yerine koyar ama tutmaya devam eder. İrem aniden konuşmaya başlar.
-Sana bir şey diyeceğim.
Der ve Çağrı'nın gözlerine bakaraktan.
-İyi ki varsın.
O sırada Çağrı'nın eli ayağına karışır ve kalp atışları hissedilir şekilde olur ve bu durumu İrem garipser.
-Bende sana bir şey diyeceğim prenses.
Der ve İrem'in gözlerine bakaraktan.
-Sende iyi ki varsın.
Derler ve göz göze gelip birbirine bakarlar bu durum sayesinde birbirlerine aşık olurlar. Ama İrem Çağrı'nın aşık olduğunu bilsede Çağrı İrem'in aşık olduğunu bilmiyordu. Bu yüzden de İrem'in açılması kendisine göre zorlaşıyor du bu yüzden de bu açılma olayını Çağrı'ya devretmişti.
Bir an yağmur şiddetlenir ve içeri geçmek zorunda kalırlar. İçeri geçerler İrem koltuğa oturur Çağrı ise biraz uzak ama yanında oturur. Sonra İrem Çağrı'nın kucağına doğru yatar ve uyur. Çağrı da onun saçlarını okşarken uyuya kalırlar.Sabah saat 8.30'dur İrem uyanır ama uyandığında Çağrı'yı göremez ama kendisinin kendi yatağında olduğunu görür. Aşağı kata iner ve etrafı kolaçan eder. Çağrı'yı mutfakta yemek hazırladığını ve masayı yemeklerle donattığını görür. İrem bu duruma mutlu olsa da kendisine tedavi olarak işlemiyordu. İrem Çağrı'nın yanına gider.
-Çagri bey yemek yapıyor... Hmm kokusu tam benim yatağıma kadar geldi!
Çağrı'yı üzmemek için üzgün modundan çıkar, neşeli moduna geçer ama yinede bu kardeşinin ölümünü katlanamamıştı. Ama bu olanları unutmak için de çabalıyordu.
-Tabi ki! O enfes kokuyu duyan bir daha bakıyor sonra tekrar bakıyor! :D
-ğshanskqnqkqjqjao
-Ozaman geç bakalım masaya bak ne yaptımm..~!
-Ne yaptın ki?
Masanın tam ortasına tavayı koyar.
-Mıhlama!
-Aaa, çok güzel kokuyor bu ya! Ama artık bu yemek benim senin değil!
-Ya sen yeterki ye! Ben bidaha yapar ve ben yinede yemem!
-Ya şaka yapmıştım sende yiyeceksin tabii ama yinede teşekkürler iltifat için :>
Bu İrem'i mutlu etmişti azcık da olsa ama en mutlu olmasının kaynağı Çağrı'ydı o mutlu olsa yeterdi onun için.
-Sence bu gün nereye gidiyoruz biliyor musunn?
-Hayır, nereye gidiyoruz ki?
İrem az çokta şaşırmıştı. Sonra Çağrı cebinden çıkardığı biletleri gösterir.
-Tabiki de konsere!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşamak İçin Bir Sebep
Historia CortaYaşamadığı kalmamış bir kadının acımasız bir hayat tarafından yönetilmiş ve kendi kararları dahi uygun görülmemiş ve yaşamaktan pes etmiş kadının sebep arayışı. İ𝚛𝚎𝚖 𝚅𝚎 Ç𝚊ğ𝚛ı'𝚗ı𝚗 𝙷𝚒𝚔𝚊𝚢𝚎𝚜𝚒. Bu hikaye kurgudur. Küfür ve +18 şeyler içe...