episode 21

500 81 16
                                    

"Yeter gerçekten, bıktım onun bunun arkasını toplamaktan." diye söylendi Jisung.

Onun sesini duyan diğer askerler korkuyla oldukları yerde durdular, etraftaki insanlar da ona korkuyla baktılar.

"Bakmayın öyle, hadi herkes işine."

Herkes hızlıca işine döndü, onu gören Minho'da kaşlarını çatarak yanına ilerledi.

"Jisung, neyin var?"

"Hiç." dedi yine sinirle.

"İnsanlara bu denli bağırmanı bir nedeni olmalı ki o kafanı yerinden koparmayayım, anlat."

Jisung ofladı, derin bir nefes aldı.

"Misafiler gitti, kimse elini sürmeden odalarına çekildi. Ortalıkta kalan kılıçları, atları ve daha çoğunu ben toplattım. Yoruldum, kaç gündür düzgün dinlenemiyorum."

"Anladım, bundan neden daha önce bahsetmedin?" deyip küçüğün kolunu tutup yavaşça içeriye çekti, odalarına ilerletti.

"Biliyorsun ki Chan'ın en güzel günleri, bundan ona şikayet edip bozamam."

"Chan'ın en güzel günleri falan değil. Resmen formalite icabı evlendiler, öpüşüp duruyorlar ki bu gerçek duygu mu ikisi de bilmiyor."

"Ne?"

"Gerçek duygu olduğunu düşünmüyorum. İkisi de hayatlarında ilk kez böyle ilgi gördükleri için böyleler, belki de başkası gelse aynı şekilde davransa akılları karışacak."

Jisung düşündü, cidden doğru söylüyordu.

"Haklısın ama bunu onlara söyleme, bırakalım mutlu olsunlar."

"Tabii öyle, her neyse sen şuraya uzan da masaj yapayım."

"Uzanayım." diye güldü ve yatağa uzandı Jisung.

İkili onları konuşurken iki oda ötelerinde de yeni evli çift sohbet ederek bahçeyi seyrediyorlardı.

"Yani abin ve babanın düşüncesi tamamıyla beni öldürmek üzerine mi?"

"Öyleymiş, ben normal bi iş zannediyordum ama dün kütüphaneye gidip maddelere baktım. Biz evlendiğimizde borçlar silindi, eğer ikimizden biri ölürse de iki krallık da yaşayana kalacakmış. Muhtemelen bunun için, bir de sana karşı bir şey hissetmediğimi düşünüyorlar yani duygusuz olduğumdan dolayı." deyip önündeki içecekten bir yudum alıyordu ki söylediği son şeyler yüzünden gözlerini ayırıp öylece kaldı.

Chan duyduklarının hangisini sindireceğini şaşırıp kocaman gözlerle karşısındaki küçüğüne baktı. Utandırmak istiyordu onu ama kendi de utandığı için yapamadı.

"Ben yiyecek bir şeyler daha alayım." deyip olduğu yerden kalkıp hızla odadan çıktı.

Chan kendi kendine kıkırdadı, ayağa kalkıp pencerelerden ikisini daha açıp derin nefes aldı. Kapının açılmasıyla içeriye giren küçüğünü görüp gülümsedi, yavaşça ona yaklaştı.

Seungmin kendine gülerek yaklaşan çocuğu gördüğünde titrediğini hissetti. Elindeki tabakları havaya kaldırdı, kurtarıcıları olmasını dileyerek.

Fakat Chan durmadı, tabakları alıp kenardaki masaya bıraktı. Ellerini Seungmin'in beline sardı ve aralarında mesafe bırakmadı.

"Demek bana karşı bir şeyler hissediyorsun, hm?" dedi güldüğünden dolayı kısılan gözleriyle Seungmin'i süzerken.

"Yok ya, hissetmiyorum. Ondan öpüp duruyorum zaten." dedi ellerini Chan'ın boynuna dolayıp gözlerini devirirken.

"Beni bir kez olsun rencide etmesen ne olur?" deyip Chan'da göz devirdi.

"Olmaz, yaşayamam." deyip kıkırdadı.

"Hm, öyle mi?" deyip yavaşça küçüğünün yüzüne yaklaştı.

"Öyle." dedi Seungmin büyüğüne yaklaşırken.

İkili sonunda dudaklarını birleştirdiklerinde gözlerini kapattılar, anın büyüsüne bıraktılar kendilerini.

Chan, belini okşuyor ve eşinin alt dudağını emiyordu. Seungmin'de, Chan'ın saçlarıyla oynayarak üst dudağını emiyordu.

Chan ellerini yavaşça küçüğünün bacaklarına ilerletti, Seungmin onun yapacağı şeyi anlayıp kendini hafifçe kaldırdı ve büyüğünün kucağına çıktı.

Chan yavaşça yatağa ilerledi ve Seungmin'in sırtını yatakla buluşturdu, yavaşça üstüne çıktı. Ellerini ince belinde gezdiriyordu hala, Seungmin'de onun boynunda.

Chan yavaşça ayırdı dudaklarını, Seungmin'in şişmiş ve kızarmış dudaklarıyla nasıl güzel olduğunu izledi bir süre. Bunu sadece kendins saklamak istemedi.

"Çok güzel görünüyorsun.." deyip altında uzanan çocuğun kızarmasını sağladı. Ardından gülerek devam etti "...ayrıca ben de sana karşı bir şeyler hissediyorum."

Seungmin duyduğu şeyle mümkünmüş gibi daha da kızardı, gülümsedi kocaman.

Chan'ı omuzlarında tutup kendine çekti. Chan neye uğradığını şaşırsa da vücuduna sarılan kollarla gülümsedi, o da sardı küçüğünün etrafına kollarını. Bir süre birbirine sevgilerini anlatarak uzandı ikili.

...
bu fic angst değil!!!

two prince one kingdom | chanminHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin