Özür dilerim ben.. Beni affediyor musun?
Affediyorum.. Peki ya sen beni affediyor musun iç ses..?
Sen hiç bir şey yapmamıştın ki affedeyim..
Artık iç savaşımın sona ermiş olması gerekirdi? Kendimi affetmiş olmam gerekirdi? Kendime ilk adımı atmış olmam ve barışı sağlamış olurken Çağrı'nın üzgün yüzü yağmuru izliyordur. Çağrı'ya bir özür borcum vardır.
-Özür dilerim..
-Sorun yok prensesim.. Haklısın seni çok sıkıyorum.. Seni zorluyorum ama iyiliğin için yaptığımı bil.
-Biliyorum benim için çabalıyorsun ama ben kendimde halledebilirim..
-Ne yani bana gerek yok demek istiyorsun?
-Tabiki de hayır öyle demek istemedim.. Sadece kötü zamanlarımızda birbirimizle dertleşip sohbet etmek dışında sınırları aşmak istemiyorum.
-Sadece dertleşip sohbet etmek mi?
-Evet..
Çağrı'yı seviyordum. Ama bir andan da arkadaş görüyordum..?
Ne kadarda aptalca de mi iç ses..?
Hayır aptal olan bu değil. Aptal olan duygularımız..
Peki, sen öyle diyorsan..
Evet şimdi ne yapacaktım? Çağrı olmadan önceki süreçte sessizliğe ve karanlığa gömülmüşken bir anda o sessizlikten çıkaran kişi Çağrı idi. Ama beni karanlığımdan alamayacaktı.. Çünkü ben ona o bana sahip ve sığındığım tek noktaydı.. Karanlığım..
Kendisi gürültüye aşık olan gündüze aşık olan birisi tabiki ben öyle görüyorum.. Ama ben..? Sessizliğe aşık olmuştum.. Ve bu hiç değişmeyecekti..
-Her şey için tekrar özür dilerim..
-Ne yaptın ki özür diliyorsun?
-Seni hep ittiğim için seni hep dışladığım için..
-Nedensizce özür dileme. Beni dışlamadın veya beni itmedin. Sadece kendi hayatının kapılarını açmanda zorlanıyorsun. Ve açmaya da korkuyorsun. Çünkü biliyorsun ki açtığında gelecek olan felaketleri biliyorsun. Yaşanacak olayları tahmin ediyorsun. Ama bunların hiç biri olmayacak. Çünkü ben varım. İkimiz varız. Sen varsın.. Kendine güvenmelisin. Ve bunuda bilmelisin. Ama bilmek istemiyorsun her şeyi kabul etmiyorsun. Neden? Neden olumsuz şeyler dışında bir şeyi kabul etmek istemiyorsun? Sana bir tek sorun var. Ve bunu doğru düzgün cevap vermeni istiyorum.
-Ama bir soru..
-Sen kimsin?
Bu sorunun cevabı kolay olması gerekirken, cevabı dahi tahmin edemiyordum.. Ben kimdim?
-Özür dilerim.. Bunun cevabını kendimde bilmiyorum..
-Senin için özür dilemeyi yasakladım bir. İkincisi neden kendini bilmiyorsun ve bilmek istemiyorsun?
-Ama bir soruydu..?
-Ozaman cevapla sorumu. Sen kimsin?
-Bilmiyorum dedim ya..
-Düşün ozaman.
-Neyi?
-Kendi hayatını, kendini, sen ve bu kalbini..
Son kelimesine geldiğinde eliyle kalbimi göstermişti.. Bu neden benim duygularıma işlenmişti ki? Neden şuan bunun için ağlıyorum?
Biliyor musun bilmiyorum ama.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yaşamak İçin Bir Sebep
Historia CortaYaşamadığı kalmamış bir kadının acımasız bir hayat tarafından yönetilmiş ve kendi kararları dahi uygun görülmemiş ve yaşamaktan pes etmiş kadının sebep arayışı. İ𝚛𝚎𝚖 𝚅𝚎 Ç𝚊ğ𝚛ı'𝚗ı𝚗 𝙷𝚒𝚔𝚊𝚢𝚎𝚜𝚒. Bu hikaye kurgudur. Küfür ve +18 şeyler içe...